Olay Gazetesi Bursa

Rusya-Ukrayna barışı için Cavit Çağlar modeli…

Habertürk Yazarı Muharrem Sarıkaya, uçak krizinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in buluşmasında ve sorunun suhuletle çözümünde önemli bir görev üstlenen Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar'ın uyguladığı yöntemin şimdi de Rusya-Ukrayna savaşında iki ülkenin oligarkları tarafından devreye sokulduğunu bugünkü köşesinde kaleme aldı...

Habertürk Yazarı Muharrem Sarıkaya, yazısında şu ifadeleri kullandı;

UKRAYNA ve Rusya Dışişleri bakanlarını ateşkesin sağlanması için Antalya’da buluşturmak önemli adımdı.

Şimdi de ateşkesi kalıcı hale getirmek için İstanbul’da tarafları buluşturmak ilk adımın üzerine yeni bir katman konulması.

Türkiye bu açıdan çok önemli bir rol üstlendi.

Üstelik Ukrayna’yı da görüşme masasında psikolojik baskı altında kalmaktan da korudu; Rus heyet ile eşit hale getirdi.

Müzakerelerin yürütüldüğü Belarus’un Moskova etkisinde olduğunu bilmeyen yok.

Bu da Ukrayna heyetine saha bakımından psikolojik etki bırakıyordu.

Bu açıdan kalıcı ateşkes görüşmelerinin İstanbul’da yapılıyor olması Ukrayna’ya Belerus’a göre farklı bir rahatlama sağlıyor.

ÇOK SAYIDA ÜLKE İSTEDİ

Görüşmenin İstanbul’da olmasının Türkiye açısından da önemi var…

Çünkü Rusya’nın saldırılarından sivil etkileşim artıp Avrupa’ya doğru göç de yükselince birçok ülke arabuluculuk için kolları sıvamıştı.

Her birinin kendine göre gerekçeleri vardı.

İsrail bizzat Başbakanı Neftali Bennet nezdinde devreye girdi, BAE en üst seviyede arabuluculuk faaliyetinde bulunma niyetini açıkladı.

Hindistan’dan Mısır’a, Çin’den Pakistan’a, Fas’a, Güney Afrika’dan Fransa’ya uzanan yelpazede arabuluculuk görüşmelerine ev sahibi olmak isteyen ülkeler söz konusu.

Buradan yeni bir itibar devşirme veya tarafsızlık adı altında Rusya ile ticari ilişkileri devam ettirme peşinde olan da çok sayıda lider ve ülke var…

Böyle bir talep yoğunluğu ve siyasi iklim içinde İstanbul’da görüşmelerin yapılıyor olması önemli bir avantaj…

Ancak bunun da bir sınırı olması gerekiyor.

Dışişleri Bakanlığı’nın tecrübeli bir diplomatının söylediği gibi eğer süreç uzarsa bu Türkiye’ye yarardan çok sıkıntılı bir durum da yaratabilir.

RUSYA KARŞITI OLMADAN, UKRAYNA’NIN YANINDA

Bu nedenle dün Galip Dalay’ın CNN’deki demecinde de kayda geçirdiği gibi “Türkiye’nin temelde çok agresif şekilde Rusya karşıtı olmadan Ukrayna yanlısı tutumu” Ankara’nın da birçok açıdan elini rahatlatıyor.

Ancak bu sürecin uzaması bir aşamadan sonra Türkiye’ye de batı ile birlikte yaptırımlara katılma baskısını arttırır, batı ile ilişkilerini düzenlemesi açısından önüne çıkan fırsat engele dönüşmeye başlar.

Ankara da bunun farkında olmalı ki çözüm için daha önce de başarısını test ettiği, iş adamları aracılığıyla sorunların çözümüne katkı verilmesi yöntemini burada da uygulamaya koymuş.

ABROMOVİCH’İN ROLÜ

Rus heyeti, “Resmi bir görevi yok” açıklaması yapmış olsa da, dünyanın sayılı zenginleri listesinin başlarında yer alan Roman Abromovich dün müzakerenin yapıldığı salonda Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yanında oturuyordu.

