Dilek Atlı
Nadir Öğretmen, Evcek Selamlar, Kobilyane Panayırı, Bozkır Bilgeleri adlı araştırma kitaplarıyla tanınan yazar Nazmi Karataş’ın ilk öykü kitabı “Tuz Kokmuşsa”, raflardaki yerini aldı. Alp Yayınları’ndan çıkan kitabında Karataş, toplumsal sorunlara öykünün penceresinden uzanıyor.
Yayımlanan yapıtlarınızı düşünecek olursak, öyküyle ilişkinizi nasıl tanımlarsınız? Daha önce öykü denemeleriniz olmuş muydu?
Bundan önce yayımlanmış olan kitaplarım inceleme araştırma ürünüydü. Her yazın türünde yapıtı olan Nadir Gezer’in sözleri, öykü konusunda beni yüreklendirdi. Çok sayıda öykü kitabı okudum. Her yazarın ayrı tarzı olduğunu gördüm. Bir yazarın kendi tarzını yaratması gerektiğine inanıyorum.
Tuz Kokmuşsa kitabınızdaki öyküler nasıl doğdu? Biraz bundan bahseder misiniz?
Toplumsal yaşamdaki sorunlara, kaygılara, beklentilere odaklanan kitabımda on iki öykü bulunuyor. Olayın yanı sıra durum öykülerine de yer verdim. Türk insanını, içimizden birilerini konu edindim. Sosyal medya üzerinden kitabın satış gelirinin, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Kooperatifi’ne bağışlanacağını duyurduk.
Öykülerinizin birbiriyle oluşturduğu ortak bir dil ya da duygu var mı?
Birbirinden bağımsız olmakla birlikte genelde sorunlu olan güçlü-güçsüz ilişkilerinde işin insani boyutunu öne çeken, insandan, güçsüzden, mağdurdan yana tavır takınan, düşündüren öyküler bekliyor okurları…
OKURUN İLGİSİ…
Yazın dünyanızda öykü kaleme almak, diğer yapıtlarınızdan farklı olarak hangi sorumlulukları hissettirdi?
Araştırma, inceleme veya gezi yazılarında gördüğümüzü ya da anlatılanı belli bir süzgeçten geçirip yazıya dökebiliyoruz. Kurgusal anlamda bir kaygı taşımıyorsunuz. Öyküde durum çok farklı… Okuyucunun ilgisini çekecek bir kurguda, kısa ve etkili olmalı… Öykü, aynı zamanda yazarın tarzını, olaylara bakış açısını da yansıtan bir yazın türü.
Bir okur olarak öykülerini okumayı özellikle tercih ettiğiniz yazarlar kimler?
Yerli yabancı çok sayıda öykü okudum. Konusunu günlük yaşamdan alan, toplumsal olayları işleyen öyküler daha çok ilgimi çekiyor. Sabahattin Ali, Sait Faik Abasıyanık, Ferit Edgü, Bekir Yıldız, Osman Şahin, Cemil Kavukçu ilk anda aklıma gelen yazarlar… Rus yazar Anton Çehov da öyle.