Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısına verilen arada yaptığı açıklamada, Kilis’e yönelik roket saldırılarıyla ilgili, “Toplantıda ele aldığımız konuları 4 başlık altında özetlememiz mümkündür. Bunlardan biri ilave askeri tedbirlerin alınması. Bu çerçevede hudut hattındaki askeri varlığımızın, gücümüzün artırılması, ilave İHA’lar ve diğer araçlarla sınır ötesinin gözetlenmesinin imkanlarının sağlanması ve böylece sınır ötesinden Türkiye yönelik, Kilis’e dönük olarak gelecek saldırıların öncesinden haber alınarak bunların gözetlenmesinin en üst düzeye çıkarılmasıdır.” ifadelerini kullandı.
“Saldırılarda zarara uğrayanların zararları giderilecek”
Numan Kurtulmuş, “Bu saldırılar sırasında zarara uğrayan esnaf ve sanatkarlarımızın zararlarının giderilmesi, evi barkı, dükkanı yıkılan, tahrip olanların bu anlamda tazmin edilmesi, Kilis ilimizde kamu yararına çalışma kapsamında istihdam edilenlerinin istihdam sürelerinin 9 aya çıkarılması ve Valiliğin istediği oranlarda yeni ilave istihdamların sağlanması için karar alınmıştır. Bu çerçevede ilk planda 5 milyon, ikinci planda ilave 5 milyon olmak üzere bu zararların hemen giderilmesi noktasında Valiliğin emrine Başbakanlıkça ödeme yapılacaktır.” açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş, başta doktorlar olmak üzere ilave sağlık personelinin, Kilis’e gönderilmesi, ayrıca zırhlı ambulansların gönderilerek hizmete orada başlamalarının alınacak tedbirlerden birkaçı olduğunu söyledi.
“18 Ocak’tan bu yana 46 roket atışı yapılmış”
“Maalesef 18 Ocak’tan bu yana Kilis’in 111 kilometrelik Suriye sınırının doğu tarafından yani DAEŞ mevzilerinin bulunduğu topraklardan, 46 roket atışı yapılmış.” diyen Kurtulmuş, “Şehrin ortasına düşen bu roketler 17 kişinin ölmesiyle sonuçlanmış. Bu 17 kişinin 10’u Türk’tür. 61 kişi yaralanmıştır, çoğu ayakta tedavi edilerek tekrar günlük hayatlarına dönmüşlerdir.” şeklinde konuştu.
Kilis’e yapılan roketli saldırılar nedeniyle DAEŞ’e yönelik bir kara harekatının düzenlenmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, “Askeri anlamda, güvenlik anlamında gerekli bütün tedbirler alınıyor, müzakere ediliyor.” yanıtını verdi.
Taşeron çalışanların kamuya alımı
“Bakanlar Kurulu’nda ele aldığımız işverenlerin, yani ‘taşeron’ dediğimiz alt işverende çalışanların kamuya alımıyla ilgili yasa tasarısının son rötuşları yapılmış ve hemen bu yasa tasarısı yasalaşmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmeye hazır hale getirilmiştir.” diyen Numan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu tasarıyla 720 bin çalışanın kamuya geçiş esasları belirlenmiştir. Ayrıca, kamuda özel sözleşmeli personel olarak tanımlanan yeni bir statü oluşturulmuştur. Alt işverenlerde çalışanların bir kısmı bu statüdeki çalışmaya geçeceklerdir, yani kamu güvencesi altına alınacaklardır. Ayrıca, bu kamu güvencesine alınacak olan 720 bin kişinin tamamı, 1 Kasım 2015 öncesinde kamuda taşeron olarak çalışmaya başlayan insanlar olacaktır. Bu geçişlerde de her kurum kendisince birtakım sınavlar yapma imkanına sahip olacak.”
Rusya ile ilişkiler
Kurtulmuş, Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili olarak da “Ümit ederim ki uçak düşürülmesi krizinden sonraki süreçte gelişen, gerginleşen, zaman zaman sertleşen ilişkilerimiz en kısa zamanda normale döner.” ifadelerini kullanarak, “Rusya, hem ekonomik anlamda hem de siyasi anlamda Türkiye ile ilişkilerini normalleştirir. Tarım heyetinin oraya gitmiş olması ilişkilerin normalleşmesi için bir sinyaldir, bir adımdır. Olumlu sonuç vereceğini ümit ediyorum.” dedi.
“Altı aylık süre dolmadan hükümet vaatlerinin tamamını gerçekleştirdi”
Numan Kurtulmuş, “Çok şükür altı aylık süre dolmadan hükümet, hem vaatlerinin tamamını gerçekleştirmiş hem de altı aylık reformlarını gerçekleştirme noktasına gelmiştir.” diyerek şunları kaydetti.
“Altı ayın 126 günü tamamlandı, bugün itibarıyla 57 günümüz kaldı. Önümüzdeki 57 günlük süre içerisinde de vadedilen bu reformların ciddi bir şekilde tamamlanarak, bu sürecin başarıyla geçilmesi inşallah sağlanacaktır.”
“Sporun içerisinde şiddet ‘ben yenildiysem yakarım yıkarım’ yok”
Kurtulmuş, Trabzonspor-Fenerbahçe ile MKE Ankaragücü-Amedspor arasında oynanan futbol müsabakalarında yaşanan olayların anımsatılmasının ardından, sporun bir seyir ve keyif olduğunu dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Sporda yenmek de var, yenilmek de var ama sporun içinde çoşkulu taraftar olmak da var. Hepimiz bir takımı tuttuk. Sevindiğimiz, havalara zıpladığımız, takımımız mağlup olduğunda ise üzüldüğümüz, çocukluğumdan hatırlıyorum, neredeyse ağlayacak duruma geldiğimiz de oldu. Sporun içerisinde bunlar var ama sporun içerisinde şiddet, ‘ben yenildiysem yakarım yıkarım’ yok. Dünkü davranışları, Trabzonspor camiası hak etmiyor. Birkaç tane saldırganın ortaya koymuş olduğu bu tablo Trabzonspor’u, Trabzonspor taraftarlarını bağlayacak bir durum değildir. Trabzon’daki olayla ilgili olarak da Ankaragücü-Amedspor maçındaki olaylarla ilgili olarak da, gerçekte bu konularla ilgili bir güvenlik zafiyeti var mı, her ikisiyle ilgili de soruşturma başlatılmıştır.”