Olay Gazetesi Bursa

MHP’de muhaliflerin hedefi 700 imza

MHP'de olağanüstü kurultay için gerekli imzayı toplayan muhalifler, imza sayısını 700'e çıkarmaya çalışıyor.

Eski MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MHP’nin süreçleri doğru yönetememe ve kendisini halka ifade edememe gibi temel sorunları olduğunu ve partisinin 1 Kasım’da “tarihi bir yenilgi” yaşadığını söyledi.

Seçimin ardından genel merkezin kurultay yaparak güven tazelemesi gerekirken bunu yapmadığını vurgulayan Oğan, genel başkan seçimlerinin olağanüstü kurultayda yapılamaması dolayısıyla tüzük değişikliği kurultayı gerçekleştirmek için yola çıktıklarını anımsattı.

Oğan, “Şimdilik üç isim ortaya çıktı zannediyorum bunun sayısı daha da artabilir. Demokrasinin erdemidir. Sayın Genel Başkan’a göre bu sayı 13’e kadar çıkacak. Bana göre 5-6 aday çıkabilir” dedi.

Şuan önceliklerinin kurultayın toplanması olduğunu ve gerekli delege imzasını topladıklarını vurgulayan Oğan, “Tüzüğümüze göre bin 250 civarında olan delege sayımızın 5’te birinin noter tasdikli yazılı talepnamesi ile kurultayımız toplanır. Bunun için bütün adaylar ortak bir metin üzerinde anlaştı ve imza toplamaya başladı. İmzalar toplandıktan sonra genel merkeze sunulacak, bunun ardından kurultaya götürmesi beklenir” ifadesini kullandı.

Birlikte aynı çağrı metnine imza attıkları Koray Aydın ve Meral Akşener gibi kendisinin de delegelerin noter onaylı kurultay taleplerini biriktirdiğini belirten Oğan, ortak metin olduğu için delegelerin, dilekçelerini diğer adayların temsilcilerine vermesinden bir sıkıntı duymadığını söyledi.

Oğan, seçimden sonra üç adayın aynı anda bir araya gelemediğini ama ikişerli görüşmeler yaptıklarını anlatarak, bunda Meral Akşener’in çalışmalarını İstanbul’da sürdürmesinin etkili olduğunu bildirdi.

Hedef: 700 imza

Bu süreci istişarelerle götürdüklerini dile getiren Oğan, şöyle devam etti:

“Delege imzalarının toplanması ile ilgili küçük bir sorunla karşı karşıyayız zira başlangıçta şöyle bir durum söz konusuydu her 3 aday da orada imzaları toplarken sahaya çıktığımızda örneğin a vilayetinde bize telefon ettiklerinde, ‘b adayın buradaki temsilcileri imza topluyor ne diyorsun’ dediğinde biz, ‘tabi ki verin, üçümüz ortak topluyoruz dolayısıyla benim imzam senin imzan gibi bir şey söz konusu değil size ilk kim ulaştıysa sizi bizi destekliyor olsanız da bütün imzaları o arkadaşlara verin’ dedik ve çok sayıda o şekilde imza toplandı.

Bir süre sonra Sayın Akşener’in delegelere bir SMS göndermesi ile bu süreç biraz akamete uğradı ama ben bu sorunu aşacağımız kanaatindeyim çünkü imzaların şahsa toplanması diye bir şey söz konusu değil. Her ne kadar böyle bir anlayış şekline dönüştürülmüş olsa da bunun neticesinde imzaların az ya da çok toplanmasının şahıslara getireceği hiç bir şey yok. Bu olsa olsa delegenin kafasını karıştırır bu olsa olsa o anlamda delegeyi bir endişeye bir kararsızlığa sevk eder.

Bizim bugün yapmamız gereken her üç adayın hemen, hiç vakit kaybetmeden yanyana gelip bir resim vermesi ve imzaların şahıslara değil ortak toplandığını deklare etmesidir. Ben buna hazır olduğumu ifade ediyorum. Eğer bugün 3 aday bir araya gelir, görüntü verir ve ‘imzaları kişisel değil ortak topluyoruz’ diye bir açıklama yaparsa bir hafta içerisinde 700’e yaklaşan bir imza sayısına ulaşırız.”

