Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıl içinde enflasyonda ufak tefek yükselişler olabileceğini, buna karşın genel anlamda düşüş trendinin sürerek yıl sonunda tek haneli rakamların yakalanacağını söyledi.
Enflasyondaki düşüşün yüksek büyüme rakamlarının yakalandığı bir dönemde gerçekleşmesinin önemine işaret eden Canikli, “Türkiye gibi ülkelerde belli bir rakamın üstünde büyüme oranı yakaladığınızda bu durum enflasyonun artmasını da beraberinde getirebiliyor. Türkiye’de, yüksek büyümeye rağmen enflasyonun düşmesi çok kıymetli bir gelişmedir.” diye konuştu.
Büyüme performansı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Canikli, Orta Vadeli Program’da bu yıl için yüzde 4,4 büyüme hedefi belirlendiğini, yıl sonu itibarıyla bunun üzerinde bir oran beklediklerini kaydetti.
Canikli, işsizlik oranlarında düşüş trendinin devam ettiğini hatırlatarak, “2016 yılında net istihdam sayısı 137 bindi, bu yıl şu ana kadar 1 milyon 100 bin net istihdama ulaşıldı.” ifadesini kullandı.
Canikli, özellikle bankaların üretime destek verdikleri sürece değerli olduklarını belirterek, “Bankalar amaç değil, büyümeyi ve üretimi artırmak için araçtır. Hiç kimsenin bunu unutmaması gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bankaların aşırı faiz yarışını engellemeliyiz
Bankacılık sektörünün mevduat toplamak için yüksek faiz uyguladıklarına yönelik eleştirileri de değerlendiren Canikli, mevduat faizlerinin yüzde 15’in üstüne çıktığına dikkati çekti. Bu oranları gerçekçi bulmadıklarını dile getiren Canikli, şöyle devam etti:
“Mevduata yüksek faiz verilmesi kredi maliyetlerine ve dolayısıyla üretime, reel sektöre ve firmalara yansıyor. Bu gerçekçi bir faiz politikası değildir, bunu sürdürebilme imkanı yoktur, yöntem olarak da doğru değildir. Şu anda bankalar bu şekilde üretime, reel sektöre zarar veriyorlar. Bu zarar henüz ortaya çıkmış değil ama bu şekilde devam ederse gelecekte maliyetleri artırmak yoluyla firmalarımıza, üretim yapanlara olumsuz yansımaları olacaktır. Onun için şimdiden tedbir almamız gerekiyor ve onunla ilgili çalışmalarımız var, çok kısa süre içinde sonuçlandıracağız. Bankaların böyle bir politikayla faizleri yukarı çekme gibi bir hakları yok.”
Canikli, yüksek faiz verildiğinde sisteme giren toplam mevduatın artmadığının altını çizerek, “Burada bir aldatmaca ve psikolojik bir yanılgı söz konusu. Sisteme giren kaynak miktarını artırma imkanı yok. O zaman yapılan sadece faizlerin yükseltilmesi, ekonomiye olan yükün artırılmasıdır. Buna izin veremeyiz. Bankaların aşırı faiz yarışına girmelerini mutlaka engellememiz gerekiyor.” dedi.
Ekonomiye dair hiçbir kaygımız yok
Türkiye’nin koşar adımlarla yoluna devam ettiğini anlatan Canikli, “Bütün olanlara rağmen bu yılın ilk çeyreğindeki yüzde 5’lik büyüme oranı, şapka çıkartılacak bir orandır, Türkiye açısından son derece gurur vericidir. Şu an için ekonomiye dair hiçbir kaygımız yok.” değerlendirmesinde bulundu.