İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dilan Tanrıverdi,bireylerde kişiliğin oturması konusunda açıklamalarda bulundu.
Tanrıverd: “Bireylerin sahip olduğu kişiliğin,oturması zaman ilerledikce yaş bünyesinde değişikliğe uğruyor.Eski zamanlarda 15 yaşındaki çocuklara “evlilik çağına gelmiş”, “baba olabilecek” ,”adam” gözüyle bakılırdı.Burada çocuk istismarlığı ön planda.” dedi.
Konu hakkında açıklamalarına devam eden Dilan Tanrıverdi: “Bu konu üzerine elbette ki çok tartışılır,çok söz söylenir.Lakin burada karanlıkta kalmış bir konuyu aydınlatmak isterim. Şöyle ki;
Toplum tarafından, 15 yaşındaki bir insan sorumluluk alabilen,ekmeğini kazanabilen,yuvasına sahip çıkabilen,baba olabilecek yaşa erişmiş algısına sahip.Durum böyle olunca çocukta kendini böyle görmeye (kendini kandırmaya) başlar.Öyle davranıyor,öyle konuşuyor,öyle giyiniyor yani gerçekte olmadığı fakat olmak zorunda kaldığı profile bürünüyor.Aldığı sorumluluklarda işin gerçeği.
Bu sorumluluklar ağırda olsa,ileri ki yaşlarda kişiliği oturmuş bir birey olma avantajını sağlıyor (tabi kaybettiği çocukluğunun eksikliğiyle).Günümüze bakacak olursak,15 yaşındaki çocuk profili; dışarıda olduğu vakitlerde top oynayan, evde olduğu vakitlerde ise bilgisayarın başından kalkmayan,yatağını toplamaktan aciz, ebeveynlerine ergen nazı çektiren,sorumluluktan tamamen uzaklaşan bireyler görüyoruz.Bu şekilde kişilik oturmasının temelleri ertelenmiş olunur. Çocuğa yapabileceği kapasitede sorumluluklar ve görevler verildiği sürece sağlıklı ve kişiliği sağlam oturmuş,daha da önemlisi bir kişiliğe sahip olan bireyler yeni nesillere kazandırılmış olunacak.Bize,ülkemize,toplumumuza,gelecek kuşaklara “kişilikli,zararsız,duyarlı,can yakmayan,aklı başında,parmakla gösterilecek bireyler lazım” dedi.