Kullanılan yanlış şampuan ve bakım ürünleri, problemi daha da büyütürken her gün yıkamak da çözüm olmuyor. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre saçların yağlanmasına genetik ve çevresel faktörler, yanlış beslenme alışkanlıkları ve stres gibi unsurlar da yol açabiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Oya Yeşim Hacımustafaoğlu Utkan, çabuk yağlanan saçlar ve uygulanan çözümler hakkında dikkat çekici bilgiler veriyor.
ÇABUK YAĞLANMA KİRLİLİK HİSSİ YARATIYOR
Saçlar yağ salgısının derecesine göre kuru, normal ve yağlı olarak sınıflandırılıyor. Çabuk yağlanan saçlar hem fiziksel görünüm hem de yarattığı kirlilik hissi açısından yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Saçın yağlanmasında genetik ve çevresel etkilerin, kullanılan kozmetik ürünlerin, stres gibi duygusal faktörlerin, hormon dengesinin bozulmasının ve sağlıksız beslenmenin önemli rolü bulunuyor.
YAĞ BEZLERİNİN ÇOK ÇALIŞMASI YAĞLANMA NEDENİ
Saçlı deride, “sebase bez” adı verilen yağ bezleri bulunuyor ve bu bezler direkt olarak kıl folikülleriyle ilişkili oluyor. Sebase bezler, saçın yağlanmasından sorumlu “sebum” adı verilen bir salgı salgılıyor. Doğum döneminde sebum salgısı çok yüksek olup sonrasında seviyesi düşüyor ve ergenlik döneminde tekrar artış gösteriyor. Sebum salgısı kadınlarda menopozla birlikte, erkeklerde ise 60 – 70’li yaşlar civarında azalıyor. “Androjenik hormon” adı verilen erkeklik hormonu, her iki cinste de sebum salgılanmasına önemli katkı sağlıyor. Saçlı deriden salgılanan sebumun; fırçalama, tarama ya da direkt temas ile saçlara yayılması saçların yağlanma nedenleri arasında bulunuyor.
ÇOK SIK SAÇ YIKAMAK YAĞ DENGESİNİ BOZUYOR
Saçların ve saçlı derinin yıkandıktan 1-2 gün sonra yağlanması, yağ bezlerinin etkin olarak çalıştığını gösteriyor. Yağlanmanın birkaç saat içinde olması ise bu bezlerin aşırı aktiviteye sahip olduğuna işaret ediyor. Saçın çabuk yağlanmasına neden olan davranışlar aşağıdaki gibi sıralanıyor.
*Saçı fazla sıcak suyla yıkamak,
*Aşırı sıcak veya kuru havayla ani kurutma yapmak,
*Üst üste ve sık yıkama yapmak (Sık yıkama saçlı deriyi kurutarak, sonrasında aşırı yağ salınımına neden olmakta ve saçın yağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Çok gerekmedikçe saçı her gün yıkamaktan kaçınmak gerekir.)
YAĞ İÇEREN ŞAMPUANLARDAN UZAK DURUN!
Saçlı deride ve saçta oluşan yağı uzaklaştırmak için, deri pH dengesine uygun bir şampuanla saçlı deriye nazikçe masajla ve şampuanlama süresi birkaç dakikayı aşmayacak şekilde yıkama yapmak gerekiyor. İyi bir şampuandan beklenenin, saçtaki sebumu, kiri ve tozu uzaklaştırırken ışığı yansıtması, saça parlaklık ve hacim katması olduğu belirtiliyor. Ancak saçta doğal olarak bulunan sebumun tamamen uzaklaştırılması, statik elektrik oluşturarak saçın uçuşmasına yol açabiliyor. Yağlı saç şampuanları, “sodyum lauril sülfat” ya da “sülfosüksinat” gibi maddeler içeriyor. Bu şampuanların temizleyici özelliklerinin çok fazla, yenileyici özelliklerinin ise çok az olduğu ve her gün kullanılmaması gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu noktada günaşırı kullanılmaları daha doğru bulunuyor. Yağlı saça sahip olanların yağ içeren şampuanlardan uzak durmaları öneriliyor.
DOĞRU BAKIM ÜRÜNLERİ YAĞLANMAYI AZALTIYOR
Yağlanmayı önlemek için yapılacaklar arasında ilk sırada saçların çok sık taranmaması ve fırçalanmaması bulunuyor. Tarama ve fırçalama esnasında saçlı derideki “sebum” saçlara yayılıyor. Aşırı sıcak ve nemli ortamlar ise yağ üretimini artırdığı için bu tür ortamlardan kaçınmak gerekiyor. Androjen üretimini uyararak sebum salgısını artırdığı için uzak durulması gerekenlerden birinin de stres olduğu belirtiliyor. Yağlanmanın yoğun olduğu ve beraberinde kepeğin eşlik ettiği durumlarda bir dermatoloğun önerisiyle; katran türevleri, salisilik asit, kükürt, selenyum disülfit, zinc pirithione etken maddeli tıbbi şampuanlar kısa süreli kullanılabiliyor. Kişilerin doğru saç bakımı ve uygun ürünlerin kullanımı konusunda eğitilmesi, saç sorunlarını büyük oranda azaltıyor.