Kadınlara yönelik yayın yapan bir internet sitesinde, estetik ameliyatları gerçekleştiren doktor hakkında bazı şikayetlere yer verildi. Hastalar, doktorun hal ve davranışları hakkında bazı olumsuz hususları dile getirdi. Aradan aylar geçmesine rağmen olumsuz yorumların halen internet sitesinde yer aldığını belirten doktor, yorumlara erişim yasağı getirilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu. Mahkeme, doktorun talebini reddetti. Doktorun karara yönelik itirazını değerlendiren Sulh Ceza Hakimliği de yorumların ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekince karar kesinleşti. Adalet Bakanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat ederek kararın kanun yararına bozulmasını talep edince devreye Yargıtay 19. Ceza Dairesi girdi.
Başvuru sahibinin serbest doktor olarak mesleğini icra ettiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, yorumlara halen ulaşılabilir olmasının, başvuru sahibinin mesleki haysiyetini zedeleyici nitelikte olduğu, yazı içeriğinin eleştiri sınırını aştığı ve başvuranın istememesine rağmen, geçmişinde yer eden olumsuz tecrübelere dair yazılara, toplum tarafından istenen her anda kolaylıkla ulaşılmasının başvuranın kişilik hakkını zedelediği iddiaları hatırlatıldı. İnternet içeriğine erişimin engellenmesi tedbirinin, başvuranın kişilik haklarını ihlal ettiği mahkeme kararıyla tespit edilen bir internet yayınına toplumun erişiminin derhal engellenmesi amacıyla düzenlenmiş bir tedbir olduğu vurgulandı. Erişimin engellenmesine konu edilen ve başvuranın kişilik hakkını ihlal ettiği tespit edilen internet yayınının “bir an önce” internet ortamından kaldırılması, gerek kişilik haklarının gerekse kamu düzeninin korunması açısından elzem olduğu dile getirildi.
Doktor kamu görevi yaptığını unutmamalı
Kararda, başvuruyu yapan ve bugüne kadar pek çok estetik cerrahi operasyon yapan doktorun, özel muayenehanesinde serbest olarak gösterdiği faaliyetin, kamusal bir faaliyet olduğu belirtildi. Başvuranın devlet tarafından izne ve ruhsata tabi bu faaliyetlerinin kamu hizmeti olduğu, kendisinin de kamu görevlisi olduğu tartışmasız olduğu kaydedildi. Başvuranın erişime engellenmesini istediği internet sitesinin genellikle kadınlarla ilgili paylaşımların yapıldığı bir forum sitesi olduğunun hatırlatıldığı kararda şu ifadelere yer verildi: “Başvuranın kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ettiği forumdaki yazılar, başvuran doktorun cerrahi operasyonu üzerlerinde gerçekleştirdiği hastaların, başlarından geçenleri, çektikleri acıyı, ayrıca doktorun kendilerine bu operasyon sırasında gösterdiği tavır ve davranışları dile getirdikleri paylaşımlardan oluşmaktadır. Başvuranın dilekçesi ekinde sunduğu internet sayfa çıktıları incelendiğinde; aynı operasyonu yaptığı eski hastaların, başvuran doktorun kendilerine gösterdiği tavır ve davranışlarından olumsuz şekilde etkilendiklerini, kendilerinin yeterince aydınlatılmadığını, çok ağır acı çeken ve şifa bulamayanların ise başvuran doktor hakkında yasal süreç başlattıklarını ve şikayetçi olduklarını yazdıkları, bu doktorla tanıştıklarına pişman olduklarını ifade ettikleri görülmektedir. Dolayısıyla yapılan eleştirilerin odak noktasının doktorun kamu hizmetini yerine getirirken hastalarına ilgi, saygı ve hizmetin gereği olan prosedürlere riayet göstermediği yönünde toplandığı anlaşılmaktadır. Başvuran vekilinin dilekçesinde belirtildiği gibi yorum sahiplerinin doktorun kişisel yaşamı, şeref ve haysiyetini hedef alan ifadelerinin bulunmadığı, başvuranın mesleki kariyerine ilişkin olarak ise doktorun mesleki yeterliliğine dair kötü niyetli, mesleki geçmişi ve kariyerini hedef alan ifadelere yer verilmediği görülmektedir. Sonuç olarak, başvuranı tanıyan, ondan kamu hizmeti alan kişilerin paylaşımda bulunması görüş, öneri ve şikayetlerini ifade özgürlüğü kapsamını aşmadan dile getirmelerinin normal olduğu, başvuranın talebi gibi bu yorumların bulunduğu internet ortamının erişime engellenmesinin ise demokratik toplum gereklerine aykırı ve ölçüsüz olacağı değerlendirilmiştir. Başvuranın talebi, Sulh Ceza Hakimliğince, her ne kadar da başvuruya konu yorumları yapan kişilerin ve içerikleri yayınlayan sitenin savunma yapabilme imkanları olmadığından bahisle konuyla doğrudan doğrudan ilgisi olmayan bir Anayasa Mahkemesi kararına atıfla reddedilmiş ise de; sert bir üslupla yapılan paylaşımların eleştiri sınırları içinde kaldığı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine de işaret edildiğinden, sonuç olarak bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin reddine oy birliği ile karar verilmiştir.”