CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, The Marmara Hotel Taksim’de “Kentsel Gelişim Çözümleri” başlıklı basın toplantısı gerçekleştirdi.
İstanbul’a dair projelerini anımsatan İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Artık vatandaşlarımızın yarınlara umutla, güvenle bakması, önünü görmesi gerekiyor. Sorunlara gerçek çözümler üretmenin, İstanbul’un önünü açmanın vakti çoktan geldi. Size söz veriyorum, 5 yıl içinde İstanbul’u, içerisinde herkesin yaşamaktan mutlu olacağı, çocuklarına, torunlarına güvenle emanet edeceği bir kent haline getireceğiz. Birlikte başaracağız. En başından beri söylüyorum akılla, bilimle, ayrımcılık yapmadan farklı görüşlere değer vererek, dinleyerek, sürecin içine katarak demokratik bir yaklaşımla; birlikte İstanbul’u ayağa kaldıracağız. Mucizeden değil, paylaşmaktan bahsediyorum.”
“Deprem haksız, hukuksuz YSK kararlarını beklemez”
İstanbul’un parça parça projelerle yönetilmeye çalışıldığını aktaran İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Öncelikle halkımızın güvenle yaşayacağı bir şehri, hep birlikte kuracağız. İstanbul yarın deprem olacakmış gibi hazırlıklı olması gereken bir kent. Kaybedecek bir günümüz bile yok ama çok fazla zaman kaybettik. Depremi hissedeli 20 yıl bitti. Kaybetmeye de devam ediyoruz. Deprem haksız, hukuksuz YSK kararlarını beklemez. Yapacak çok işimiz var. Biliyorsunuz, birçok haberi de yapıldı. İstanbul’un toplanma alanları maalesef imara açılmış durumda. Bizim depremde sığınacağımız yerler, bir avuç insana rant kapısı olarak açıldı. Allah korusun, olası bir afet durumunda hangi kurumun nereye, nasıl müdahale edeceği belli değil. İlk iş olarak; geçmişte yapılıp raflarda duran Afet ve Acil Durum Eylem Planı’nı, ilgili kurum ve ilçe belediyeleriyle koordinasyon içerisinde hızlıca hazırlayacağız. Bizzat hayatın içerisinde milletçe tatbik edeceğiz.”
“Metro yapacağız”
Ulaşım alanındaki hedeflerine de değinen İmamoğlu, şu bilgileri verdi:
“Hepimizin bildiği gibi, ulaşıma yönelik çok sayıda proje gündeme geldi. Bunların başarılısı var, başarısızı var, gecikeni var, verimsizi var, israflısı var. Ancak şu bir gerçek ki, İstanbul’un ulaşım sorunu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Sokakta kime sorarsanız sorun, aynı cevabı alacaksınız. Çok şükür, İstanbul’daki ulaşım kaosuyla mücadele edecek enerjimiz var. Ekibimizin bu konuda bilgi birikimi ve deneyimi son derece yüksek. Zaten, sorunu doğru tespit ederseniz, konuya bilimsel yaklaşırsanız, çözümleriniz de doğru olur. Öncelikle, uzun zamandır ihmal edilen toplu ulaşımı destekleyecek ve geliştireceğiz. İlk işimiz metro olacak. 2014’te ‘Her yerde metro.’ dediler, ilave 260 kilometre yeni hat vadettiler, peki ne oldu? 5 senenin sonunda ancak 30 kilometre açabildiler. 2004’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesi ile yapılmış 45 kilometre raylı sistem var iken; 2019 yılına geldiğimizde, Bakanlığın bütçesi ile yapılmış Marmaray haricinde yapılmış toplam raylı sistem hattı 157 kilometre. Yani 15 yıl boyunca yılda ortalama sadece 7,5 kilometre raylı sistem yapılmış. Bu mu başarı, soruyorum size? Her seçim dönemi, aynı ilçelere metro vaadi vermeye sıkılmıyor musunuz? Biz israf etmeyeceğiz, metro yapacağız. 630 kilometre metro hattı, 11 yeni füniküler hat ile bağlayarak; 5 yılın sonunda vatandaşlarımızın yüzde 90’ının evinden, işinden, okulundan yürüyerek bir metro durağına erişebileceği bir İstanbul olacak.”
“Bu projeleri gelecek öngörüsüyle ortaya koyuyoruz”
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, deniz ulaşımı alanında hayata geçirecekleri projelere de dikkati çekerek, taksi ve dolmuşların köprülerden ücretsiz geçişi, TEM Otoyolu’nda gişelerin kaldırılması gibi hususlarda atılacak adımları anlattı.
Spor, sanat, kültür, turizm gibi başlıklarda daha önce açıkladığı projelerin detaylarını paylaşan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Biz bu hedefleri, bu projeleri bir gelecek öngörüsüyle ortaya koyuyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki, vizyonu olmayan bir kentin herhangi bir hikayesi olamaz. Hedefi olmayan kentler, geride kalır, spekülasyona açık hale gelir; buralarda eşitsizlik, yoksulluk, israf ve kayırmacılık ön plana çıkar. Böyle bir gidişatın bizi ileri götüreceğini düşünmek, kendimizi kandırmak olur. İstanbul için elbette 2030-2050’ye dair vizyonlarımız ve ilkelerimiz var. Gelecek tahayyülünü toplumun tüm kesimleriyle paylaşıp, katılımcı bir şekilde geliştireceğiz.”