Genel merkeze o fırsat verilmemeli

Oğan, adaylar arasında bir sorun veya bir sıkıntı varmış gibi bir görüntünün başlattıkları harekete hiçbir faydası olmayacağını savundu. Oğan, “Bu iş, adaylar arasında bir yarışa çevrilirse delege de ürker, genel merkez de bundan istifade eder ve genel merkezi daha cesaretlendirir, delege üzerinde baskı kurmasına vesile olur ve o zaman da imza sayısının düşmesine ve imzanın toplanmasında zorluklara vesile olunmuş olur” diye konuştu.

Genel merkeze de çağrıda bulunan Oğan, delegelere baskı yapmamasını ve özgür iradelerine saygı göstermesini istedi.

Oğan, şunları söyledi:

“Şuanda biz üçümüz dışında imza toplayan yok ama ben biliyorum ki tüzük kurultayı gerçekleştiğinde aday olacak bir çok arkadaşımız var, aday olmayı düşünen. ‘Onlar imza toplamadı diye aday olmayacak mı?’ böyle bir şey yok. Kim çok delegeden oy toplarsa diğerleri onun lehine adaylıktan çekilecek diye bir şey de yok, bu delegenin iradesine saygısızlıktır. Çünkü delege iradesini imza ile değil kurultayda sandık ile belirleyecektir. Şimdiden imzaya döküp delegenin geri kalanının iradesine saygısızlık göstermek doğru bir şey değil.

Zannediyorum 45 günlük bir süre zarfında genel merkezimizin imzaları inceleyip bir karar verip kurultay tarihini belirlemesi lazım. Belirlenmediği takdirde mahkeme yolu, kayyum ataması vesaire süreçler var. Bir hususun altını çizeyim; bu kayyum diyince akla şimdi ticari firmalarla ilgili kayyumlar geliyor. Siyasi partilerde kayyum öyle bir şey değil. Partinin yönetimi olduğu gibi kalır, sadece mevcut parti üyeleri ve delegeler içerisinden 3 veya 4 kişi, partiyi kurultaya götürmek üzere görevlendirilir. Herhangi bir yetkiye sahip değildir kayyumlar sadece kurultayı yapmakla yetkilendirilir ve kurultay yapıldıktan sonra kayyumların görevi sona erer.”

“Mahkemenin vereceği karara da saygılı oluruz”

Oğan, “Kayyuma gider misiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Türkiye’de adaletin tecellisi için mahkemeye gideriz. Mahkemenin vereceği karara da saygılı oluruz. Dolayısıyla ben genel merkezimizin işi yokuşa sürmeyeceği kanaatindeyim ama işi yokuşa sürdüğü takdirde her adaletsizliğin karşısında yapılacak adım, atılacak adım olduğu gibi bizim de atacağımız adım; Türk mahkemelerinin kapısını çalmaktır. Türk mahkemelerinin vereceği karar da herkes için katidir.”

Kurultay salonuna girememe

Oğan, olağanüstü kurultay yapılması durumunda muhaliflerin kurultay salonuna alınmayacağı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:

“(O tür açıklamaları) O günün heyecanıyla yapılmış bir açıklama olarak kabul ediyorum. Nitekim kurultaylar kimsenin şahsi yerleri değildir. Türk milliyetçilerinin toy yeridir, bayram yeridir. Orası ülkücülerin iradesinin tecelli edeceği yerdir. Ülkücü irade her şeyin üzerindedir, ülkücü irade karar verecektir kurultaylara kimin girip kimin girmeyeceğine ben onun yanlışlıkla kazara verilmiş bir mesaj olduğu kanaatindeyim aksi takdirde böyle bir şey söz konusu değil.

Biz kurultay sürecine doğru eğer adım attıysak her türlü önlemini de düşünmüşüz demektir. Arkadaşlarımızla beraber her türlü önlemi düşünüyoruz ama tekrar edeyim o, o dönemki gündem içerisinde heyecanla verilmiş bir mesajdır, onun ötesinde hukuki hiç bir geçerliliği olmayan, ülkücü etiğe de uymayan bir davranış biçimdir. Ben bunda ısrar edileceği kanaatinde değilim.”