İHA’nın haberine göre; GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) ürünlere karşı verdiği mücadele ile tanınan Dizdar, yem verilen gezen tavukların sağlıklı olup olmadığı sorusu üzerine, “Tavuğun geziyor olması iyidir. Buna yem veriyor olabilirler, bunu başka ülkelerde de yapıyorlar. Hayvanın önüne en iyi yemi de koysanız, hayvan gördüğü börtü böceği tercih ediyor. Tavuk bir çekirgeyi görmüşse hayvana en kaliteli yemi verseniz de yemiyor. Dolayısıyla gezen tavuktan vazgeçmeyin” dedi.
Dr. Dizdar, sağlıklı tavuğun nasıl anlaşılacağı konusunda ipuçları verdi. Dizdar, “Gezen tavuk mantığı o kadar komik bir hale geldi ki, tavuk normalde zaten gezer bulduğu solucanları yer. Bu tavuğun fıtratı gereğidir, ama biz o tavuğu yiyebiliyoruz. Bu hayvanların fabrikalarda yetiştirilmesi akla ziyan bir davranıştır. Her şeyden önce insani değildir. Bu hayvanlar antibiyotik sayesinde çok kısa sürede kemikleri dahi kırılacak ağırlığa geliyorlar. Böyle bakınca vatandaş hala yok çok pahalı, yok yem veriliyor diyor. Bunları hiç karıştırmayın. Tavuğun pişme süresine, çıkardığı jöleye, lezzetine bakın. Eğer lezzetli ve kemikleri sağlam ise kesinlikle tercih edin” dedi.
“GDO’LU ÜRÜNLERLE MÜCADELEDE KÖYLÜNÜN KALKINMASI ŞART”
GDO’lu ürünlerle mücadelede köylünün kalkınmasının şart olduğunu belirten Dizdar şunları söyledi:
“Bu pazarlar köylünün kalkınması için esas olan yaklaşımlardır. GDO ‘lu ürünleri ise olabildiğince yemeyeceğiz. Şunu da söylemek lazım, bu kanunla düzenlenecek bir durumdur. Biz küçük köylünün ürününü piyasaya yetiştirmesine, ülke ölçeğinde üretmesine destek veriyoruz. Aksi takdirde köylünün kalkınması mümkün olmadığı sürece GDO’lu ürünlerin önü açılacaktır. Köylü eğer gerçek formatına dönerse Türkiye bu işin içinden çıkar.”
Alışveriş yapan vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Dizdar pazarı gezerek, yerel üreticiler tarafından üretilen ürünleri tatmayı da ihmal etmedi.