Olay Gazetesi Bursa

Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu Basın Açıklaması

Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlenmesiyle ilgili yapılan çalışmaları Bursa’ya taşımak ve iş dünyasında Bursa’yı bu konuda örnek il olarak konumlandırmak üzere 2016 yılında BUİKAD, BUSİAD ve Yeşim’in koordinatörlüğünde, ayrıca KalDer’in desteğiyle kurulan Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu; Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesiyle ilgili olarak ortak bir basın açıklama yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti adına 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalanan ve 10 Şubat 2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereğince feshedilmiştir.

İstanbul Sözleşmesi Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ve uluslararası hukukta şiddetin; kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı, şiddetle mücadelede bağımsız bir izleme mekanizmasına sahip ve yaptırım gücü olan ilk sözleşmedir.

Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Sözleşmesini ilk imzalayan ve ilk onaylayan ülke olarak, başta kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek ve bununla mücadele etmek için devlet ölçeğinde etkili, kapsamlı ve birbiriyle uyumlu politikalar uygulama yükümlülüğü altına girmiştir.

İstanbul Sözleşmesini feshetmek; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama riski bulunan kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u da işlevsiz bırakmak anlamına gelmektedir.

Ülkemizde kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin hızla tırmandığı bir dönemde Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu olarak kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle hep birlikte en güçlü şekilde mücadele etmemiz gerektiğine inanıyor, toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayatın her alanında sağlanmasının vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz.

İstanbul Sözleşmesinin yürürlükten kaldırılmasının toplumsal sonuçlarından endişe duyduğumuzu vurgularken, kadınların yasal haklarını korumanın toplumun her kesiminin görevi olduğunun altını çiziyoruz. Bu durumun bu ve benzer suçları işlemek isteyenleri cesaretlendireceği gibi kadının arkasında hissetmesi gereken devlet ve yasalarının desteğinin de olmayacağı kaygısının artmasına sebep olacaktır. Bu doğrultuda fesih kararının yeniden gözden geçirilmesini talep ve rica ediyoruz.