Zeytin yaprağının vücudu koronavirüse karşı korumada ve hastalığın tedavisinde etkinliği araştırıldı. Türkiye’de 3 üniversite ve 3 devlet hastanesinden 15 hekimin katılımıyla gerçekleşen çalışma, demleme zeytin yaprağı çayının vücudun savunma sisteminin bazı hücrelerini aktive ettiği ve gücünü artırdığını gösterdi. Araştırma ekibinde yer alan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Zeytin yaprağı çayının koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olacağı gördük. Sabah 1, akşam 1 fincan şeklinde günde 2 kez tüketilebilir” dedi.
Vücüdu koronavirüse karşı korumada doğal tedavilerin rolü araştırılıyor. Zeytin yaprağı çayı da bu doğal tedavilerden biri. Bu çayın bağışıklık sistemini desteklediği biliniyordu. Türkiye’den bir grup bilim insanı bu etkinliği laboratuvar ortamında araştırdı. Türkiye’de 3 üniversite ve 3 devlet hastanesinden 15 hekimin katılımıyla gerçekleşen çalışma, demleme zeytin yaprağı çayının laboratuvar ortamında vücudun savunma sisteminin bazı hücrelerini (lökositlerin bazılarını) aktive ettiği ve gücünü artırdığını gösterdi.
“SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYI İLE KLİNİK BOYUTU ARAŞTIRILIYOR”
Çalışma ekibinde yer alan Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Bu bir laboratuvar çalışmasıydı ve bu çalışmalar her zaman birebir kliniğe yansımaz. O nedenle şu anda da araştırmanın 2’nci ayağı olarak zeytin yaprağı çayını hastalara veriyoruz. Hastalık öncesinde hastalığa yakalanmayı azaltıp azaltmadığı araştırılıyor. Sağlık Bakanlığı onayı ile birlikte şu anda araştırmanın klinik boyutu araştırılıyor” diye konuştu.
“İLK SONUÇLAR BİZİM İÇİN BİR UMUT IŞIĞI OLDU”
Laboratuvar sonuçlarına göre araştırmanın başarılı olduğunu aktaran Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Kısmi de olsa zeytin yaprağı çayının vücutta bir fark oluşturduğunu gördük. Ama çalışma sona ermeden sonuçlar hakkında kesin bir yorum yapmak mümkün değil. İlk sonuçlar bizim için bir umut ışığı oldu. Zeytin yaprağı çayının usulüyle yapıldığında kısmen de olsa koronavirüsün hem tedavisi hem önlenmesinde koruyucu etkisi olacağı gördük. Laboratuvar çalışmalarında bu çayın savunma sistemi hücrelerindeki etkisine bakıldı. Lökositlerin makrofaj aktivitesini (bağışıklık sistemi üzerinde etki) kısmen de olsa etkilediğini ve gücünü artırdığını gördük. İlk çalışma ayrı ikinci çalışma ise ayrı yayın şeklinde olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI NASIL TÜKETİLMELİ?
Çalışmada zeytin yaprağı çayının demleme şeklinde yapıldığını anlatan Prof. Dr. Akkoyunlu, “1 fincan kaynar suya 1 tatlı kaşığı kadar öğütülmüş zeytin yaprağını atıyorsunuz. 10 dakika demlendikten sonra tüketiyorsunuz. Sabah 1, akşam 1 fincan şeklinde günde 2 kez tüketilebilir. İnsanlar her gün sıcak içecek tüketiyor. Akşamları siyah çay tüketiliyor. Bunun yerine özellikle şu dönemde zeytin yaprağı çayını tüketebilirsiniz. Bunun yanında kekik çayı da aynı şekilde demlenerek tercih edilebilir” önerisinde bulundu.
İLAÇ ATIKLARI VE KATKI MADDELERİNE DİKKAT
Aşırı ve uygunsuz tüketim uyarısında bulunan Prof. Dr. Akkoyunlu şunları söyledi:
“Fazla tüketim vücutta toksik etkilere neden olabilir. O nedenle aşırıya kaçmadan, dozu ayarlanmış 1 tatlı kaşığı geçmeyecek ve sabah-akşam bir fincanı geçmeyecek şekilde tüketilebilir. Eğer uygun bir şekilde toplanmamış ve kurutulmamışsa bu ürünlerde küf oluşumu gerçekleşir. Bu da aflatoksin gibi karaciğerde kansere neden olabilecek düzeyde üremelere neden olabilir. Mantar üremeleri gelişebilir. O nedenle merdiven altı olmayan güvenilir işletmelerden bu ürünleri temin etmelisiniz. Burada marka ve sertifika çok önemli. CE ve TES sertifikalarına dikkat edilmesini öneririm. Özellikle ilaç atıklarının ve katkı maddelerinin bu üründe olmaması gerekiyor. Özel olarak toplanması gerekiyor ve alerjik reaksiyonlar oldukça önemli. Alerjik reaksiyonu olan kişilerin bu ürünlere dikkat etmesi gerekir.”
Akkoyunlu, son olarak zeytin yaprağı çayının laboratuvarda 1 haftalık etkisinin gözlendiğini ancak insanlar üzerindeki koruyuculuğu etkisinin ne kadar olacağının henüz araştırma konusu olduğunu belirtti.
DHA