CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları;
“Her şeye rağmen hepimiz Gezi Parkı davasının adaletle sonuçlanmasını bekliyoruz.”
“Her şeye rağmen birlikte yaşamalıyız.”
“Biz hep beraber bu ülkede demokrasiyi savunacağız. Farklılarıyla zenginleşen bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.”
“O çucukların tamamı bizim çocuklarımız. Hapse atsan ne olur? Sen mi kazanırsın, o çocuklar mı kaybeder? Bize düşen gençliği hoşgörüyle karşılamaktır.”
“Allah’ın bize verdiği en değerli hazine akıldır.”
“Aklı kullanırken liyakat esas alınmalıdır. Birisi karıncayı sorgulayabiliryorsa, birisi kuşu sorgulayabilir, biri Antarktika’yı sorguluyorsa biri çölü sorguluyordur.”
“Neden işsizlik var? Biz bunları sormak zorundayız. Neden hapishaneler tıka basa dolu? Neden Ortadoğu bataklığından şehitlerimiz geliyor? Parası olan yurt dışına kaçarken, parası olmayan neden yıllarını hapishanede geçiriyor? Neden düşüncelerini açıkladı diye yüzlerce akademisyen atılıyor?”
“Peygamberimiz bir alimin ölümünü bir kainatın ölümüne eş tutar. Bu akademisyenler diyor ki, madem bizi attın, o zaman yurtd ışındaki üniversitelere gideyim diyor. Ama ne yapıyor? Pasaportuna el koyuyor. Herkesin elini vicdanına koyması lazım bu konuda.”
“Eğer bunları sorgulamıyorsanız, sizin Türkiye’yle de adaletle de işiniz yoktur. Milyonlarca insan asgari ücretin yarısının altında geçinirken neden saraya yakın bazı kişiler o kadar yüksek maaş alıyorlar? Gözün doymuyor. Gidiyorsun 4, 5 yerden aylık alıyorsun. Türkiye tablosu budur. Bu tablonun arkasında milyonlarca yoksul var. Bu tablonun arkasında çocuğunu akşam aç yatıran annenin gözyaşları var. Neden hiçbir aile çocuğunun eğitimden memnun değil? Neden hiçbir çocuk doğru düzgün eğitim almıyor. Ama hayatın gerçeği, çıkın sokaklara caddelere bir sürü insan göreceksiz, konteynırlardan beslenen, pazar artıklarından beslenen. Bu gerçeğin bilinmemesi mümkün değildir. Bu gerçeğin vizdanları sızlatmaması mümkün değildir. Ben 17 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın acziyetinden bahsediyorum.”
“Türkiye’nin bu kadar bereketli toprakları varken, bu kadar çalışkan insanları varken, yurtdışından neden saman ithal ediyoruz? En son İsviçre’den ithal ettik. Vatandaşımızın bunu sorması lazım. Aklımızı kullanıp hayatımızı sorgulamamız lazım. Böylece hilekarlığı göreceğiz.”
“Değerli arkadaşlarım bu ve benzeri soran milyonlar ve bu sorulardan habersiz yaşayan bir grup var. Türkiye ikiye bölündü. Sarayda yaşayanlar ve yaşamayanlar diye. Sarayda yaşayanların işsizlik diye bir dertleri yoktur; dolarları, euroları var. Halkın gündeminde ise işsizlik var. Sarayın gündeminde yoksulluk yok, saray sosyetesi yoksulluk nedir bilmiyor. Onlara göre vatandaşın simit yiyerek geçinmesi bile lütuftur. Ancak, onlar 50 bin dolarlık çantayla gezebilir.”
“Akşam pazar artıklarından geçinen bir grup var. Aradki fark siyah ve beyaz keskin. Saray sosyetesi yakınları, akrabaları vakıflar ve kamu kaynaklarını arttırarak Manhattan’da gökdelen dikiyorlar. Neymiş öğrenci yurdu yapacaklarmış. Oranın metrekaresi 10 bin dolar. Hangi öğrenci yaşayacak?”
“Saray sosyetesi çifter çifter aylık ama kirası, faturası yoktur. 82 milyon olarak giderlerini biz karşılarız. Türkiye’yi huzuru kavuşturmak dürüst politikacıların görevidir.”
