Olay Gazetesi Bursa

Koronavirüs pandemisinde acil servislere şiddet nedeniyle gelen vakalar 2 kat arttı

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sebe, pandemi sürecinde trafik kazalarına bağlı hastalarda azalış görülürken hem erişkin hem de çocuk acile, şiddete bağlı gelen vakalarda en az 2 kat artış yaşandığını bildirdi.

Türkiye’de 11 Mart 2020 tarihinde ilk tespit edilen koronavirüs vakasının açıklanmasının ardından 1 yıl geride kaldı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sebe, bu dönemde çok çeşitli hasta profillerinin oluştuğunu dile getirdi. Prof. Dr. Sebe, acil servislere trafik kazalarına bağlı gelen hastalarda azalış görülürken, bireysel şiddete maruz kalarak başvuran hasta sayısının en az 2 katı oranında arttığını kaydetti. Aile içindeki şiddet ya da ergenlik çağındaki gençler arasında şiddet artarken, akrabalar arasındaki anlaşmazlıkların da bu dönemde su yüzüne çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Sebe, bu tip durumları adli vaka kabul ederek kolluk kuvvetlerine bildirdiklerini belirtti.

‘KÜÇÜK ÇOCUKLARDA DA BENZER DURUMLAR GÖRÜYORUZ’

Hemen hemen her gün hem erişkin acilde hem çocuk acilde özellikle darp, kesici- delici alet yaralanmalarıyla karşılaştıklarını dile getiren Prof. Dr. Ahmet Sebe, “Özellikle eşe, akrabaya, yakın arkadaşa şiddetle çok sık karşılaşmaya başladık. Şiddete maruz kalanlar darp, yüzü ve gözünde morluk, kafaya, kola darbe ya da vücutta sıyrık şeklinde geliyorlar. Küçük çocuklarda da benzer durumlar görüyoruz. Özellikle bu sıralar gençler arasında bıçaklanmalarda bir artış var. Bireysel tartışmalarda en ufak bir durumda bıçağa sarılıyorlar. Aile içi kavgalarda ise 8- 9 kişi birden şiddete bağlı vaka olarak gelebiliyorlar” dedi.

‘MERDİVENDEN DÜŞTÜ, AYAĞI KAYDI DENİYOR’

Bu gibi durumlarda hemen kolluk kuvvetlerine bilgi verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Sebe, “Çoğu zaman yaralanmalarda özellikle birinci derece yakınları hastaneye geldiklerinde ‘merdivenden düştü, ayağı kaydı’ diyerek bunları saklama çalışıyorlar. Ama bu durumu biz adli vaka olarak kabul edip, hastane polisine, kolluk kuvvetlerine bildirince bunların bir aile içi şiddet vakası olduğunu görüyoruz. İnsanların kapalı alanlarda uzun süre kalmaları, yeterince tıbbi, psikolojik destek alamamaları bunda etkili olabilir” diye konuştu.

Aile ve Evlilik Terapisti Obengül Ejder ise şiddetin önüne geçmek için insanların öncelikle birbirlerini dinlemeleri gerektiğini vurgulayarak, çeşitli tavsiyelerde bulundu. İnsanların birbirlerine ihtiyaç duydukları sevgiyi, değeri ya da özel alanı veremediği zaman şiddetin de arttığını belirten aile ve evlilik terapisti Dr. Obengül Ejder, şöyle konuştu:

“İnsan aile içerisinde varlığını, sevildiğini, değerli olduğunu hissetmek ister. Kendine özel alanları olsun ister. Bunlar karşılanmadığı zaman kendini değersiz, zayıf, dışlanmış hisseden insan, bunu bastırıp, bir ötekine saldırarak üstünlüğünü göstermeye çalışır. Şiddetin önüne geçmek için öncelikle insanların birbirlerini dinlemesi gerekiyor. Biri konuşurken diğerinin sözünü kesmemesi lazım. Ayrıca bu öfkenin altında yatan neden nedir, neye ihtiyacı var bunları anlamalıyız.”

‘ÖFKEYİ BİRİKTİRMEDEN ÇÖZÜM ÜRETİN’

Pandemi döneminde sosyalleşememenin de insanları gerdiğine dikkati çeken Ejder, şu tavsiyelerde bulundu:

“Kişinin belki şefkate, saçının okşanmasına ya da güzel bir söz duymaya ihtiyacı vardır. Bu sağlandığında şiddetin olacağını düşünmüyorum. Öfkeyi biriktirmeden, açık iletişim ile o anda sorunun temeli konuşularak birlikte çözüm yolları üretilmesi gereklidir. Ailece, küçük alanlarında bir yürüyüş ya da piknik yapılabilir. Telefon veya bilgisayarlarda çok fazla oynanan şiddet içerikli oyunlardan uzak durmalarını tavsiye ediyorum. O kaynaklardan müzik, konser, tiyatrolara bakılabilir. Ev içerisinde aile oyunları oynanabilir. Ayrıca aile içinde ne mizah olursa ne kadar birbirleri ile eğlenir, gülerlerse o kadar birbirlerine tahammülleri artacaktır.”

DHA