Başkent Tahran’daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Ruhani, nükleer anlaşma ve İran’ın atacağı yeni adımlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Nükleer anlaşmanın taraflarına verdikleri 60 günlük sürenin dolacağı 7 Temmuz’dan itibaren bir sonraki adımı atacaklarını belirten Ruhani, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine seslendi. Ruhani şunları kaydetti:
“7 Temmuz’dan sonra zenginleştirilmiş uranyum seviyesi artık yüzde 3,67 olmayacak. Bunu yüzde 3,67 seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bu yöndeki taahhüdü bir kenara bırakacağız ve istediğimiz kadar uranyum üreteceğiz. Canımız ne kadar isterse ve bize ne kadar lazımsa o kadar uranyum üreteceğiz. Eğer yine teessüfle karşılayacaksanız buyurun karşılayın, beyanat yayınlayacaksanız buyurun yayınlayın.”
Zenginleştirilmiş uranyum stok limitinin 300 kilogram sınırını aştığını ve bunun devam edeceğini kaydeden Ruhani, karşı tarafın vaatlerine bağlı kalması durumunda İran’ın da bu konuda geri adım atabileceğini ve fazladan ürettikleri uranyum miktarı 10 bin kilogram olsa da bunu tek bir muamele ile Rusya’ya satıp karşılığında “sarı kek” alabileceklerini belirtti.
“ATTIĞIMIZ TÜM ADIMLARI BİR SAAT İÇİNDE ESKİ HALİNE GETİREBİLİRİZ. BİR KARAR VERİN, NÜKLEER ANLAŞMA İYİ MİDİR YOKSA KÖTÜ MÜDÜR?”
Ruhani, ağır su ile ilgili olarak da 130 tonla ilgili bir taahhütlerinin olmadığını ve bunun her zaman için 150 bin tona ulaşabileceğini söyledi. Ancak ihtiyaç duyulduğunda tek bir satışla bu miktarın tekrar 130 bin tona geri getirilebileceğini ifade eden Ruhani, şu ifadeleri kullandı:
“Attığımız tüm adımları bir yıl değil bir saat içinde eski haline getirebiliriz. Neden endişeleniyorsunuz, neye dayanarak itiraz ediyorsunuz? Bir karar verin, nükleer anlaşma iyi midir yoksa kötü müdür? Eğer iyi ise hepimiz tüm taahhütlerimize bağlı kalalım.”
AB ülkelerinin 7 Temmuz’dan sonra nükleer anlaşmadaki vaatlerini yerine getirmemeleri durumunda Arak’taki reaktörü de anlaşmadan önceki durumuna getireceklerini söyleyen Ruhani, Batı ülkelerine hitap ederek şunları kaydetti:
“Eğer AB ülkeleri vaatlerine zamanında bağlı kalmazsa Arak reaktörünü de eski haline çevireceğiz. Eğer Batı, Arak reaktörüyle ilgili taahhütlerini uygulamazsa, bu ülkelerin tehlikeli dediği ve plütonyum da üretebilirsiniz dediği şartlara döneriz. Eğer siz (Batılı ülkeler) Arak ile ilgili tüm vaatlerinizi yerine getirirseniz bu adımı atmayız.”
“KARŞI TARAF NÜKLEER ANLAŞMAYA BAĞLI KALDIĞI SÜRECE BİZ DE BAĞLI KALIRIZ”
ABD ve AB’ye çağrıda bulunan Ruhani, şöyle devam etti:
“ABD ve AB’ye tavsiyemiz şudur: Mantığa, müzakere masasına, kanunlara ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına dönün. Bu şartlarda hepimiz nükleer anlaşmayı uygulayalım. Karşı taraf nükleer anlaşmaya bağlı kaldığı sürece biz de bağlı kalırız. Karşı taraf yüzde yüz uyguladığında biz de nükleer anlaşmayı yüzde yüz uygularız.”
Ruhani ayrıca Almanya, Fransa ve İngiltere’nin faaliyete geçirdiği mali mekanizma INSTEX’e de eleştiri yönelterek “Bu içi boş bir kanal.” ifadesini kullandı.
TRUMP’IN “İRAN ATEŞLE OYNUYOR” ELEŞTİRİSİNE “O ATEŞİ SİZ YAKTINIZ, SİZ SÖNDÜRÜN” YANITI
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump’ın “İran ateşle oynuyor” eleştirisine ise “O ateşi siz yaktınız, siz söndürün. Madem ateş ile oynamanın kötü olduğunu düşünüyorsunuz neden yaktınız o ateşi? O ateşi söndürmek de sizin elinizde.” cevabını verdi.
BMGK’nın 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran’a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme hakkı veriyor. Anlaşma çerçevesinde İran, en çok 300 kilogram uranyumu elinde tutabiliyor.
Anlaşma İran’a 300 kilogramın üzerindeki uranyumu uluslararası piyasada satarak karşılığında doğal uranyum alabilme imkanı tanıyor.
İran ayrıca anlaşmaya göre, ağır su stokunu 130 tonun altında tutmak zorunda ve aşımı halinde ülke dışına çıkarmakla yükümlü bulunuyor.
İran, nükleer anlaşma metninde, “Yaptırımların geri getirilmesi halinde ya da taraflardan birinin anlaşmadaki sorumluluklarını yerine getirmediği durumda İran’ın nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini tamamen ya da kısmen durdurabileceğini” ifade eden 26 ve 36’ncı maddeyi esas aldığını belirtiyor.
ABD yönetimi, nükleer anlaşmadan Mayıs 2018’de tek taraflı çekilerek İran’a yönelik yaptırımları geri getirmişti.