Şüphesiz her seçim öncesi aflar gündeme gelir.
Siyasal iktidarlar vatandaşla barışma adı altında değişik afları yürürlüğe sokar.
AK Parti hükümeti önceki gün seçim öncesi bir dizi yeni düzenlemenin müjdesini verdi.
Müjdeleri de bizzat Başbakan Binali Yıldırım açıkladı.
Bunların içinde, aftan ziyade emeklilere verilen iki bayram öncesi biner liralık ikramiye öne çıktı.
Seçime sayılı günler kala öğrenci affından vergiye kadar çok sayıda yeni yasal düzenlemenin düğmesine basıldı.
TBMM yoğun bir mesai ile seçim öncesi açıklanan düzenlemeleri yasalaştıracak.
Ancak bunların içinde öteden beri en çok bekleneni hep imar affı olmuştur.
Sayıyı bizzat Başbakan Yıldırım deklare etti.
Türkiye genelinde 13 milyon ihtilaflı konutun imar sorununu giderecek bir adım atılıyor.
Başbakan’ın aktardığına göre binanın emlak rayiç bedelinin yüzde 3’ü oranında devlete ödeme yapılarak ‘Yapı Kayıt Belgesi’ alacak binalara artık kimse dokunamayacak.
Belediyelerin kestiği cezalar iptal edilecek. Kamu kurum ve kuruluşları bu yapılara her türlü abonelik hizmetini sunacak.
Toplanan para da deprem riskli binaların dönüşümünde kullanılacak.
Olay affı duyurmuştu
Aslında biz bu gelişmeyi 4 ay önce bu sütunlardan gündeme getirmiştik.
Düzenlemeye geçtiğimiz yıl sonu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından son şekli verilerek Parlamento’ya sunulmaya hazır hale getirilmişti.
Olay’ın 8 Ocak’taki manşeti, ‘İmar affı mı geliyor’ idi.
Hiç unutmuyoruz, Olay’ın o manşetinden sonra Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nü çok sayıda vatandaş başvurmuş, kurumdan ‘Bizim bir bilgimiz yok’ açıklaması yapılmıştı.
Keza, sonrasında bakanlar düzeyinde de imar affı söz konusu değil açıklamaları yapılmıştı.
Nisan’ın ardından çok geçmedi. O taslak satırı satırına aynen Başbakan tarafından açıklandı.
Peki, bu düzenleme sorunu çözecek mi?
Vatandaşlar açısından baktığımızda, yapı kayıt belgesi alan ve abonelik sorunu bulunan, imar para cezası kesilmiş ve yıkım kararı bulunan yapı sahiplerine avantaj sağlıyor.
Eğer yerin tapusu yok ise burayı Hazine’den satın alabilecek.
Ruhsatsız ve imara aykırı imalat varsa verilen belge ile yasallaşmış olacak.
Ayrıca kat mülkiyeti sorunu yaşayan biraların bu derdi de ortadan kalkacak.
Belediyeler ise büyük bir imar cezası gelirinden olacaklar.
Yıkım kararları iptal olacak.
Çünkü kesilen para cezalarının tahsili mümkün olmayacak.
Ayrıca yapı kayıt belgesi alan binalara avantaj sağlanınca bu bölgelerin dönüşümü de zorlaşacak.
Açıkçası, siyasiler her ne kadar ‘imar affı değil, bu bir imar barışı’ deseler de, hayata geçirilmek istenen düzenleme bize göre de bal gibi bir af.
Şu da bir gerçek ki, bugün Türkiye’nin başta metropol kentlerinde olmak üzere maalesef böylesi bir sorunu var.
Ucuz popülizmle geçmişte göz yumularak yaptırılan ve artık yıkımı da mümkün olmayan milyonlarca ruhsatsız yapıyı yok saymak siyasilerin işine gelmez.
Nitekim,oy deposu olarak görülen ve geçmişte çıkarılan bir düzenlemeyle de 2014 öncesi yapıldığı belgelenen ruhsatsız binalara, ‘kentsel dönüşüme evet’ demek kaydıyla elektrik, su, gaz aboneliği hakkı tanınmıştı.
Bu son taslakla da artık şehirlerin mevcut yapı kirliliği görüntüsünü ortadan kaldırmak daha da güçleşecek.
Devlet bu haliyle belki vatandaşıyla barışacak ama olan yine kentlerimize olacak.
Düzenlemenin bu şekliyle belediye başkanlarını da hoşnut ettiğini sanmıyoruz.
Vatandaş çok küçük bir ödeme ile ruhsatsız binasını yasal hale getirirken, modern, planlı kentleşme ve imar kurallarına uyarak yüksek rakamlara ruhsat alan vatandaşlar da cezalandırılmış olacak.
Üstelik, bu bölgelerin dönüşümü uzun zaman alacak.
Olumlu yönü, devlete yeni bir gelir sağlanacak.
Bununla da deprem bölgelerindeki çürük binalar dönüştürülecek.