Olay Gazetesi Bursa

Osmanlı’nın kurucularına ziyaretçi akını

Bursa'nın Tophane semtinde, kentin önemli tarihi yapılarından olan, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi ve oğlu Orhan Gazi'nin türbelerine, ramazan ayında yoğun ziyaretçi geliyor.

 Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde, Bursa surlarını içine alan, Saat Kulesi ve İstiklal Savaşı Şehitleri Anıtı’nın da bulunduğu Tophane Parkı’ndaki Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri, ilk günkü ihtişamıyla kentin önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor.

Osman gazi ve Orhan Gazi türbeleri, ramazan ayında çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Daire Başkanlığı verilerine göre, Bursa’nın manevi direkleri olarak nitelendirilen Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin türbelerini geçen yıl 1 milyon 109 bin, bu yılın ilk dört ayında ise 266 bin kişi ziyaret etti. 

“Gümüşlü Kümbet”

Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Gazi, vasiyeti üzerine, Söğüt’te vefat ettiği zaman gömüldüğü babası Ertuğrul Gazi’nin türbesinden, Bursa’nın alınışından sonra “Gümüşlü Kümbet” olarak tanınan ve eski bir Bizans şapeli üzerine inşa edilen bu türbeye nakledildi.

1801’deki yangında ve 1855 depreminde büyük hasar gören türbe, 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yeniden yaptırıldı.

Sekizgen planlı olan, üzeri kubbeyle örtülü türbenin ortasındaki ahşap sanduka Osman Gazi’ye ait. Etrafı sedef kakmalı, pirinç parmaklıklarla çevrili sandukanın üzeri sırma işlemeli kadifeyle örtülü. Türbede 17 sanduka arasında Osman Gazi’nin oğlu Alaaddin Bey, Orhan Bey’in eşi Asporça Hatun ve oğlu İbrahim Bey, I. Murad’ın oğlu Savcı Bey’e ait sandukalar bulunuyor. 

Değişik tarihlerde bakım ve onarım gören türbe, 2014 yılında Dünya Miras Listesine alınan “Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu” Dünya Miras alanının bileşenleri arasında yer aldı.

Orhan Gazi Türbesi

1326 yılında Bursa’yı fetheden Osmanlı Sultanı Orhan Gazi’nin (1281-1362) mezarının bulunduğu türbe, 11. yüzyılda bu alanda mevcut olduğu bilinen Saint Elias (Aya Elia) Manastırı’ndaki kilisenin yerine yapıldı.

Türbenin zemininde günümüzde de izleri görülen Bizans döneminden kalma mozaikler kilisenin varlığını kanıtlıyor. 1855 depreminde yıkılan yapı 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yeniden yaptırıldı.

Kare planlı olan türbe 4 sütun üzerine oturan küçük bir kubbe ile örtülü olup içinde 21 sanduka bulunuyor. Türbenin ortasında yer alan Orhan Gazi’nin sandukasının üstünde, kadife kumaş üzerine gümüş simle işlenmiş örtü yer alıyor. Türbede ayrıca Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun, Cem Sultan’ın oğlu Abdullah ve II. Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut’a ait sandukalar da bulunuyor.

“Tarihi başlatan kişilerin türbeleri…”

Kocaeli’den Bursa gezmeye gelen ve Osman Gazi ile Orhan Gazi türbelerini ziyaret eden Uğur Aslanalp, buranın çok tarihi bir yer olduğunu söyledi.

Türbeleri ziyaret ettiğinde değişik duygulara kapıldığını ifade eden Aslanalp, şöyle konuştu:

“Burası tarih kokuyor, ziyaret edince onu hissedebiliyorsunuz. Osmanlı tarihi çok uzun ve şanlı bir tarih. Tarihin başladığı yeri görmek ve tarihi başlatan kişilerin türbelerini ziyaret etmek güzel bir duygu. Padişahların türbelerini görmek çok güzel. Osman Gazi yüzyıllarca üç kıtaya hükmetmiş imparatorluğun kurucusu. Türbesinin böyle korunması ve sahip çıkılması güzel. Burası çok hoşuma gitti.” 

Tekirdağ’dan gelen Abdullah Vardar ise Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerinin çok  muazzam olduğunu ifade etti.

Türbeleri ziyaret edince çok etkilendiğini aktaran Vardar, “Buraya ilk defa geliyorum ve çok memnun kaldım. Çok değişik bir havası var. İnsan görünce etkileniyor. Buraya görmeyenler mutlaka gelip görmeli. Buraları ziyaret ederek tarihimiz ve ecdadımız Osmanlı hakkında bire bir bilgi edinebilirler. Herkesin burayı gezmelerini tavsiye ederim.” ifadelerini kullandı.

Muhsine Uçar da ziyaret esnasında çok duygulandığını belirterek, “Ziyaret vesilesiyle tarihimizi öğrenmiş olduk. Ecdadımızın ne büyük zaferler kazandığını ve neler yaptıklarını gözümüzle gördük. Buraları ziyaret edince duygulanmamak elde değil. Ziyaret esnasında çok güzel bir tat aldım ve türbeleri görünce ağladım. İçeri girince mis gibi bir kokusu ve değişik havası var. Sanki buraya gelince geçmişi yaşadık.” dedi.