Türkiye Diyanet Vakfınca bu yıl ilk kez dağıtılacak ”Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri” kapsamında, Mersin’de öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’a da ödül verilecek.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi’nde, 40. yıl etkinlikleri çerçevesinde bu yıl ilk kez düzenlenecek ”Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri” ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi.
Vakfın yurt içinde 996 şubesiyle, 102 ülkedeki faaliyetleriyle Türkiye’nin dünyadaki iyilik hareketine dönüştüğünü, mazlum ve mağdurlara 40 yıldır milletin şefkat ve merhamet elini uzattığını belirten Görmez, çalışmalarını dil, din, ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin gerçekleştirdiğini söyledi.
Görmez, Türkiye’nin 2013-2014 yıllarında Gayri Safi Milli Hasıla gelirlerine göre dünyada en çok dış yardım yapan ülke olduğunu anımsatarak, bu yardım faaliyetleri çerçevesinde, Türkiye Diyanet Vakfının yurt dışına en çok yardım götüren sivil toplum kuruluşu unvanını aldığına dikkati çekti.
Görmez, son yıllarda yeniden yapılanan vakfın iki büyük hedef üzerinde durduğunu ifade ederek, ”Birincisi ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak, ikincisi ise yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak” dedi.
”Mühim olan iyi değerler üretmek”
İyilik kavramının bütün dinlerin, kültürlerin, medeniyetlerin en büyülü kavramı olduğunu dile getiren Görmez, İslam medeniyetinde iyiliğin var oluşun gayesi olduğunu, dünyaya iyi olmak, iyiliği yaymak için gelindiğini hatırlattı.
Görmez, ”Yaratıcının yeryüzünde bizden istediği bir şey var aslında. Yeryüzünde iyi birer insan olmak. Ona iyi bir kul olmak, anne babamıza iyi bir evlat olmak, çocuklarımıza iyi bir anne baba olmak, eşimize iyi bir eş olmak, iyi bir dost, komşu olmak. Yüce dinimize göre sadece iyi olmak yetmez. Değerler üreterek, iyiliğe öncülük yapmamız gerekiyor. Kur-an’ı Kerim’in hangi suresine, ayetine bakarsanız bakın sadece kendinde iyi olmak yeterli görülmez. Mühim olan iyi değerler üretmek ve o değerlere öncülük yapmak. Bizden istenen budur” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, kötülükleri yeryüzünden kaldırmanın en etkili yolunun iyilik yapmak olduğunu vurguladı.
”Neden kötülüğün haber değeri daha fazla?”
Modern zamanlarda iyilik kavramının iki büyük tehlikeyle karşı karşıya kaldığı tespitini yapan Görmez, şunları kaydetti:
”Bunlardan birincisi, modern dünya iyiliği bireysel olarak kendine iyilik olarak algılar. Fayda ve menfaat, iyiliğin yerini aldı. Bireysellik ve egoizm, iyiliği faydacılık ve menfaatçiliğe dönüştürdü. İkinci tehlike ise iyiliğin ilahi aşkın metafizik boyutunu kaybetmesi. Allah rızası için yapılması gereken hayrın yerini reklamın, propagandanın, gösterişin, gösterişçi dindarlığın alması. Hayırseverliğin yerine sponsorlukların ikame edilmesi.
Aslında üçüncü bir tehlike var o da siz basın mensuplarını ilgilendiriyor. O da şudur, neden dünyada kötünün ve kötülüğün haber değeri, iyiliğin iyinin haber değerinden daha fazladır. Sadece Türk medyasında değil, dünya medyasında bütün iletişimcilerin bu soruyu kendilerine yöneltmesi gerektiğini düşünüyorum.”
”Herhangi bir ödülün karşılığı olabileceğini düşünmüyorum”
Vakfın kuruluşunun 40. yılında, 13 Mart Cuma günü iyiliği yaymak adına Uluslararası İyilik Ödülleri verileceğini belirten Görmez, yurt genelinde 500 iyilik hareketinden 6 tanesinin ödüllendirileceğini anlattı.
Bu sene ödüllendirdikleri iyilikleri tanıtan Görmez, bunlar arasında bir sıralamanın olmadığına işaret etti.
