Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu’nda konuşan iş dünyası temsilcileri, önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kalkınmanın ve zenginleşmenin yolunun özel sektörden geçtiğini belirterek, ”Özel sektörü güçlendirmenin, küresel rekabet karşısında ayakta kalmayı sağlamanın yolu da maç yapılan sahayı düzeltmektan geçiyor. Daha sağlıklı iş ve yatırım ortamı sunmamız lazım. İşte burada iyi işleyen bir hukuk sistemi olması büyük önem taşıyor” dedi. Hukukun, güven demek olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, güven olursa reel sektörün daha kolay risk alıp yatırım ve üretim yapacağını anlattı.
ADALET KUTUP YILDIZI GİBİ
Türkiye’nin mülkün temelinde adaletin olduğuna inanan bir millet olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: ”Bireylerin haklarını savunan ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi bu topraklardan çıktı. Yine çok beğendiğim bir söz var: Adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner. Bizim de en büyük arzumuz hukukun en iyi şekilde işlemesidir. Zira iyi işleyen bir hukuk sistemi olursa toplumda güven duygusu artar. Kişilere ve kurumlara güven varsa, ekonomi daha iyi ve adil işler. Dolayısıyla esasında hukuk ekmektir. Su ve ekmek nasıl ihtiyaçsa, hukuk da aynen öyle bir ihtiyaç.”
HERKES ZARAR GÖRÜYOR
Hisarcıklıoğlu, bugün Türkiye’nin orta gelirli bir ülke olduğunu belirterek, ”Yüksek gelirli bir ülke seviyesine çıkmamız, hukuk devleti yapımızı güçlendirmekle mümkün” ifadelerini kullandı. Bu çerçevede Türk özel sektörü olarak, yargı sistemini güçlendirecek, fiziki kapasitesini iyileştirecek ve yargı mensuplarının özlük haklarını artıracak her düzenlemeyi desteklediklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, mahkeme ve hakimlerin her gün artan büyük bir iş yükü ile karşı karşıya olduğunu dile getirdi.
HIZLA HAYATA GEÇMELİ
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes, Türkiye’nin yargı ve hukuk sistemi alanındaki reform adımlarını hızla hayata geçirerek, tüm olumsuz küresel ekonomik koşullara rağmen içinde bulunduğu ülkeler gurubunda pozitif ayrışabileceğini söyledi.
”Yargı ve hukuk sisteminde reform gündemine dönerek önemli bir fark oluşturma şansımız önümüzde” diyen Başaran-Symes, Türkiye’nin bir ayağı yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacak, diğer ayağı ise yargıda etkinliği ve sürati artıracak kapsamlı bir reforma ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Başaran-Symes, bir ülkenin ekonomik gelişmesinin siyasi ve ekonomik istikrar ile demokratik ve hukuk devleti olmaksızın sağlanamayacağını da sözlerine ekledi.
1 SUÇ İSNADINDAN 7 DAVA ÇIKIYOR
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, daha hızlı ve daha adil işleyen bir hukuk devletine herkesin ihtiyacı olduğunu, burada bir sorun olduğunu söyledi. Bir ihracat işleminde soruşturma olduğu zaman tam 7 dava ile karşı karşıya kalınabildiğini vurgulayan Olpak, konuşmasına şöyle devam etti:
”Vergi kaçakçılığı isnadıyla 2 dava; birisi mali, diğeri hapis. İhracat kaçakçılığından 2 dava; yine mali ve hapis. 2 dava da evrakta sahtekarlıktan, resmi ve özel evrakta. Bir de kambiyo davası, etti 7 dava. 1 koyundan 2 post çıkmazken, 1 suç isnadından 7 dava çıkarsa hem yargıya, hem bize yazık.”
YATIRIM İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ahmet Erdem, doğrudan yatırımların ülkelerin rekabet gücünü artırdığını, büyüme ve kalkınma anlamında da kaldıraç etkisi oluşturduğunu söyledi.
Hukuki reformların hayata geçirilmesinin Türkiye’nin rekabetçiliğini artırmada büyük önem taşıdığını aktaran Erdem, hızlı adli ve idari yargı süreçlerinin yatırım için son derece önemli olduğuna işaret etti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu da, devletin bekasının adaletle sağlanabileceğini söyledi.
Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Seyok ise, hızlı yargısal çözümün herkesin ortak beklentisi olduğunu kaydetti.