Örgüt tarafından yayınlanan “Gidecek yerimiz yok” başlıklı raporda, Suriye’nin kuzeyindeki özellikle Arap ve Türkmen köylerinin PYD’nin yönetimindeki özerk idare tarafından ateşe verildiği ve köylülerin de bölgeyi terk etmesi için ölümle tehdit edildiği vurgulandı.
Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin kontrolündeki 14 köy ve ilçede geçen yaz araştırma yapan Uluslararası Af Örgütü ekibi tarafından hazırlanan raporda, bölgeye ait uydu görüntüleri ile bölgedeki görgü tanıklarının ifadelerine de yer verildi.
Raporda, uydu görüntülerinde, Haziran 2014’de 225 hanesi bulunan bir köyün, bir yıl içinde yüzde 94’ünün tahrip edilerek, Haziran 2015’de ise sadece 14 binanın bulunduğunun görüldüğüne dikkat çekildi. Af Örgütü’nün raporunda, DAEŞ’in kontrolündeki bölgenin Şubat 2015’de YPG’nin kontrolüne geçmesiyle, bölgedeki evlerin yıkımına başlandığı ve köylülerin de yerlerinden edildiği kaydedildi.
“YPG tehdit etti”
Öte yandan raporda, Af Örgütü’ne konuşan bazı sivillerin, bölgeyi terk etmedikleri halde DAEŞ unsurlarını hedef alan ABD’nin liderliğindeki uluslararası koalisyonun hava saldırılarına maruz kalmakla YPG tarafından tehdit edildiklerini dile getirdiklerinin altı çizildi.
Raporda örgüt, YPG’nin bölge sakinlerini DAEŞ destekçisi olmakla suçladığını ve bölgeyi terk etmedikleri halde köylülerin kurşuna dizilmekle tehdit edildiğini vurguladı.
Raporda, Af Örgütü ekibine açıklamada yapan Suriyeli bir köylünün, “Bizi evden çıkardılar, evimizi yakmaya başladılar. Buldozerler getirdiler. Tüm köy yerle bir edilene kadar tek tek evleri yıktılar” ifadesine yer verilirken, Safwan isimli bir başka köylünün ise, “Bölgeden ayrılmamız gerektiğini söylediler. Eğer gitmezsek, ABD’li koalisyona bizim terörist olduğumuzu söyleyeceklerini ve onlar da uçaklarını göndererek bizi ve ailelerimizi vuracağını söylediler” açıklaması aktarıldı.
YPG’nin ayrıca evlerini boşaltmak istemeyenlere yönelik yaptığı muameleye de dikkat çekilerek, raporda, Bassma isimli bir başka bölge sakininin, “Kayınpederimin evine benzin döktüler. Kayınvalidem evden çıkmayı reddediyordu ve onun etrafına benzin döktüler. Babamı bulup, ellerine vurmaya başladılar. Ben de, ‘Evimi yaksanız bile buraya çadır kuracağım. Burası benim evim. Evimde kalacağım’ dedim” ifadelerine yer verildi.
“Uluslararası hukukun ihlalidir”
Örgüt, benzer muamelenin çoğunlukla Arap ve Türkmen kökenli Suriyelilere yapıldığını kaydederken, bölgenin bazı Kürt sakinlerinin de benzer muamelelere maruz kaldığına işaret etti.
Görgü tanıklarının ifadelerine ilişkin YPG’den Af Örgütü’ne yapılan açıklamada ise, bölge halkının güvenliğinin sağlanması kapsamında köylülerin başka yerlere taşındıklarının iddia edildiği kaydedildi.
Ancak örgüt, çatışmalardan etkilenmeyen köylerin sakinleriyle yaptığı mülakatlarda, bazı köylülerin, çatışmalardan etkilenmedikleri halde bile yerlerinden edilmeye zorlandığını dile getirdiğine raporunda yer verdi. Örgüt, “Mecburi askeri gereklilik olmadan sivilleri zorla yerlerinden etmek, uluslararası hukukun ihlalidir” dedi.
PYD’nin ABD’nin bölgedeki önemli müttefikleri arasında yer aldığına dikkat çekilen rapora ilişkin Uluslararası Af Örgütü’nün kıdemli kriz danışmanı Lama Fakih’in yaptığı açıklamada da, “Sivillerin evlerini kasıtlı şekilde yıkarak, köylerin tamamını yakarak, savunabilir askeri bir zemin olmadan köylüleri yerlerinden ederek YPG, otoritesini suistimal ederken, uluslararası insani hukuku yüzsüzce küçümsüyor. Bu, savaş suçları işlediği anlamına geliyor. YPG, bir an önce yasa dışı olarak sivillerin evlerini yıkmaya son vermeli, yasa dışı olarak evleri yıkılan tüm sivillerin zararını karşılamalı ve sivillerin evlerine geri dönüşleri ile evlerinin yeniden inşasına izin vermelidir” ifadelerini kullandı.