Çoğu zaman belirti vermeyen miyomlar, büyüdüklerinde bağırsak fonksiyonlarını bile bozabiliyor. Bu nedenle tedavide geç kalınmaması gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın, miyomlar hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Yaş fark gözetmeden hemen her kadında ortaya çıkabilen miyomların oluşum nedenleri konusunda hala kesin bir bilgi bulunmuyor. Ancak özellikle 35-40 yaş aralığındaki kadınlarda daha sık ortaya çıktığı gözleniyor. Rahimin hem iç duvarında hem de dış yüzeyinde bir ya da birden fazla miyom ortaya çıkabiliyor. Özellikle bazı şikâyetlere neden olan türlerinde ilaç ve cerrahi gibi farklı tedavi seçenekleri gündeme geliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın, bu tedavilerin başında da hastaya kesin çözüm sunan miyomların çıkarılması işlemi yani “miyomektomi” yer aldığını söylüyor. Hem açık, hem de laparoskopik olarak yapılabilen cerrahi sonrasında kadının üreme fonksiyonları da korunabiliyor.
ALINMAZSA SORUNLAR ARTIYOR
Miyomlar alınmadığı takdirde hastanın organlarında bası yapabiliyor. Aynı zamanda boyutunun çok büyümesi durumunda ise karın içerisinde ciddi bir hacim oluşturabildiği için hayati önem taşıyan bağırsak fonksiyonları bozulabiliyor. Bununla birlikte idrar torbası üzerinde de bası oluşturan miyomlar nedeniyle hasta sürekli ve sık sık tuvalete gitmek zorunda kalabiliyor. Sonuçta kadının yaşam kalitesinin düşmesinin yanında böbreklerde de hasar oluşabiliyor.
NE ZAMAN CERRAHİ GEREKİYOR?
Miyomlarda tanı ultrason aracılığıyla konuluyor. Tanı sonrasında hastanın cerrahiye ihtiyaç duyup duymadığını gösteren bazı kıstaslar söz konusudur.
1- Hastanın şikayetleri: Miyomların kadınlarda yarattığı sıkıntıların başında düzensiz adet kanaması geliyor. İlaç tedavileriyle kontrol edilemeyen yoğun kanamanın varlığında cerrahi tercih ediliyor.
2- Miyomların yerleşimi: Rahim içerisine doğru büyümüş miyomlar daha fazla kanama yapıyor. Aynı zamanda hamile kalma konusunda sıkıntı yaratabiliyor. Bu nedenle rahim içine doğmuş miyomlar zaman kaybedilmeden cerrahi yöntem ile tedavi ediliyor.
3- Miyomların büyüme hızı: Normal şartlarda miyomlar büyüme hızları değişebilen ve kanser olmayan yani iyi huylu oluşumlar. Ancak bir miyom senede 2-3 cm’den fazla büyüyorsa kansere dönüşüm endişesi yaratabiliyor. Bu durumda miyomların alınması olası kanser riskini de ortadan kaldırıyor. Bu nedenle miyomların hiçbir şikayet yaratmasa bile düzenli olarak kontrol edilmesi önem taşıyor.
4- Miyomların kapladığı yer: Miyom, pelvis leğen kemiğinin içinden daha yukarı çıkarsa, 10 haftalık gebelik ölçüsünden daha büyükse ve ağrı yapıyorsa bu tip miyomların da alınması gerekiyor. Bazen karnı kaplayan, 10-11 kilograma varan dev miyomlar oluşabiliyor. Bunlar da mutlaka cerrahi tedaviyle alınıyor.
LAPAROSKOPİK CERRAHİ TERCİH EDİLİYOR
Laparoskopik ve açık cerrahi olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilen ameliyatlarda tümörün boyutu ve yerleşim yeri tercihi belirliyor. Bugün yaygın olarak kullanılan laparoskopik cerrahinin hastaya önemli kazanımları olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın sözlerine şöyle devam ediyor:
“Laparoskopik cerrahide, göbek deliğinden açılan 1 cm’lik kesiden karın içerisindeki organları görmeye yarayan teleskop adı verilen bir alet yerleştirilerek gerçekleştiriliyor. Kesilerin küçük olması öncelikle kozmetik açıdan hastaya büyük bir avantaj sağlıyor. Daha az ağrı olduğu için ağrı kesici ihtiyacı da azalıyor ve hasta aynı gün taburcu edilebiliyor.
Bu sayede, hızlı bir şekilde günlük hayata dönmek mümkün oluyor. Miyom tedavisinde mümkün olduğunca üreme organlarını korumaktan yana olduklarına işaret eden Doç. Dr. Rana Karayalçın, “Ancak miyomlar çıkartıldıktan sonra oluşan kanama durdurulamıyorsa, rahim içi dokuda aşırı gelişme, rahmin tamamında büyüme varsa, miyomektomi ameliyatı yapılamıyorsa veya kişi doğurganlık yaşını geçirmişse rahmin alınması tercih ediliyor” diyor.
HAMİLELİKTE MİYOM TEDAVİSİ
Hamilelik döneminde eğer anne adayında miyom varsa; sayısına, yerleşim yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak erken doğum, sezaryenle doğum yapma ihtimali veya doğum sonrası kanama çeşitli risklerin oluşmasına yol açıyor. Miyomlar östrojene bağımlı olduğu için hamilelik sırasında büyüyor ve bu bazen dejenerasyon denilen ağrıya sebep olabiliyor. Bu ağrının erken doğum sancısından ayırt edilmesi önemli. Hamilelik sırasında miyomlar, doğum sırasında alınıyor. Bazen de kanama riski yaratabileceği için daha sonra tedavi edilmek üzere bırakılıyor.