Eskişehir’de, binlerce kişi Türk Bayraklarıyla şehitler için yürüdü. 7’den 77’ye herkesin katıldığı yürüyüşe kendisine “Ecevit Fatma” diyen 73 yaşındaki Fatma Öztürk damgasını vurdu. Binlerce kişi ellerine aldıkları Türk Bayraklarıyla Odunpazarı Meydanı’nda toplandı. Buradan yürüyüşe geçen grup, “Ne mutlu Türk’üm diyene”, “Her Türk asker doğar”, “Meclis’te PKK istemiyoruz”, “Vatan sana canım feda olsun” şeklinde sloganlarla Hamamyolu Caddesi’ni takiben Eskişehir Hava Şehitliği’ne kadar yürüdü. Burada saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından grup adına açıklamalarda bulunan Kubilay Mercan, ateşin fitilinin yakıldığı ana tanıklık edildiğini söyledi. Mercan, “Şanlı Eskişehir’imiz vatan evlatlarına, şehitlerine nasıl sahip çıktığını burada tüm dünyaya açıkça gösteriyor. Bizim yegane dileğimiz odur ki; bu fitil doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bin yıldır bozulmamış kardeşliğimizle alev alsın. Bu topraklar Fatihler, Kanuniler ve son olarak asrın en büyük lideri Mustafa Kemaller yetiştirmiştir. Kimsenin şüphesi olmasın ki bu şanlı kan asil damarlarımızda aktığı sürece bu sonsuza kadar böyle devam edecektir. Asil Türk milleti, şanlı Eskişehir halkı! Biz ne başkalarının dediği gibi o’yuz, ne de bu’yuz. Biz başkalarının dediği gibi 36 parça da değiliz. Biz burada şu an herkesin gördüğü ve tarihin tanıklık ettiği en büyük yüce Türk milletiyiz” diye konuştu. Grup basın açıklamasının ardından şehitler için yapılan duanın ardından dağılırken, yürüyüşe katılan bazı kadınların gözyaşlarına boğuldukları da görüldü. ’ECEVİT FATMA’: “ORADA ANALAR AĞLARKEN SEN BURADA RAHAT EDEMEZSİN” Öte yandan yürüyüşe, kendisine “Ecevit Fatma” diyen 73 yaşındaki Fatma Öztürk’ün sözleri damgasını vurdu. Öztürk, “Bana vatan lazım. Bana yaş, yaşamak önemli değil, bana gençlerim, vatanım lazım” dedi. “Gençler, ele ele tutuşup da, Allahu ekber deyip de, bayrağa kurdele kesmek değil. Marifet, o kurdeleye saygı göstermek, sevgi göstermek” diyen Öztürk, şöyle konuştu: “Ama kurdelenin hakkını vermesi lazım. Ben bir şehidimin kanının bir damlasının hakkını ödeyemem. Sizin bir damla gözünüzün damlasının hakkını ödeyemem. Allah, inşallah Türkiye’me barış verecek. İnşallah Türkiye’me durulmak, hidayet verecek Yarabbi. Her genç öldükçe ben ağlıyorum. Sofraya oturamıyorum. Orada analar ağlarken sen burada sofrada rahat edemezsin, yiyemezsin. Bu nimetler senin gırtlağına takılır.”