Türk bilim insanı Dr. Mert Eşme ve arkadaşları tarafından yapılan “Yaşlı Grubunda Maskeli Hipertansiyon ve Bunun Unutkanlık Üzerine Etkisi” başlıklı bilimsel araştırma ile tanı almamış ve tansiyonu gün içinde belirli saatlerde yüksek seyreden “maskeli” hipertansiyon hastalarının unutkanlık seviyelerinin daha yüksek olduğu ortaya kondu.
AA’nın haberine göre; daha önce tanı konulmamış katılımcıların yüzde 43’ünde gün içinde cihaz ölçümleri ile hipertansiyon saptanan araştırmanın sonuçları, 28 Şubat’ta Prof. Dr. Şeref Zileli’yi Anma ve Hacettepe İç Hastalıkları Günü kapsamında düzenlenecek programda bilim dünyasına duyurulacak.
YAŞLA SIKLIĞI DA ARTIYOR
Programın Düzenleme Kurulu Başkanlığını yapan Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Karadağ, halk arasında “yüksek tansiyon” olarak bilinen hipertansiyonun, özellikle yaşla sıklığı artan kronik bir hastalık olduğunu söyledi.
Hipertansiyonun, uzun dönemde vücut sağlığı için kötü sonuçlar doğurabildiğine dikkati çeken Karadağ, hastalığın özellikle kalp, damar ve böbrek sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı.
Hastane ya da muayenehanedeki ölçümler normal olmasına karşın günlük hayatta kan basıncının yüksek seyretmesinin “maskeli hipertansiyon” olarak tanımlandığını belirten Karadağ, normalde hipertansiyon tanısının, yapılacak kan basıncı ölçümleriyle kolayca konulabildiğini ifade etti. Karadağ, “Günümüzde ‘maskeli hipertansiyon’ denilen, poliklinik ve ev ölçümleri sırasında normal kan basıncı değerlerinin kaydedildiği ancak 24 saat boyunca kola takılan bir cihaz sayesinde yüksek kan basıncının tespit edildiği klinik bir durum söz konusudur” dedi.
“TANI ALMAYANLARIN YÜZDE 43’ÜNDE HİPERTANSİYON SAPTANDI”
Karadağ, maskeli hipertansiyona ilişkin yurt içi ve dışında önemli çalışmalar yürütüldüğünü dile getirerek, bu kapsamda HÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Geriatri Bilim Dalı uzmanı Mert Eşme ve arkadaşları tarafından “Yaşlılarda (geriatrik yaş grubunda) Maskeli Hipertansiyon ve Bunun Unutkanlık Üzerine Etkisi” başlıklı bir araştırma yapıldığını anlattı.
Prof. Dr. Karadağ, araştırma sonuçlarının üniversite tarafından düzenlenen Prof. Dr. Şeref Zileli’yi Anma ve Hacettepe İç Hastalıkları Günü programında açıklanacağını ifade etti.
Dr. Eşme’nin araştırmasına, daha önceden hipertansiyon ve unutkanlık şikayeti olmayan kişilerin dahil edildiğini bildiren Karadağ, şunları kaydetti: “Araştırma kapsamında, her katılımcıya 24 saat boyunca kola takılı duran ‘ambulatuar kan basıncı cihazı’ takıldı ve gün içinde 07.00-22.00 aralığında her 15 dakikada, gece 22.00’den ertesi gün saat 07.00’ye kadar ise her yarım saatte bir hastaların kan basıncı ölçülüp cihaz tarafından kaydedildi. Katılımcıların, bu cihaz takılıyken günlük aktivitelerine devam etmeleri istendi ve kişilere geriatri polikliniğinde unutkanlık tarama testleri yapıldı. Tüm gün kan basıncı ortalaması 130/80 mmHg’nin üzerinde olanlar, gün içi kan basıncı ortalaması 135/85 mmHg’nin üstünde olanlar, gece kan basıncı ortalaması 120/70 mmHg’nin üzerinde olanlar ‘maskeli hipertansiyon’ olarak kabul edildi.”
Çalışma kapsamında, daha önce tanı almayan bu kişilerin yüzde 43’ünde cihaz ölçümlerine göre hipertansiyon saptandığını vurgulayan Karadağ, “İlaveten maskeli hipertansiyonu olan hastaların, maskeli hipertansiyonu olmayan hastalara göre unutkanlık testlerinden daha düşük puan aldıkları görüldü. Bu çalışmada hipertansiyon kadar maskeli hipertansiyonun da farkında olunması ve bu durumun özellikle unutkanlık gibi belirtilere de yol açabileceğine dikkat çekildi” bilgilerini aktardı.
Prof. Dr. Karadağ, maskeli hipertansiyonun unutkanlık üzerine etkisinin incelendiği araştırmada, “mini mental”, “MOCA” ve “QMCI” denilen unutkanlığı ölçen testlerin kullanıldığını dile getirerek ayrıca, saat çizme, ileri ve geri sayı sayma testlerinin de uygulandığını anlattı. Karadağ, bu testlerin içeriğinde kelime hatırlama, isimlendirme, oryantasyon, dikkat, bellek gibi bilişsel fonksiyonların test edildiği kısımların yer aldığını bildirdi.
MİSAFİR KONUŞMACI İNGİLTERE’DEN
Karadağ, üniversite bünyesinde bugüne kadar 500’ü aşkın iç hastalıkları uzmanı yetiştiğini ve bu anabilim dalının Prof. Dr. Şeref Zileli tarafından kurulduğunu anımsattı.
Prof. Dr. Zileli onuruna, HÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları ve Kardiyoloji Anabilim Dallarınca düzenlenen program kapsamında her yıl konferans ve paneller yapıldığını vurgulayan Karadağ, ayrıca Hacettepe İç Hastalıkları Prof. Dr. Şeref Zileli ödülleri verildiğini belirtti. Karadağ, 28 Şubat-2 Mart tarihlerindeki programda, 24. İç Hastalıkları Mezuniyet Sonrası Kursu’nun da yer aldığını belirterek toplantıya İngiltere’den Prof. Adrian Newland’ın da misafir konuşmacı olarak katılacağını sözlerine ekledi.