Ödül verilecek kişiler arasında merhume Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’ın da olduğunu ifade eden Görmez, şöyle devam etti:
“Özgecan, Mersin’de insanlık dışı bir yöntemle hayatını kaybetti. Elbette o bu dünyaya veda ederken, bütün insanlığa büyük dersler, ibretler bırakarak aramızdan ayrıldı. Ancak tam da aynı zaman diliminde Özgecan Aslan’ın babası, bir insanın, bir babanın en zor zamanında sözleriyle iyiliği egemen kılacağını ve bir topluma nasıl bir irfan ve marifet dersi verebileceğini gösterdi.
Onun şu sözleri hiçbir zaman kulaklarımızdan eksik olmayacaktır. ‘Devletimiz zeval görmesin. Milletimiz necip, güzel bir millet. Güzel gönüllü insanlar var. Ben öncelikle kendim için şunu söyleyeyim, ben günahkarların günahkarı, fakirlerin fakiri, acizlerin acizi bir garibim. Rabbim özel yaratmış, güzel yaratmış, çok sevdi, sevgili kızımı yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun.’ Şimdi hayatının bu en zor zamanında bir Anadolu irfan mektebinin yetiştirdiği bu bilge şahsiyetin, iyilik adına yeryüzüne yaydığı bu sözleri aslında dünyada herhangi bir ödülün karşılığı olabileceğini düşünmüyorum. Rabbimden niyazım, o en büyük ödülünü sevgili kızıyla cennetinde alacaktır.”
Vakfın ödüllendirdiği diğer biri iyilik hareketinin ise ”Parmaklarımın Ucunda” başlığını taşıdığını belirten Görmez, ”Bir anne, babanın üç görme engelli çocuklarına ilkokul birinci sınıftan, üniversite son sınıfa kadar yazılmış bütün müfredat kitaplarını kasetlere okuyarak, çocuklarına nasıl öğrettiklerini, yetiştirdiklerini gördüm, şahit oldum. Biz bu kardeşlerimizin farkına vardık. Türkiye’de binlerce, on binlerce aile, engelli kardeşlerimize büyük bir özveriyle hizmet etmekte, bu konudaki farkındalığa işaret etmek adına Türkiye’de yaşayan 8 milyon engelli vatandaşımıza karşı vazifelerimizi hatırlatmak adına verilecek” diye konuştu.
”Kendi evinde pişirdiği yemekleri dağıtıyor”
TRT 1’de yayımlanan ”Sen Olsan Ne Yapardın?” isimli programa da ödül verileceğini belirten Görmez, programın değerler eğitimiyle ilgili olduğunu söyledi.
”Engelsiz Pedal” başlığıyla ödül verilecek diğer bir iyilik hareketine de değinen Görmez, Engelsiz Pedal Derneği’nin iki farklı projeyle iyilik yaptığını, tek başına hareket edecek durumda olmayan çocukların sepetli bisikletlerle dışarıda dolaştırıldığını, geceleri evsizlere bisikletle dolaşılarak sıcak çorba dağıtıldığını belirtti.
Yusuf Dede Camisi İmamı Naci Şengün’ün ödüllendirildiğini belirten Görmez, Şengün’ün 2009’da cami tadilat ve tefrişat çalışmaları sırasında içinde 400 kilogram taş bulunan 100 balığın yaşadığı bir akvaryumu camiye kazandırdığını, çocukların okuldan dönerken balıklara yem vermek için camiyi ziyaret ettiğini kaydetti.
TDV Kadın Aile ve Gençlik Merkezi gönüllülerinden Fatma Bilezikçi’nin yaklaşık 20 yıldır Ankara’da pazartesi ve perşembe günleri kendi evinde 100 kişilik yemek pişirerek yetim, dul, engelli, yaşlı kişilerin evlerine dağıttığını aktaran Görmez, ”Her sabah 6.30’da eşi ile birlikte fırınları gezerek simit ve poğaça toplayarak ihtiyaç sahibi ailelere sabah kahvaltısı ikram ettiğini farkettik” dedi.
Görmez, iyiliğin yeryüzünde egemen olmasını Allah’tan niyaz ettiğini sözlerine ekledi.