CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bütün çabaların ortak noktası daha güzel bir Türkiye’yi inşa etmek. Bekledim ekonomiden söz edilecek mi diye uzun süredir edilmiyor. Her şey çok güzel diye bir tablo çizmeye çalışıyorlar. En adaletsiz vergi enflasyon vergisidir. Mutfağı vuran enflasyon vergisidir. Enflasyonun olduğu ülkede huzur ve üretim olmaz. Pek çok sorun enflasyondan kaynaklanır. Enflasyon tek haneye inecek diyorlardı. 2004’ün enflasyonunu yakaldılar. Vatandaş perişan halde.
Pazarlar eskisi gibi değil. 3 tane mi alsam 5 tane mi alsam diye düşünüyor vatandaş. Oy verdiniz yetmedi, kanun çıkması lazım dediler yetmedi anayasa değişikliği gerekiyor dedi yetmedi yetki verin tek adam olayım dedi yetmedi. Şimdi kalkmış esnafı, çiftçiyi, tüccarı, sanayiciyi suçluyor. Uyuşturucu satıyorlar gibi baskınlar düzenliyor. Neden fiyatlar yükseliyor?
Bir yılda ne oldu da bu zamlar geldi? Bir yılda kuru soğan yüzde 231, biber yüzde 155, karnabahar yüzde 147, patates yüzde 111 arttı. Bu mutfakta yangın var derken neyi kastediyoruz? Asgari ücrete yüzde 26 artıyor, mutfaktaki enflasyon yüzde 100’ün üzerinde. Düşünerek sandığa gittiğimiz zaman 17 yıldır Türkiye’yi yöneten siyasal iktidarın kendini sorgulaması lazım.
Şikayet etmek vatandaşın görevidir. Sen şikayet ediyorsan görevini yapamıyorsun demektir. Sanki ülkeyi Japonlar yönetiyor. Hal yasasını değiştirince fiyatlar yüzde 25 düşecek dediler. Komisyoncuları, çiftçiyi suçladılar. Suçlanacak en son kişi bunlar. Sen bu ülkenin ekonomisini sağlam inşa ettin de mi bu fiyatlar yükseldi. İhracatı yasakladılar, o da tutmadı. Tarım Bakanı çıktı et yemeyin ot yiyin dedi, otun fiyatı arttı. Zaytung yöneticilerinden bir ricam var Tarım Bakanı’nı kadrolarına alsınlar.
Gelecek ufku olmayan bakanı ve başındaki adam Türkiye’yi yönetmeye çalışıyor. Türkiye’yi yönetenler kim? Vatandaş zam yapınca kıyameti koparıyorlar. Erdoğan zam yapınca ne oluyor? Sanayi elektriğine yüzde 57,1 zam yapıldı. Tarımsal sulamada kullanılan suya yapılan zam yüzde 57. Elektriğe zam yapmışsın tarım ürünlerine nasıl yapılmasın. Bütün zamları onlar yapıyorlar sonra fiyat artışlarından şikayet ediyorlar. En büyük rantı sağlayan inşaat sektörüydü. İstanbul’a 76 gökdelen diktiler. 76 gökdelenin sağladığı rant 240 milyar lira. Bir avuç kişiye sağlanan rant.
Biz üreten güçlü Türkiye’den söz ettik. Ama Türkiye’yi tüketen Türkiye konumuna getirdiler. 2018’de 14.5 milyar destekleme verdiler tarıma. Bunlar Türk tarımını mı yabancı tarımı mı destekliyorlar.
“PİYASADA 417 İLAÇ YOK”
Yaklaşık 170 ilacın piyasada olmadığını söylemiştim. Bugün piyasada bulunmayan ilaç sayısı 417 kaleme çıktı. Biz saraylarda değil vatandaşın gönlünde taht kurmak istiyoruz. Ekonomi böyle giderken işsizlik sorunuyla da karşı karşıyayız. İşsizlik hangi boyutlarda? Milyonlarca işsizimiz var. Pırıl pırıl gençlerimizin işleri yok.
Ekonomiyi bozacağız mahvedeceğiz diyorlar. Trump’ın önünde tek kelime konuşamıyor. Papazo vereceksin dediler, hemen verdi. Trump konuşur bunlar emredersin der. Bizim vatandaş konuşur kulaklarını kapatırlar. Ben vatandaşın sırtına da binsem gelip oyunu bana verecek diyorlar.
