AK Parti’nin karşısında her seçimde gizli, açık ittifaklar oluştuğuna dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
“Hem siyasi aktörlerle karşımızda bir ittifak var, hem de bir ‘koçbaşı’ gibi HDP’yi piyasaya sürmek, ona barajı geçirtmek ve barajı geçmesi suretiyle de ‘AK Parti’nin milletvekili sayısından biraz daha düşme olabilir mi?’ Bunun peşine gittiler. Bu siyasi aktörleri dışarıdan destekleyen, bunun medya ayağı da yurtdışı ayağı da Pensilvanya ayağı da var. Bunlar da bir araya geldiler, lojistik destek sağlıyorlar siyasi aktörlere. Üçü içeriden, üçü dışarıdan artık sayısı biraz daha fazla olabilir belki, tam bir iş birliği içerisinde bir büyük projenin peşindeler.”
“Bu HDP projesidir”
AK Parti karşısında, parlamentoya giren siyasi aktörler çoğaldıkça, oy oranları artsa dahi milletvekili sayısında kısmi bir azalma söz konusu olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
“Bu sefer baktılar ki CHP uzamıyor, kısalmıyor, bundan bir fayda yok. MHP de uzamıyor, kısalmıyor. CHP bir puan daha artırsa 3-4 milletvekili bir şey ifade etmiyor. MHP birkaç puan daha yükselse onlar da çok fazla kıymeti harbiyesi yok. O zaman yeni bir siyasi aktörle AK Parti’nin oylarını biraz daha aşağıya çekebileceklerini düşündüler; bu, HDP projesidir. ‘Paralel devlet yapılanması’ dediğimiz örgüt, bugün bu üç siyasi aktörle işbirliği yapıyor. Yani onları güçlendiriyor, onların haberlerine daha çok yer veriyor, onlara daha çok propaganda imkanı sağlıyor. Hemen hemen Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da herhalde 16 il dolaştım, 16 ilde de onlarla sıkı bir işbirliği içerisinde. Bu projenin bütün aktörlerine bir görev verildiğini ve AK Parti’yi ‘Evet yine iktidar olacak, buna inanıyoruz ama mümkün olduğu kadar sayısı az olsun, bir ayağı biraz çukurda kalsın, bir daha yüklendiğimiz zaman da bu hükümetten kurtulalım’ şeklinde herhalde bir düşünceleri var. Siyaset böyle bir şeyse, bunu doğrusu gerçek siyaset olarak kabul etmiyorum.”
“İlanihaye bir özgürlük yoktur”
Başbakan Yardımcısı Arınç, “MİT TIR’larında silah olduğu iddia edilen görüntülerin Cumhuriyet gazetesi yayınlanması” ile ilgili soru üzerine, şunları kaydetti:
“Yani burada elbette ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ diye bir anayasanın 28’inci maddesi kuralı var ama özel kanunlar içerisinde gizli kalması gereken belgelerin veya gizli kalması gereken operasyonların bir şekilde ifşa edilmesinin de TCK’ya, yani Ceza Kanununa göre bir suç olması muhtemeldir. İlanihaye bir özgürlük yoktur. Her şeyi yazabilirsiniz, çizebilirsiniz ama bir kişilik hakları vardır, suçun işlenmesini tahrik etmeyeceksiniz, bir de konusu suç teşkil eden bir eylemi yapmayacaksınız. Bence yargının kararını bekleyelim çünkü o bu konuda bir basın özgürlüğü kapsamında değerlendirirse bu tartışmalar bitmiş olacak, yok ‘Basın özgürlüğü ayrı bir konu, devletin gizli kalması gereken belgelerini, bilgilerini alenen ifşa etmek de Ceza Kanununa göre suçtur’ derse sanıyorum, bu önümüzdeki aylar içinde bu karar verilebilir, bunu görmüş olacağız.”
“Muhalefete acıyorum”
Programda, bir soru üzerine Arınç, israfla ilgili açıklamalarının tam da istediği gibi anlaşıldığını belirtti. Arınç, şöyle konuştu:
“Sadece bizim zamanımızda değil, bizden önce de israf vardı ama bizim zamanımızda bununla mücadele ederek israfı asgariye indirmek zorundaydık. O dönem dedik ki ‘Karnemizde 20 dersten pekiyimiz var ama bir dersten kırığımız var; o da israf konusu.’ Ne kadar güzel söylemişim. Bundan dolayı hükümetimiz bir zarar görmez, yara almaz. Bu bir özeleştiridir ama bu sözümüzü muhalefet havada kaptı. Muhalefete acıyorum. Bu gerçeği söylemek çok doğru bir şeydir ama bu gerçek üzerinden hükümeti yıpratmaya çalışmak da zafiyettir.”
HDP ile ilgili baraj tartışmaları
HDP ile ilgili baraj tartışmalarının hatırlatılması üzerine de Arınç, milletin AK Parti’ye sevdiği için, HDP’ye ise korktuğu için oy verdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“HDP’nin durumu, barajı aşıp aşmama konusu bizim meselemiz değil, onların meselesi. Başbakanımız ne diyor; ‘Kürtlerin baraj sorunu yok’ diyor. Kürtler, AK Parti’ye de diğer partilere de oy veriyor. Onlar en iyi temsili oy verdikleri partilerde buluyorlar. Kürtlerin tek temsilcisi HDP değil ki. Hiçbir zaman da olmadı. HDP, bağlantıları itibarıyla PKK ile bağlantılıdır. KCK, Kandil ile bağlantılıdır.”
Arınç, HDP’nin bölgedeki adaylarını Kandil’in tespit ettiğini, batı bölgelerindeki adayların birinci sırasının yine kendilerine ait olduğunu, ikinci, üçüncü ve diğer sıralara ise kim isterse yazıldığını belirtti.
Bunların hepsinin planlı olduğuna değinen Arınç, “HDP, AK Parti’nin ayağını biraz daha aşağıya çekmek, milletvekili sayısını düşürmek, hükümeti daha güçsüz hale getirmek için uluslararası bir proje” dedi. Arınç, bu projenin paydaşlarının da MHP, CHP ve diğer partiler olduğunu söyledi.