Ölçek farkı gözetmeksizin herhangi bir sektör ya da pazarda bir uyumlu eylem varsa veya bu eylem bir karteli işaret ediyorsa buna yönelik kararlar aldıklarını belirten Torlak, ‘Dolayısıyla KOBİ’lerin korunması noktasında da elbette görevimizi yapıyoruz ama özel olarak ‘Rekabet Kurumu şu ölçekteki firmaları korur, şu ölçekteki firmaları korumaz’ gibi bir kaygımız yok’ dedi.
Böyle bir algının ortaya çıkmasını arzu etmediklerini dile getiren Torlak, ‘Herhangi bir pazar ya da sektörde hakim durumun kötüye kullanılması, uyumlu eylem, kartel, yani piyasada rekabeti bozucu, engelleyici, özellikle büyük ölçekli firmaların küçük ölçekli firmaları dışlayıcı birtakım davranışları varsa, bu davranışların engellenmesi, piyasada daha rekabetçi ortamın oluşması noktasında üzerimize düşen görevi yerine getirmek durumundayız. Bu noktada gerek bize yapılan başvuru veya şikayetler gerekse de herhangi bir duyum, herhangi bir emare üzerine, kurulun re’sen alacağı kararla bu uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Tek başına ‘şu ölçekteki firmaları şu ölçekteki firmalara karşı korumak’ gibi bir çıkış noktamız yok’ diye konuştu.
Rekabet Kurumu’nun aldığı kararların tüketiciye fiyat, kalite, hız ve nitelik olarak yansıdığını ifade eden Torlak, rekabet hukukunun özünde ve mantığında da nihai hedefin tüketici refahını ve toplumsal refahı artırmak olduğuna dikkat çekti.