Ankara’daki katliamın ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a başsağlığı dilediği için eleştirilen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bunu bile garipseyen bir ortam var. Bu ortam içinde nasıl beraber yaşayacaksınız?” dedi.
Dünya Ehli Beyt Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen muharrem ayı iftarında konuşan Gül, Ankara’daki katliamda hayatını kaybedenler için başsağlığı diledi. “Birlik ve beraberlik” vurgusu yapan Gül, şunları söyledi:
BÖYLE DEVAM EDEMEZ
“Bir zamanlar ‘bu tip olaylar bizim coğrafyamızın çok uzağında, canlı bombalar, bizden bu tip insanlar çıkmaz diye düşünüp, bunlar bize yaklaşmaz’ derken, bugün ne yazık ki kendi topraklarımızda yaşar hale geldik. Onun için hepimizin beraber ve birlik içinde olmamız ilk şart ama beraber ve birlik içinde olmamızın şartlarını da yine kendi içimizde oluşturmamız gerekiyor. Şüphesiz ki bu kadar sinir ve gerginlik olması bir memlekete huzur getirmez. Bunlar kısa dönemler için yaşanabilir ama bu süreler uzun sürerse büyük zararları olur. Eminim ki önümüzdeki seçimlerden sonra Türkiye’de yeni bir iklim oluşur ve bu yeni iklim içinde herkes üstüne düşen sorumluluğu layıkıyla yapar.
DEMOKRASİ VURGUSU
Bunun yolu da şüphesiz ki demokrasiyi en iyi şekilde ülkemizde gerçekleştirmekten geçer. Dünya ve kendi yakın siyasi tarihimize baktığımızda alınacak çok ders var. Hataları tekrarlamamak gerekiyor. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, evrensel hukuk kendiliğinden ortaya çıkmış değil. Bunlar ülkelerin, insanların kavgaları, savaşları, yıkımlar ve acılar neticesinde ortaya çıkmış sistemler. Ülkemizde de bu acıları yaşamadan, çoğaltmadan gerçek anlamda hukukun üstünlüğüne dayalı, gerçek anlamda evrensel hukuku gören ve gerçek anlamda çoğulcu bir demokrasiyi derinleştiren bir yapıyı muhakkak ki oluşturmamız gerekiyor.’
TAZİYE İLETTİM DİYE
Katliamın ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a taziyelerini ileten Abdullah Gül, kendisine yöneltilen eleştirilere de tepki gösterdi. Gül, ‘Bugün öyle ki ölülerimize başsağlığı dilediğimizde bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içinde nasıl beraber yaşayacaksınız? Nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak? Ölülerin olduğu bir ortamda bile başsağlığı dileyemezseniz, dilediğinizde ‘ya ne oluyor’ diye sorular ortaya çıkarsa sorunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha kavramamız gerekiyor. Onun için bu şekilde farklı farklı düşünceleri, hayat tarzları olabilir, insanların samimi olarak bir araya gelmesi çok değerli’ diye konuştu.