Aktarıldığına göre Abromovich’in müzakereler başlamadan önce de bazı temasları olmuş.

Hatta Türk tarafıyla da nelerin yapılabileceği konusunda fikirlerini paylaşmış.

İş adamlarının sorun çözümünde iyi bir solüsyon olduğunu aslında eski Devlet Bakanı, Türkiye’nin sayılı iş adamlarından Cavit Çağlar Rus uçağının düşürülmesi sonrası gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in buluşmasında önemli bir görev üstlendi…

Uçak krizinin suhuletle çözümünde çıkardığı efora, sarf ettiği emeğe ve o süreçte neler çektiğine bizzat tanığım…

Bunun için, dönemin Kazakistan Devlet Başkanı’nı da kişisel ilişkilerini kullanarak devreye nasıl soktuğunu ve soruna çözüm bulmak için ne gayretler sergilediğini biliyorum.

SİYASET VE TİCARETİN KATKISI

Çağlar’ın müzakereleri yürütürken Demirel gibi bir büyük siyasetçinin yanında yetişmiş olması ve iş dünyasından gelen birikiminin önemli kazanımı vardı.

Asıl önemli olan da ticaret, iş adamı zekasıyla pratik çözüm üretebilme yetisiydi.

Ayrıca Çağlar’ın yatlarına ve mal varlığına batılı ülkelerin blokaj veya el koyması gibi bir derdi de yoktu.

Milyon dolarlık yatlarını Türkiye’ye getiren Rus milyarder Roman Abromovich ise böyle bir baskı altında bu görevini yürütüyor.

Bu çözüme katkı mı sağlar, yoksa Rusya Devlet Başkanı Putin’in yakın geçmişte rastlandığı gibi oligarklara karşı tepkisinin yükselmesine mi neden olur zaman gösterir.

Ancak ne olursa olsun ABD’nin oligarklar üzerinden Moskova’ya baskı kurma taktiği işledi, ama beklediği sonuca götüremedi…

Dolayısıyla İstanbul görüşmeleri Rus oligarklar için de bir umut.

Putin’i çok yakın tanıyan Cavit Çağlar’dan umarım taktik ve tavsiye almışlardır…

HENÜZ BASKI HİSSETMEDİ

Nitekim dün TBMM’de karşılaştığım Türkiye’nin eski Moskova Büyükelçisi, İYİ Parti Milletvekili Aydın Sezgin de bu duruma dikkat çekti.

İstanbul görüşmesinin önemine vurgu yaptıktan sonra konuyu bu noktaya getirip ekledi:

“Rusya’nın karar mekanizmasında etkili olan oligarklar ve sivil otoritelerin baskısını hissetmediği için Putin hala Ukrayna’dan lehine bir sonuçla çıkacağını görüyor. Günün sonunda Ukrayna’nın doğusunda önemli bir kazanım elde edeceğini hesaplıyor. Bu durum her adımının marjinal maliyetini artırır, daha kötüyü denemeye itebilir.”

DAHA DA SERTLEŞEBİLİR

Sahada rasyonalitenin kalmadığını, Putin’in daha sert adımları atmasının da beraberinde geleceğini belirtirken, Rusya’nın milyarder iş adamlarının sadece Moskova değil, Kiev üzerindeki etkilerinin de göz önünde tutulması gerektiğine işaret etti:

“ABD’nin savaşı uzatma çabası içinde olduğu tezi laf salatası. Çünkü çatışma uzadıkça başka sorunlar çıkar. Evet, Rusya’ya dönük Ukrayna halkının nefreti üretildi; Rusya’dan arınma çabası başladı. Ama kalıcı kapsamlı ateşkes umudu varsa. Bu sağlanamaz ise diğer taraf açısından da sıkıntı büyür. Geriye bölünmüş Ukrayna kalır…”

Başta da belirttiğim gibi, umarım kalıcı kapsamlı bir ateşkes sağlanır…

Uzaması beklenmedik sonuçlar doğurur…