“70 BİN MAĞDUR BEKLİYOR”
İhlaszedelerden söz edeceğim. 70 bin kişi… 70 bin kişinin hortumlandığı bir Türkiye’den söz edeceğim. Faizsiz kazanç uğruna paralarını götürdüler İhlas Finans’a yatırdılar. İhlaszedeler 18 yıldır hak arayışındalar. 2001 yılıdna BDDK dedi ki İhlas Finans’ı kapatıyorum… Gerekçe; mevzuata aykırı olarak varlıklarını hakim sermayedarların firmalarına aktarma.
Bunu BDDK söylüyor. Faaliyeti durduruluyor, İhlas Finans tasfiye edilecek. Ören ailesine bunu tasfiye et diyorlar. 5 yıl içinde tasfiye edip paralarını vereceğim diyor. 18 yıl geçti 70 bin mağdur hala bekliyor. 2005’te biz İhlas Finans’ın TMSF’ye devrini istedik. O dönem AK Parti’den birkaç arkadaş bize destek verdi. Desteği veren AK Partili milletvekillerinden hiçbiri bugün milletvekili değil.
Sözcü gazetesi 70 bin kişinin hakkını hukukunu savunuyor. 9 ay sonra zaman aşımına uğrayacak. 9 ay sonra alınamazsa Ören ailesinin keyfine diyecek yok. Kanun teklifini bugün getiriyoruz. Parlamentoda görev yapan vicdan sahibi milletvekillerine sesleniyorum. Eğer kul hakkından yanaysanız, Allah’a inanıyorsanız bu kanuna evet diyeceksiniz.
EREN ERDEM’E: ADALET ORUCUNU BIRAK SANA İHTİYACIMIZ VAR
Siyaset kurumu devlet olmak için değil devleti yönetmek için gelir. Kozmik Odayı yabancılara bunlar açmadı mı? MİT’e sesleniyorum, siz bunlara nasıl güveniyorsunuz. FETÖ terör örgütünün bir numaralı siyasi ayağı Erdoğan’dır. Dava açsın ıspat edeceğim. Eren Erdem haksız hukuksuz bir şekilde 222 gündür tek kişilik hücrede kalıyor. Adalet orucu tutuyor. PM olarak karar aldık, adalet orucunu bırak sevgili Eren Erdem. Çünkü Türkiye’nin de CHP’nin de sana ihtiyacı var. Osman Kavala 462 gündür yatıyor. Nedenini de bilen yok.
“FETTAH TAMİNCE’YE DOKUNULMAZLIĞI KİM SAĞLIYOR?”
Bir kişinin FETÖ’den tutuklanması için emniyet, MİT ve MASAK raporları lazım. Bu raporlara rağmen Fettah Tamince’ye bir şey yapılmıyor. Ama askeri öğrenciler ve garibanlar hapiste. Bu beyfendiye kimse bir şey demiyor. Sohbet toplantılarına katılmak da tutuklama nedeni. Ama Fettah Tamince KHK ile kapatılan STK’ların hem kurucusu hem sözcüsü hem toplantılarına katılıyor ama asla dokunulmuyor. Fettah Tamince ile ilgili çok sayıda ihbar ve ifade var ama kimse buna dokunamıyor. Gariban birisi Bankasya’ya para hemen içeri atıyorlar. Komisyon raporlarına göre Fettah Tamince himmet parası topluyor. 17-25 Aralık’tan sonra Fettah Tamince Fethullah Gülen ile görüşmeye gidiyor. Neden ve kimle gittin diyorlar hiçbirinin adını hatırlamadığını ve pişman olmadığını söylüyor. Fettah Tamince’nin korumalığını kim yapıyor. Bu dokunulmazlığı kim sağlıyor? 27 Ocak 2019’da Fettah Tamince Antalya’da belediye başkanları tanıtım toplantısında protokol sırasında oturuyor. Bu adamın ne özelliği var kardeşim?
15 Temmuz şehitleriyle ilgili soru sormuştum bugüne kadar cevap yok. Bir daha soruyorum, 15 Temmuz şehitleri için toplanan paraları yediniz mi? Tank Palet Fabrikası’nı özelleştirecekler. 9 soru sordum, bekçiden cevap geliyor. Bekçilik sana yakışıyor ama ülkücülere yakışmıyor. Ben soru soruyorum bekçi cevap veriyor. Sevgili bekçi arkadaşım sana değil patronuna soruyorum. Benim milliyetçilik anlayışımda hiçbir silah fabrikası yabancılara peşkeş çekilmez.”