Biz meşru bir ticaret yapıyoruz. Arz güvenliği açısından da son derece önemli. Bir de komşuluk hukukumuz var” ifadelerini kullandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İran ile yapılan enerji ticaretinin meşru bir ticaret olduğunu belirterek, ”Yılda yaklaşık biz oradan 9,5 milyar metreküp civarında doğalgaz alıyoruz.
Ülkedeki vatandaşlarımızın soğukta bırakma veya elektriksiz karanlıkta bırakma gibi bir durum söz konusu olamayacağına göre, kontrat hükümlerine dayalı olarak bu ticaretimiz sürecek” dedi.
Dönmez, dün gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Enerjide arz güvenliğinin son derece önemli bir konu olduğunu vurgulayan Dönmez, İran ile çok eski yıllara ve başta petrol ve doğalgaz ithalatına dayanan bir ticaret ilişkisi bulunduğunu söyledi.
Doğalgaz ithalatının uzun dönemli bir kontrata dayalı olarak yapıldığına işaret eden Dönmez, ”Bu kontratın süresi 2026 yılına kadar ve devam edecek.
Yıllık yaklaşık biz oradan 9,5 milyar metreküp civarında doğalgaz alıyoruz. Ülkedeki vatandaşlarımızın soğukta bırakma veya elektriksiz karanlıkta bırakma gibi bir durum söz konusu olamayacağına göre, kontrat hükümlerine dayalı olarak bu ticaretimiz sürecek” diye konuştu.
ABD’NİN TEK TARAFLI UYGULAMASI
İran’a yönelik ambargonun ABD’nin tek taraflı uygulaması olduğuna dikkati çeken Dönmez, ”Nitekim Avrupa Birliği de aslında oldukça rahatsız. Biz meşru bir ticaret yapıyoruz. Arz güvenliği açısından da son derece önemli.
Bir de komşuluk hukukumuz var. Yıllardır ticaret yapıyoruz. Bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
Dönmez, bir Türk heyetinin şu anda ABD’de olduğunu anımsatarak, ”Yaptırımlar da dahil olmak üzere bir seri konu hakkında müzakere yapılıyor. Söz konusu diyalogdan olumlu bir netice çıkması konusunda ümitliyim” değerlendirmesinde bulundu.
AKDENİZ’DE SONDAJ YAKINDA BAŞLIYOR
Yaklaşık 5 yıldır Türkiye’nin sismik gemisinin Akdeniz’de çalışma yaptığını aktaran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, buradan alınan verilerin son derece değerli olduğunu, bölgede ilk derin deniz ve sığ deniz sondajının bu yıl başlayacağını tekrarladı.
Bu amaçla bir sondaj gemisi temin edildiğini ve geminin bakımlarının yapıldığını belirten Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Sondaj gemimiz şu anda Antalya’da.
Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde ilk sondaja başlayacak. Verilerimiz de son derece iyi ve olumlu. İlk sondajımızı Türk ekonomik bölgesi içerisinde, Antalya açıklarında yapacağız.
Diğeri de Mersin açıklarında olacak. O daha sığ denizde bir arama şeklinde gerçekleşecek.”
ZAM VERİMLİLİKLE FATURALARA YANSIMAZ
Enerjide yakın geçmişte elektrik ve doğalgaza gelen zammın hatırlatılması üzerine de Bakan Dönmez, şu değerlendirmeyi yaptı: ”Zammı aslında kimse hoş karşılamaz. Zammı yapan açısından da bir risktir, çünkü müşteriyi tedirgin edebilir ve müşteri de hiçbir zaman bunu kabul etmez.
Biz ülkeyi yönetenler açısından da çok hoş karşılanacak bir şey değil. Ancak bir işin de bir maliyeti oluşuyor.
Özellikle son bir yılda petrol fiyatları neredeyse 50 dolarlardan 70 dolarlara geldi. Keza birçok ürünü dışarıdan ithal ediyoruz. Kurdaki artışları dikkate aldığınızda aslında bu zam oranlarının çok makul olduğunu görüyoruz.
Ama benim aslında vurgulamak istediğim husus, vatandaşlarımız, girişimcilerimiz verimliliği artırıcı işlere yatırım yaparlarsa, faturalarında bu zammın etkisini görmezler.”
ÜÇÜNCÜ NÜKLEER SANTRALI ÇİNLİLERLE TRAKYA’DA YAPACAĞIZ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ilk nükleer santralın Akkuyu olacağını ve burada ilk reaktörün 2023 yılında devreye alınacağını ifade ederek şunları kaydetti: ”İnşallah ikincisini Sinop’ta Japon hükümetiyle yapmak istiyoruz.
Üçüncü sartralı da nasip olursa Trakya bölgesinde inşa etmek istiyoruz. Orada da Çinliler ile yürüyeceğiz. Yer henüz belli değil. Bunun için 28-30 kriter var. Çevreye uyumluluğu, su kaynaklarına yakın olması önemli. Bir de bizim İstanbul, Trakya Marmara elektrik tüketiminin en yoğun olduğu bölge.
En uygun lokasyonun Trakya olduğunu görüyoruz. Mühendislik çalışmalarından sonra belirleyeceğiz. Çin şu anda en çok nükleer santral inşaatı devam eden ülkelerden birisi.
Bu teknolojinin transferine de oldukça açıklar. Biz artık burada kapasitenin Türkiye’ye kazandırılmasını arzu ediyoruz. Kazan – kazan mantığıyla gittik. O açıdan üçüncü santralı da Çinlilerle yapacağız.”