İşçi, talebinde ısrar etmesi üzerine, işveren tarafından zorla istifa ettirildiğini öne sürdü. İşçi, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının yanı sıra bir kısım alacaklarının ödenmesi istemiyle konuyu yargıya taşıdı.
Gaziantep 3. İş Mahkemesinde görülen davada, davalı işveren, iş yerinin otel olduğunu, 24 saat hizmet verildiğini, işçinin gece vardiyasında çalışmak istemediğini beyan ederek istifa ettiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını iddia etti.
Yerel mahkeme kıdem tazminatı vermedi
Mahkeme, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak işçinin taleplerini kısmen kabul etti, kıdem tazminatı alacağının ödenmesi istemini reddetti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 22. Hukuk Dairesine geldi. Daire, işçinin iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini kabul ederek yerel mahkeme kararını bozdu.
Dairenin kararında, İş Kanunu’nun 24. maddesine göre, çalışma şartlarının uygulanmamasının işçiye iş sözleşmesini haklı sebeple fesih imkanı verdiği vurgulandı.
İş Kanunu’nun 69. maddesine göre, çalışma hayatında “gece” kavramının, en geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve en fazla 11 saat süren dönemi ifade ettiği belirtilen kararda, bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre veya yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından çalışma hayatına ilişkin “gece başlangıcı”nın daha ileriye alınması, yaz-kış saatlerinin ayarlanması, gece çalışmalarına fazla ücret ödenmesi usulü gibi durumları düzenleyen yönetmelikler çıkartılabileceği aktarıldı.
“Gece çalışması 7,5 saati geçemez”
Kararda, işçilerin gece çalışmalarının 7,5 saati geçemeyeceği ancak turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla 7,5 saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabileceği kaydedildi.
Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesine göre, gece postalarındaki işçilerin 7,5 saatten fazla çalıştırılmasının yasak olduğuna işaret edilen kararda, turizm hizmeti yürütülen işlerde ise işçinin yazılı onayı alınmak suretiyle bu sürenin aşılabileceği vurgulandı.
Kararda, aynı yönetmeliğin 8. maddesinde, “Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları çalıştırılarak yürütülen işlerde postalar; en fazla bir iş haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci iş haftasında gündüz çalıştırılmaları suretiyle ve postalar birbirlerinin yerini alacak şekilde düzenlenir. Zorunluluk olmadıkça işçilerin postaları değiştirilemez. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 69. maddesi uyarınca, gece çalışması nedeniyle sağlığının bozulduğunu raporla belgeleyen işçiye işveren, olanakların elverdiği ölçüde gündüz postasında durumuna uygun bir iş verir. İşin niteliği ve yürütümü, iş sağlığı ve güvenliği göz önünde tutularak gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.” düzenlemesinin yer aldığı hatırlatıldı.
Dairenin kararında, somut olayda işe girdiği andan itibaren sürekli gece çalışan davacının, “yoğun tempoda gece çalışması nedeniyle sağlık durumunun bozulduğunu, işverene gündüz vardiyasına geçmek isteğini defalarca iletmesine rağmen bu talebinin kabul edilmediğini, böylece, kendisine zorla istifa dilekçesi imzalattırılarak iş sözleşmesinin sona erdiği”ni ileri sürdüğü aktarıldı.
Davalı işverenin ise davacının görevinin kahvaltıcılık olduğunu, gece çalışmak istemediği için iş sözleşmesini istifa ederek feshettiğini savunduğu belirtilen kararda, yerel mahkemece, “İstifa dilekçesinin zorla imzalatıldığının ispatlanamadığı, davacının kahvaltıcı olarak işe alındığı, bu işin gece çalışmasını gerektirdiği, ayrıca tanık anlatımlarında işçinin gündüz çalışma isteği kabul edilmeyince işten kendisinin ayrıldığı anlaşıldığından davacı tarafından yapılan feshin haklı sebebe dayanmadığı” sonucuna varıldığı kaydedildi.
“Yerel mahkemece varılan sonuç hatalı”
Kararda, “Ne var ki mahkemece eksik inceleme ve araştırmayla varılan sonuç hatalı olmuştur.” tespiti yapıldı. İşçinin sürekli gece çalıştığı için kendi isteğiyle işten ayrılmak zorunda olduğunu dilekçeyle beyan ettiği, bu dilekçenin istifa olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı aktarılan kararda, öncelikle işçinin istifa dilekçesinde gerçek iradesinin ne olduğunun araştırılması gerektiğine dikkat çekildi.
Tanık anlatımlarında 24 saat açık olan otelde, mutfak bölümünde postalar halinde çalışma sistemi uygulandığının, davacının diğer işçilerden farklı olarak sürekli gece mesaisinde çalıştırıldığının beyan edildiği ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Kahvaltıcılık işinin, çalışma postalarından biri olduğu anlaşılmaktadır. Davacının çalıştığı mutfak bölümünde postalar halinde çalışma yapıldığı dosya kapsamıyla sabit olup sadece davacının kahvaltıcılık görevi adı altında çalışma postalarının dışında tutulması ilgili mevzuat ilke ve esaslarıyla bağdaşmamaktadır. Bu itibarla iş yerinde postalar halinde çalışma yapıldığı sabit olmasına rağmen davacının sürekli aynı postada çalıştırılmasının ilgili yasal düzenlemelere aykırı olduğu, bu aykırılığın giderilmesine yönelik talebin işverence yerine getirilmemesinin çalışma şartlarının uygulanmaması anlamına geleceği değerlendirilerek davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun ilgili maddesi çerçevesinde haklı sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir.”