CHP eski milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve il başkanlarıyla parti genel merkezinde bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu söyledi. Darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Bu darbe girişimine ben kontrollü bir darbe girişimi dedim. Arkasından 20 Temmuz’da yapılan sivil darbe geldi. OHAL’in ilanıyla şu anda biz bir darbe sürecinin içindeyiz. 12 Eylül darbesine bakın, aynı süreci şimdi yaşıyoruz. O dönemde darbe yapanlar apoletliydi, şimdi siviller. Israrla üzerinde duruyoruz, ‘Bunun siyasi ayağını ortaya çıkarın’ diye; ama siyasi ayağı ortaya çıkmıyor. Çıkaramıyorlar. Bugün geldiğimiz noktada tıpkı 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi bir anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız” diye konuştu.
DEMOKRASİ Mİ, TEK ADAM REJİMİ Mİ?
Türkiye’nin tehlikeli bir sürecin içine sokulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Yeni anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanı, yurt dışına gittiğinde seçimle gelmeyen birisi vekalet edecek. Ne zaman olur seçimle gelmeyen kişilerin vekaleti? Darbe dönemlerinde olur. Kenan Evren, darbeyi yaptı geldi. Seçimle mi geldi? Hayır. Ne kadar tehlikeli bir sürecin içine Türkiye’nin sokulduğunu bilmenizi isterim. O açıdan bu süreç, milli Kurtuluş Savaşı sürecimizin ikinci adımıdır. 80 milyon vatandaşımın tek tek sorumluluğu var. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi istiyoruz? Oylanan budur. Gerisi laf-ı güzaftır.”
“BUNUN AK PARTİ, CHP, MHP, HDP’YLE İLGİSİ YOK…”
Anayasa değişikliği referandumunun bir parti seçimi olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Bir kişiyi, başkanı kandırdınız mı devasa Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçiriyorsunuz. Müsteşar, genel müdür, büyükelçi, vali kim olacak? Bütün bunların hepsini o belirleyecek. Devletin bütün kadrolarını bir öğleden sonra tamamını değiştirecek ve devleti ele geçirecek. Böyle devlet olur mu? Olayın ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını ve Türkiye’nin nasıl bir maceraya sürüklendiğini hep birlikte görüyor muyuz? Bunun AK Parti ile CHP ile MHP ile HDP ile Vatan Partisi ile Saadet Partisi ile ilgisi yok. Bu, bir Türkiye ve memleket sorunu.”