Bilgiç, bakanlıkta düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında, 1 Kasım seçiminin barışçıl ortamda yapıldığını ifade ederek sonuçların hayırlı olmasını diledi. Bakanlık olarak yurt dışında oy kullanılması dolayısıyla seçim sürecine aktif olarak katıldıklarını söyleyen Bilgiç, seçimlerin uluslararası bazı gözlemciler tarafından da takip edildiğini kaydetti.
Tanju Bilgiç, basında geçen ay yer alan, Dışişleri Bakanlığının ofis mobilyalarını hassas alım kapsamına soktuğu, Sayıştay denetçilerinin de bu duruma itiraz ettiği iddiasına yer verilen “Çok gizli mobilya” başlıklı habere ilişkin olarak da bilgi verdi. Bakanlıkta geçen yıl başlayan arşiv otomasyon projesi çerçevesinde 2016 yılına kadar 65 milyon sayfa belgeyi dijital hale getireceklerini anlatan Bilgiç, “Bu çok hassas bir proje. İş akışı her aşamada gizlilik arz ediyor. Bu proje çerçevesinde dijital malzemelerin yanı sıra tüm malzemeler de gerekli kamu ihale şartlarına göre satın alınıyor” ifadesini kullandı.
AİHM’NİN PERİNÇEK KARARI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ekim ayında verdiği kararla 1915 olaylarına ilişkin beyanlarından ötürü İsviçre tarafından Ermeni iddialarını inkar ettiği gerekçesiyle mahkum edilen Doğu Perinçek’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmettiğini anımsatan Bilgiç, mahkemenin görüşünün kendilerinin de bu konuda ne kadar haklı olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.
ROMANYA’DA GECE KULÜBÜNDEKİ YANGIN
Sözcü Tanju Bilgiç, Bükreş’teki bir binanın zemin katında bulunan eğlence merkezinde geçen hafta çıkan yangında ikisi Türk yaklaşık 180 kişinin yaralandığını hatırlatarak yaralıların tedavisine yardımcı olmak amacıyla Türkiye’den bir sağlık ekibinin Bükreş’e gittiğini ve GATA’dan yeni bir ekibin de yarın bu kente gideceğini ifade etti.
“ABD’Lİ YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARINI MEMNUNİYETLE NOT ETTİK”
Basında yer alan “ABD’li yetkililerin YPG’ye silah yardımına devam etmeyeceğine yönelik açıklamaları”na ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Bilgiç, “ABD’li yetkililerin açıklamalarını memnuniyetle not ettik. Bunun sahada nasıl uygulanacağını kararlılıkla yakından takip edeceğiz” diye konuştu.
SİNİRLİOĞLU’NUN ERBİL TEMASLARI
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun Erbil ziyaretine ilişkin bilgi veren Bilgiç, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen MERI Forumu’nda bir oturumda konuşan Sinirlioğlu’nun ayrıca Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Selim Ciburi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Sekreter Yardımcısı Berham Salih ile ikili temaslar gerçekleştirdiğini ifade etti.
Sözcü Bilgiç, Sinirlioğlu’nun Neçirvan Barzani ile görüşmesinde Türkiye ile IKBY ilişkileri, Irak ve IKBY’de son durum, (IŞİD)DAEŞ konularının ele alındığını aktararak “Ziyaret sırasında Irak ve IKBY’nin huzur ve istikrarına atfettiğimiz önemi vurguladık, DAEŞ’e karşı mevcut siyasi, askeri ve insani desteğimizi yineledik ve kararlılığımızı vurguladık” diye konuştu.
Konuya ilişkin bir soruya karşılık, DAEŞ’in Türkiye için bir terör örgütü olduğunu ve bunun defalarca Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından tekrar edildiğini belirten Bilgiç, “DAEŞ gibi terör örgütlerine karşı her türlü tedbiri aldık ve almaya devam edeceğiz” dedi.
Bilgiç, Sinirlioğlu’nun dün Erbil’deki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde (MERI) yaptığı konuşmada ve ardından soru yanıt bölümünde “DAEŞ’e karşı kara harekatının yapılacağı” yönünde basında yer alan ifadelerin hatırlatılması üzerine ise şu yanıtı verdi:
“DAEŞ bizim için bir terör örgütüdür. DAEŞ terör örgütüne yönelik olarak biz her türlü tedbiri daha önce de almıştık, bugün de almaktayız ve önümüzdeki dönemde de alacağız. DAEŞ ile mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Bakan Sinirlioğlu, dünkü toplantılarda kendisine yöneltilen soruya cevaben, spesifik olarak kara harekatı ibaresini kullanmamıştır. Tabiatıyla terör örgütlerine karşı siyasi iradenin alacağı her türlü tedbir ve karar uygulanır. Bu kararlar çerçevesinde, tüm opsiyonlar da gündeme gelebilir.”
