Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Wall Street ve finans sektörünün özellikle gençler arasında kötü bir imaja sahip olduğunu belirterek, oğlum, kariyer seçeneklerimi değerlendirirken kendisine, ‘Anne, eğer o büyük yatırım bankalarından birine katılırsan, seninle bir daha konuşmayabilirim’ dediğini söyledi.
Lagarde, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) New York şubesince düzenlenen ‘Finansal Hizmetler Sektöründe Kültür ve Davranış Reformu’ temalı konferansında, finans sektörünün kötü imajı için yapılması gereken çok şey bulunduğunu ifade etti. Finans sektörünün insanları, toplumları ve hatta ülkeleri yönlendirmekte büyük bir güce sahip olduğuna işaret eden Lagarde, bu gücün en yüksek ahlaki standartlara uyma sorumluluğunu beraberinde getirdiğini vurgularken, ”Buna karşın, finansal krizde ve sonrasında gördüklerimiz çok farklıydı. Bankacıların ihtiyatsız davranışlarını, kötü yönetim ve görev suistimalleri izledi ve bunlar krizin başlamasından sonra uzun süre devam etti. Bu eylemler, finans endüstrisinin yapısını bozdu” ifadelerini kullandı.
GÜVEN SARSILDI
Lagarde, bu süreçte finans sektörünün en değerli varlığı olan güvenin derinden sarsıldığını savunurken, ”Halkın finansal sistemin sağlamlığına yönelik görüşü uzun süredir en düşük seviyelerde seyrediyor. Harris Poll’un 2014 raporuna göre, insanların yüzde 45’i finans endüstrinin itibarını ‘negatif’ olarak belirledi. Sektör, imaj açısından kamu ve tütün endüstrilerinin ardından en kötü 3. sırada yer alıyor. Bu ciddi bir endişe nedeni” dedi.
AHLAKİ STANDARTLAR YENİDEN İNŞA EDİLMELİ
Christine Lagarde, ayrıca Wall Street’in özellikle gençler arasındaki kötü itibarını birinci elden teyit etme imkanı bulduğunu anlatırken, oğluyla yaşadığı bir diyaloğu şöyle aktardı: ”Oğlum, kariyer seçeneklerimi değerlendirirken bana, ‘Anne, eğer o büyük yatırım bankalarından birine katılırsan, seninle bir daha konuşmayabilirim’ dedi. Finans sektöründe ahlaki standartları yeniden inşa etmek yasal düzenlemeler ve güçlü yönetimle mümkün. Uygunsuz davranışları teşvik eden bir sistem etik bir kültür oluşturamaz.”