Olay Gazetesi Bursa

Kendinizi kandırmayın! Hala inanmakta olduğunuz ‘5 yalan’

Asırlardır kendimizi kandırdığımız ve hala inanmakta olduğumuz “5 yalan.”

1. En klasik yalanlardan biri: öfkeni boşaltırsan, kendini daha iyi hissedersin

Bu çok yaygın bir fikir. Öfkeyi hissetmenin bizim için zararlı olduğu ve bu olaydan kaçınmanın en iyi yolunun öfkenize izin vermek olduğu söyleniyor. Sözde, öfkenizi boşaltır, birkaç cam çatlatır, birkaç tabak parçalarsanız ve böylece aklınızdan geçenleri boşaltırsanız kendinizi rahatlamış hissedeceksiniz.

 
2. Makul ölçüde bir özgüven başarılı olunacağını garanti etmez

Özgüven son yıllarda büyük üne kavuşan bir kavram. Özgüveni yüksek olan insanların sosyal ortamlarda daha az zorlandıkları ve daha az gereksik endişeye kapıldıkları bilinen bir gerçektir. Ancak, sağlıklı düzeyde bir özgüvene sahip olmak otomatik olarak kişiyi başarıya götürmez, zayıf ya da düşük özgüven de mutlaka başarısızlığa neden olmaz.

3. “O hayatımın aşkıydı”

“Hayatımın aşkı”, herkesin inanmak istediği efsanelerden bir diğeri. Bu, bizi rahatlatan ya da romantik dünyanın umutlu bir hayaline katkıda bulunan yalanlardan biridir. Sadece tek bir mükemmel aşk olabileceğini iddia etmek yanlıştır ve bu nedenle de “hayatımın aşkı” demek de anlamsızdır.

 
4. Yapmak istediğiniz her şeye ulaşabilirsiniz

Yaşamın bir gerçeği de, üzerinde büyük bir çaba sarf etsek de zamanımızın büyük kısmını başarmak için kullansak da, her zaman yapmak istediğimiz şeylere ulaşamıyor oluşumuzdur. Onu tüm kalbimizle ve ruhumuzla isteyebilir ve durmadan çalışabiliriz, ancak istediklerimizi her zaman elde edemeyebiliriz.

5. Her şeyin bir nedeni vardır

Rasyonel bir toplum için kesin bir yanıt verilemeyen bir soruyu veya nedenleri belli olmayan olayların var olduğunu kabul etmek zordur. “Her şey bir nedenden ötürü” lafının kendimize en sık söylediğimiz yalanlardan biri olduğunu düşünürsek, mantıksal açıklamalara ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzu görebiliriz.

 
Gerçek şu ki, bazı şeylerin sebebi veya anlamı, her birimizin, duygularına ve inançlarına göre şekil alıp belirlenir. Hiçbir şeyin kendi başına olması için bir sebebi yoktur; daha ziyade, insanların ve kültürlerin, hayatın gerçeklerini ve inançlarını açıklamaya ihtiyaçları vardır.