“ABD GEMİLERİ, AKDENİZ’İN DOĞUSUNDA MEVCUDİYETLERİNİ SÜRDÜRECEK”
Bilgiç, Türkiye’nin güneydoğusundaki muhtelif tehditler nedeniyle NATO dışişleri bakanlarının 4 Aralık 2012’de aldığı karar çerçevesinde Türkiye’ye birtakım taahhütler verildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
“Bu desteğin bir ayağı balistik füze savunma sistemi bataryaları, diğeri de müttefiklerin uçak ve gemilerinin ülkemize yapacağı ziyaretler ve bunların ülkemize konuşlandırılması. Bu çerçevede balistik füze savunma yeteneğine haiz AEGIS destroyeri 30 Ekim’de Aksaz deniz üssümüzü ziyaret etti. Bu gemi Antalya açıklarında icra edilecek olan Doğu Akdeniz 2015 tatbikatına katılacak ve ardından Aksaz limanına geri dönecek.”
Türkiye’nin NATO’ya üye bir ülke olduğunu hatırlatan Bilgiç, “Amerikan gemisinin Aksaz’a yaptığı ziyaret gibi ziyaretler artacak. NATO’ya ait benzer özelliğe sahip dört gemi var. USS Donald Cook ve diğer ABD gemileri, Akdeniz’in doğusunda, ülkemizin savunmasının takviyesi kapsamında daimi mevcudiyetlerini sürdürecekler” diye konuştu.
ÖSO VE RUS YETKİLİLERİNİN TOPLANTILARI
Sözcü Bilgiç, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Rusya Savunma ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle Abu Dabi’de görüşme yapacağına ilişkin basına yansıyan haberlerle ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Benzer toplantılar, Almatı, Kahire, Moskova’da yapıldı. Rejimle muhalefeti bir araya getirmeye çalışan toplantılar oldu. Biz bunları yakından takip ediyoruz. Suriye’deki meşru muhalefet 114 ülke tarafından tanınan Suriye Ulusal Koalisyonu’dur. Cenevre’de de meşru muhalefet olarak Suriye Ulusal Koalisyonu masada oturmuştu. Rejimle muhalefetin bir araya gelmesini öngören inisiyatiflerde asıl olması gereken Esed’in yanındaki sözde muhalifler değil gerçek Suriye muhalefetinin bir araya gelmesidir.”
Rusya’nın Türkiye ile iletişim kanalı açmak istediği ve Rusya’nın Ankara’daki askeri ataşesinin, Genelkurmay Başkanlığına bu yönde talep ilettiği yönünde çıkan haberlerle ilgili değerlendirmesi sorulan Bilgiç, Rus savaş uçaklarının Türk hava sahasını ihlal etmesinden sonra Rus askeri heyetinin Türkiye’ye gelip izahatta bulunduğunu hatırlattı. Özel bir komite oluşturulduğuna dair basına yansıyan bilgilerin doğru olmadığını belirten Bilgiç, “Bu tarz bir askeri iletişim kanalı yok. Gerekli olduğu takdirde iletişim kanallarımız var” ifadesini kullandı.
G20 ZİRVESİ
Türkiye’nin G-20 Dönem Başkanlığı çerçevesinde gelecek günlerde yapılacak liderler zirvesinin ülkenin temsili ve görünürlüğü açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Bilgiç, zirvenin en iyi şekilde yapılabilmesini teminen gerekli çalışmaların sürdürüldüğünün altını çizdi.
Şimdiye kadar zirve için 2 bin 500 medya çalışanının akredite olduğunu söyleyen Bilgiç, bölgenin tamamının yaka kartlı ve kontrollü geçişe tabi tutulacağı ve zirve için 3 bin kişilik medya merkezi kurulduğu bilgisini verdi.
Zirvede Türkiye’nin gündeminin ne olacağına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Bilgiç, “G20’de mülteci krizi ve küresel tehditler en önemli konulardan biri. Dünyanın en güçlü ekonomilerine sahip ülkelerinin liderlerinin bir araya geldiği bu çapta bir organizasyonda uluslararası sorunların ele alınması gayet normal” dedi.
Kırım Tatarlarına ait ATR televizyonuna baskın yapılmasını da değerlendiren Tanju Bilgiç, konuyu yakından takip ettiklerini belirtti. Bilgiç, “Kırım’daki soydaşlarımıza baskıların sürdüğünü görüyoruz. Haziran 2015’te bir heyet Kırım’a gidip ihlallere ilişkin rapor hazırladı. Baskınları da bu ihlaller çerçevesinde değerlendirerek kabul edilemez görüyoruz. Konuyu uluslararası platformlarda da gündeme getireceğiz” diye konuştu.