Olay Gazetesi Bursa

Keçeyi tablo ve eşyalarla geleceğe taşıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2011'de "Kültürel Mirası Taşıyıcı Sanatçı" unvanı verilen Mükerrem Turhan, keçe sanatını gelecek kuşaklara aktarmak için çaba gösteriyor.

Tarihin en eski tekstil ürünlerinden biri olarak kabul edilen keçeye farklı bir boyut kazandıran Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin çeşitli kentlerinde 24 yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra 1997’de emekli olduğunu ama sanattan kopmamak için yağlı ve sulu boya resimler yapmaya devam ettiğini söyledi.

 

Arayış içinde olduğu dönemde Konya’daki bir çarşıda keçecileri gördüğünü, böylece kaybolmaya yüz tutan keçe sanatı üzerine çalışmalar yapmaya karar verdiğini anlatan Turhan, geleneksel keçe sanatının önemli temsilcileri Mehmet Girgiç ve Celaleddin Berberoğlu’ndan eğitim aldığını belirtti.

 

Resim bilgisiyle keçe sanatını birleştirerek tablo yapmaya başladığını dile getiren Turhan, daha sonra çeşitli renk ve figürlerle süslediği keçe parçalarını şapka, çanta, fular ve elbiselerin üzerine işleyerek farklı tasarımlar oluşturduğuna dikkati çekti.

 

Bugüne kadar yurt içi ve dışında 22 sergi açtığını bildiren Turhan, şöyle devam etti:

 

“Resim öğretmeni olmanın büyük etkisi var. Öğretmenlik yıllarımdaki bilgi ve tecrübelerimin renk seçimi ve kompozisyon seçmede faydası oluyor. Ayrıca ressam olan babam ve erkek kardeşimden de büyük ilham aldım. Türkiye’nin çeşitli kentlerinin yanı sıra ABD, Almanya, İtalya, Fransa, Rusya ve Gürcistan’da sergiler açtım. Çalışmalarım, büyük ilgi gördü.”

 

“Çalışmalarıma emekli maaşımı kullanarak başladım”

 

Turhan, Bursa’da yaşadığını ve çalışmalarını atölyesinde sürdürdüğünü aktararak keçe sanatının yaşatılması için çaba gösterdiğini, gittiği yerlerde gördüğü ilgiden mutlu olduğunu belirtti.

 

Keçe üzerine resim yapmanın oldukça zor ve ustalık gerektiren bir iş olduğunu vurgulayan Turhan, şunları söyledi:

 

“Çalışmalarıma emekli maaşımı kullanarak başladım. Eğitim aldım, malzeme temin ettim ve vaktimin büyük kısmını bu işe harcadım. Anadolu’nun kültür ve felsefesini yansıttığım çalışmalarımı değerlendiren Kültür ve Turizm Bakanlığı, beni ‘Kültürel Mirası Taşıyıcı Sanatçı’ unvanına layık gördü. Artık kendimi bu işe adadım.”

 

Keçeyle yaptığı giysilerin büyük ilgi gördüğünü dile getiren Turhan, “Keçeyle tablolar yaparken konsepti tamamlasın diye kendime keçeyle giysiler yapmaya başladım. Çalışmalarım çevremde çok beğenildi, kendisine isteyenler bile oldu. O zaman moda tasarım alanında da bir şeyler yapabileceğimi gördüm” dedi.

 

“Keçe dünyanın ilk tekstil ürünüdür”

 

Keçenin dünyanın ilk tekstil ürünü olarak kabul edildiğine dikkati çeken Turhan, keçe sanatının usta-çırak ilişkisiyle yaşatılabileceğini anlattı. Turhan, şöyle konuştu:

“Ben de bu sanatı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için Türkiye’nin farklı bölgelerine giderek sergiler açıp, konferanslar veriyorum. Sağ olsunlar, valilik ve belediyeler de bana destek oluyor. 19 yıl önce bu çalışmalara başladığım zaman keçeyle resim yapılacağını fazla düşünen ya da bilen yoktu. En çok ilgimi çeken, bu sanatın geleneksel sanatımız olmasıydı. Ülke olarak bu tür sanatsal konularda müthiş bir zenginliğe sahibiz. Bununla gurur duymamız lazım. Gurur duymanın yanında gelecek nesle bunları aktararak bu tür sanatlara sahip çıkmamız gerekiyor. Bu sanatları icra edecek ve bizden daha da ileri götürecek gençlerin olması lazım.”

Keçe sanatının kaybolmaması için üniversitelerin araştırma yapmaya başladığını, ayrıca ilkokullardaki resim derslerinde keçe sanatının işlendiğini ifade eden Turhan, ilginin devam etmesi halinde keçe sanatının daha da gelişeceğine inandığını kaydetti.