Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, ülkesindeki krizin nedeni olduğunu belirterek, “Venezuela’yı ele geçirmek için savaş çığırtkanlığı yapıyorlar.” dedi.
İngiliz kamu yayın kuruluşu BBC’ye açıklamalarda bulunan Maduro, Trump’ın Beyaz Saray ekibini, ırkçı örgüt Ku Klux Klan’a benzeterek, “Bu, ABD imparatorluğunun, Beyaz Sarayı yöneten aşırı sağın, Venezuela’yı ele geçirmek için verdiği siyasi bir savaş. Venezuela’yı ele geçirmek için savaş çığırtkanlığı yapıyorlar.” diye konuştu.
“Beyaz Saray’daki bu aşırıcı grubun güçlü dünya kamuoyu tarafından yenilgiye uğratılacağını umduğunu” kaydeden Maduro, sadece kendi çıkarını düşünen ABD’nin Venezuela’dan “nefret ettiğini” söyledi.
ABD’nin, Kolombiya’da beklettiği insani yardımın ülkeye girmesine niçin izin vermediği sorulan Maduro, ülkesinin, halkının ihtiyaçlarını karşılayacak kapasiteye sahip olduğu ve kimseden dilenmeye muhtaç olmadığı yanıtını verdi.
Venezuela’nın, başta ABD ve İngiltere olmak üzere çeşitli ülkelerdeki milyarlarca dolarlık varlığının dondurulduğunu belirten Maduro, ABD’nin bu yolla ülkeye “askeri bir müdahaleye zemin oluşturacak insani kriz yaratmaya niyetlendiğini” ifade etti.
“Venezuela açlık çeken bir ülke değil”
Uluslararası medyanın Venezuela ile ilgili var olmayan bir hikaye uydurduğunu anlatan Maduro, “Bizde aşırı yoksulluk yüzde 4,4 düzeyinde. Bu tabii ki aşmamız gereken bir sorun hala ama biz yüzde 25’ten bu düzeye geldik. Bugün Venezuela, uluslararası örgütlerce toplumsal eşitlik indekslerinin en üst düzeylerine sahip olarak tanınıyor. Sorunlarımız var mı? Evet. Ama Venezuela açlık çeken bir ülke değil.” diye konuştu.
Venezuela’nın 3 milyon göç verdiği yönündeki haberlerle ilgili soru üzerine de Maduro, şunları kaydetti:
“Siz Batı medyasının ortak bir sorunu var. İletilen bir yalanı olgu sayıyorsunuz. Venezuela ile ilgili bu göç kampanyası abartılmıştır. Venezuela göç alan bir ülkedir. Bunu göstermiyor ve yaymıyorsunuz. Venezuela’da ülkelerindeki savaştan, insan hakları ihlallerinden, sefaletten kaçan 5,8 milyon Kolombiyalı var. Burada 300 binden fazla İtalyan, 300 binden fazla Portekizli, 300 binden fazla İspanyol var. Bir milyondan fazla Arap, 300 binden fazla Ekvadorlu ve 300 binden fazla Perulu var.”
Venezuela’nın kendisine karşı açılan ekonomik savaştan dolayı bir miktar göç verdiği belirten Maduro, bunun iddia edildiği gibi 3 milyon değil, 800 bin kadar olduğunu, bir kısmının da gittikleri yerlerde karşılaştıkları ırkçılık ve ayrımcılık yüzünden ülkeye geri döndüğünü söyledi.
Venezuela’nın, maruz kaldığı ekonomik yaptırımlara rağmen halen göç aldığını belirten Maduro, sadece geçen yıl 120 bin Kolombiyalının ülkeye geldiğini söyledi.
“Venezuela Irak veya Libya değil”
Batı medyasının da ülkesine karşı yazılan “senaryo”da rolü olduğunu belirten Maduro, BBC ve CNN gibi kuruluşların, Venezuela ile ilgili yalanları sorgulamadan yaydığını kaydetti.
“Venezuela, Batı için, ABD için niye bu kadar ilginç? Patates veya maydanoz üretseydik, jeopolitik haritada yerimiz bile olmazdı.” ifadesini kullanan Maduro, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çünkü Venezuela petrol üretiyor, dünyanın en büyük petrol rezervine sahip, dünyanın en büyük 4. gaz rezervine sahip, şimdi belgeliyoruz ki dünyanın en büyük altın rezervine sahip. Venezuela önemli. OPEC’in lideri, ona başkanlık ediyor. Bu nedenle Venezuela’ya her türlü saldırı yapılıyor. Irak’a, Libya’ya yaptıkları gibi. Ama Venezuela Irak veya Libya değil. Bütün bunlara karşı koyacağız.”
Venezuela krizi
Venezuela’da çoğunluğu muhalefetin elindeki Ulusal Meclis’in başkanı olan Juan Guaido, muhaliflerin mitinginde kendini “geçici devlet başkanı” ilan etmiş ve başta ABD olmak üzere Avustralya, Kanada, Kolombiya, Peru, Ekvador, Paraguay, Brezilya, Şili, Panama, Arjantin, Kosta Rika ve Guatemala gibi ülkeler tarafından tanınmıştı. Son olarak Avrupa Parlamentosu aynı yönde adım atmıştı.
Meksika, Türkiye, Rusya, İran, Küba, Çin ve Bolivya ise Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümetine desteklerini yinelemiş, Maduro da gelişmeler üzerine ABD ile diplomatik ve politik ilişkileri kestiğini ancak ticari ilişkilerinin süreceğini açıklamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela’ya asker göndermeyi “seçeneklerden biri” olarak gördüğünü söylemişti.