Olay Gazetesi Bursa

‘Karanlık güçler’ uyarısı

Son yıllarda Avrupa'da yükselen milliyetçilik ve aşırı sağcı politikalar konusunda bir uyarı da Almanya Başbakanı Angela Merkel'den geldi.

Merkel, ülkesinde ve dünyanın diğer yerlerinde ‘karanlık güçlerin’ ana akımın içinden destek bularak yükseldiğini söyleyerek, “Çok işimiz var’ dedi.

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleriyle birlikte Avrupa’da yükselen milliyetçilik ve aşırı sağcı politikalar tartışması bir kez daha gündemde. 

AP seçimlerinin ertesi günü CNN’den Christiane Amanpour’a röportaj veren Almanya Başbakanı Angela Merkel, aşırı sağcı partilerin AP’de beklenen patlamayı yapmamakla birlikte istikrarlı şekilde yükselişte olduğunu belirtti.

Dünya çapında ana akımdan destek bulan karanlık güçlere karşı koymak için Almanya’da yapılacak çok iş olduğundan söz eden şansölye, ‘Elbette Almanya’da onların hep belli bir bağlamda, geçmişimiz bağlamında görülmesi icap ediyor, bu da bizim diğerlerinden çok daha uyanık olmamızı gerektiriyor’ dedi. Merkel, ayrıca geçmişin hayaletleriyle yüzleşmeleri gerektiğini, gençlere tarihin kendilerine ve başkalarına yaşattıklarını anlatılması gerektiğini söyledi.

KORUNMAYAN SİNAGOG YOK

Almanya’da Yahudi düşmanlığının yükselişiyle ilgili soruyu yanıtlayan Merkel, ‘Maalesef her zaman belli bir oranda Yahudi düşmanlığı var’ diye konuştu ve ‘Bugüne kadar Alman polisi tarafından koruma altına alınması gerekmeyen tek bir Sinagog, Musevi okulu, anaokulu olmadı’ dedi.

Almanaya’da aşırı sağın yükselişiyle ilgili bir başka faktör de mülteci politikası. 13 yıldır iktidardaki Merkel bazı çevreler tarafından mülteci krizi konusunda izlediği esnek tutum ile Almanya’daki aşırı sağcı, Müslüman karşıtı AFD partisinin ve onunla bağlantılı olarak Avrupa genelindeki sağ popülist dalganın yükselişine sebep olmakla suçlanıyor.
CNN’deki programda Merkel, Almanya’ya yaklaşık 1 milyon mültecinin ülkeye girişine izin verme kararını bir kez daha savundu ve Suriye ve Irak’ta yaşananlar gibi insani krizlerden doğan mülteci akınlarıyla baş etmenin yolunun ‘kendini tecrit etmek’ değil, bu ülkelerden kaçan mültecilere ‘yeterince sahip çıkılmasını’ sağlamak olduğunu söyledi.