“Saray sosyetesi vatandaşa hesap vermeyi doğru bulmaz. Kibir egemendir. Vatandaşı ezilecek bir sinek olarak görür. Ben istediğim gibi yerim hesap da vermem diyor.”
“Saray sosyetesi TBMM’yi kendi çıkarlarına hizmet eden bir orga olarak görür. Çünkü bilir TBMM’de hangi önergeye oy verirsem saraya iyi gelir. Ama halk kendi sorunlarının konuşulması bekler. Vatandaş gider oy verir. Milletvekili seçtiğini sanır ama partilerin belirlediği vekilleri seçer.”
“Saray sosyetesinde gözünde devlet soyulacak bir organ olarak görür. Devletten dolarla ihale alanlar sarayın gözünde makbul vatandaş olarak görünür. Halkın yaşadığı Türkiye’de ödediğimiz vergiler nereye gitti demek çok tehlikelidir. Saray sosyetesi için vergi vermek enayiliktir. Aile boyum Mann adasından vergi kaçırılar. Savcı belgeleri ortaya koydu, bunlar doğrudur dedi. Sonra belgelere yasak geldi.”
“Sadece vergi mi veriyor vatandaş, saray sosyetesinin makbul insanlarının masraflarını da yüklenir. Saray sosyetesi, devleti yolunacak bşr kaz gibi görür. Vergiler yetmezse dışarıdan borç alır, bunu da vatandaşın sırtına yükler. Vatandaş bunun farkında değildir, çünkü derdi ay sonunu getirmektir. Saray sosyetesinde icra diye bir kavram var. Ama şu anda her iki vatandaştan biri icralıktır. Saray sosyetesinin bundan habei var mı? Olsa bile yalanlayacaklardır.”
“Saray sosyetesinde vatan sevgisi yoktur. Ordu Tank Palet fabrikasını Katar ordusuna hiçbir bedel almadan velenler de vatan savgisi olamaz. 15 Temmuz şehitleri için toplanan paralara göz diktiler. Biz söylemesek onu da yiyecekler. Beşiktaş’ta hayatını kaybeden polislerin parasına da göz diktiler. Yahu her şeyini karşılıyorlar, faturaların karşılanıyor, uçak paran karşılanıyor, şehitlerin parasından ne istiyorsunuz?”
“Onların tek derdi malı nasıl götürürüzdür, israfı itibar olarak görürler. Halkın yaşadığı Türkiye’de ise israf haramdır.”
“13 tane uçağı var, bir tane Katar Kralı’ndan geldi. Ne yapacaksın kardeşim bu kadar uçağı ya? İki tanesi neyine yetmiyor? Yazlık sarayın var, kışlık sarayın var. 610 milyon lira para bu yıl saraylarlara harcanacak.”
“Taşınan mallar için 2017 yılında 3 milyon, 2018’de 3 milyon, 2019’da 100 milyon lira harcandı. Yüzde üç binin üzerinde artış var. Ne oldu da üç milyon 100 milyona çıktı? Neyin onarımı bu? 2020 yılında ise 140 milyona çıkıyor. Bu nasıl bir saray ya?”
“Suriye politikasında öteden beri yanlış yapıyorlar. Defalarca söyledik. Suriye bataklığının bize maliyeti bir hayli ağır oldu. Ölen bizim askerimiz. Söyledim sen gidiyordun mitinglere, niye oradaki arkadaşlarını göndermeyip fakir fukarının çocuğunu gönderiyorsun?”
“Kendi toprağımızdan kendi bayrağımızı teslim ederek kaçtılar. 3 milyon 600 bin Suriyeli bu topraklara geldi. 24 saatte Emevi Camii’ne gideceklerdi. Gelen Suriyelilere fakir fukaranın sırtından 40 milyon lira para harcadılar. Bu mudur başarı, bu mudur dış politika, bu mudur ülkenin itibarı?”
“50 sefer söyledim, egemen güçler elini ateşe vermezler maşa kullanırlar, o maşa Erdoğan’ın kendisidir. Geçen toplantıda 20 soruda FETÖ’den bahsetmiştim. Bunun karşı tarafta büyük yankılar uyandırdığını biliyorum. O gün 15 Temmuz’a kadar konuştum. İsterlerse sonrasını da anlatırım.”