HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP’nin AK Parti ile anlaşarak, genel seçimlere parti olarak katılma kararı aldığı iddialarına tepki göstererek, “Herkes şundan emin olsun; HDP tüccar partisi değildir, ucuz pazarlık yapacak parti değildir, kapalı kapılar ardında kirli oyunlar içine girecek parti değildir” dedi.
HDP TBMM Grup Toplantısı’nın açılışını yapan Grup Başkanvekili İdris Baluken, Birleşik Metal-İş’in aldığı grev kararının Bakanlar Kurulu tarafından ertelenmesini tanımadıklarını ifade ederken, toplantıyı izlemeye gelen sendika üyesi işçiler sloganlar attı.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş da Birleşik Metal-İş’in grev kararının milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu gerekçesiyle Bakanlar Kurulu tarafından hukuka, Anayasa ve yasalara aykırı şekilde ertelendiğini savundu.
Grevin 29 Ocak tarihli kararla ertelendiğini anımsatan Demirtaş, “Zaten Anayasa ortadan kaldırılmış durumda. Cumhurbaşkanından bakanlara Anayasa’yı takan yok. Padişah ve şehzadeleri milli güvenliği bozucu olduğuna karar vermiş” diye konuştu.
Bakanlar Kurulu kararında milli güvenliğin nasıl bozulduğuna dair tek bir cümle olmadığını ifade eden Demirtaş, “İddia ediyorum, bakanların büyük kısmı okumamıştır. Özel kalem müdürünün tek tek gezdirerek imzalattığı karardır. ‘Padişahın emri var, imzalanacak’ denmiştir, onlar da tıpış tıpış imzalamıştır. Sözleşmeli 4-C Başbakan da aynen bu şekilde imzalamıştır” dedi.
Demirtaş, işverenlere de seslenerek “Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’ndan (MESS) ayrılın, işçilerinizle insan onuruna yakışır toplu sözleşme yapın, işçinize sahip çıkın” çağrısı yaptı.
Grev erteleme kararına karşı Danıştay’da dava açılacağını belirten Demirtaş, “Danıştay AKP’nin hukuk bürosu olmadığı konusunda kendini ispatlayacaksa işte fırsat. Hükümet grevden neden korktuğunu açıklasın” diye konuştu.
“Bütün ülke onun ama yetmiyor”
Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sisteminin gerekliliğine ilişkin açıklamalarını eleştirerek, şunları söyledi:
“Başkan olacağım diyor. Olamayacaksın. Senin başkanlık sistemini asla kabul etmeyeceğiz. Senin rüyalarında kalacak. Cumhurbaşkanı olmuş sarayı var, hükümet emrinde, yargı emrinde, medyası var, trilyonlarca serveti var. Rektörler ona bağlı, valiler, kaymakamlar emrinde, bütün ülke onun ama yetmiyor, ‘Başkan olacağım’ diyor. Bırakın iki adam olmasını, bir buçuk adam olmasını bile kabul etmiyor, ‘Tek adam olacağım’ diyor.
Ne değişecek, anlatamıyor. Neyi değiştiremedin? Ne yapmak istedin de birileri sana engel oldu? Devletin bütün olanakları, parlamento senin emrinde. Neresi senin değil? Başkan olunca ne yapacaksın tam olarak? Kafasında demek başka bir şey var. Halifelik meselesine inanmış gerçekten. Birileri ‘Sen halifesin’ diye gazı vermişler, o da halifeliğe doğru yürümek istiyor. Hilafet demek istiyor da diyemiyor. Anayasa’da başkanlığı yaz desen yazamaz. Bu haliyle ülkedeki hukuksuzluğun başı haline gelmiş durumda. Ülkenin cumhurbaşkanı Anayasayı takmıyor. Seçim meydanlarında oy istiyor. Hani yemin ettin, 77 milyonun cumhurbaşkanı olacaktın?
Hatta 3-5 başbakan daha ata, onlar da miting yapsın. Bütün AKP’liler her gün her yerde miting yapsın. Korkumuz yok. Biz o barajı aşacağız ve sizi frenleyeceğiz. Cumhurun başı olma makamını lekeliyorsun. Ülkeye zarar veriyorsun. Bu son derece yanlıştır. Bir cumhurbaşkanı bir siyasi parti için kampanya yürütemez. Ülkeyi kaosa sürükleyen adımlar attığını fark etmeni umut ediyoruz.”
İktidarın HDP’nin yükselişini durduramadığını vurgulayan Demirtaş, “Biz, bütün ezilenler, bu ülkeyi alın teriyle var edenler, yok sayılanlar el ele verdik. HDP’yi durdurmanız mümkün değil artık. Sizi bu ülkenin başına bela olmaktan inşallah çıkaracağız” dedi.
Kılıçdaroğlu’na tepki
Demirtaş, muhalefetin HDP ile neden uğraştığını anlamadıklarını dile getirerek, parti olarak seçime girip baraj altında kalacakları ve AK Parti’nin daha fazla milletvekili çıkaracağı yönünde anlaşma yaptıklarının söylendiğini kaydetti.
Bu konuda dedikoduların ortaya atıldığını anlatan Demirtaş, şöyle devam etti:
“Sayın Kılıçdaroğlu, parlamentoda ikimizin odasının arasında 20 metre var. Dedikodulara inanmak yerine buyrun gelin, kahvemi için, konuşalım. Anamuhalefet partisi bir dedikodudan yola çıkarak siyasetini oluşturamaz. Ayıptır, sizi destekleyen milyonlara yazıktır. Kim kimi nerede satmış, konuşalım. Yerel seçimde kim sağcılarla, ırkçılarla anlaşma yaptı konuşalım. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kim kiminle anlaşma yaptı? MHP ile ortak aday çıkardınız. Bunu alenen yapmış bir parti, bizi dedikoduyla AKP ile anlaşma yapmış gibi göstererek, kafa karıştırmaya çalışıyor. Siz açıkça gericilerle, ırkçılarla, milliyetçilerle işbirliği yapmadınız mı? Bunun hesabını vermiyorlar, bugüne bedel ödeye ödeye gelmiş HDP’yi kirli ucuz tuzaklarla suçluyorlar. Bu yaptığınız da AKP’ye yarıyor.
CHP bizim barajı aşmamızı mı, barajın altında kalmamızı mı istiyor. Görünen o ki barajı aşmamız CHP’yi de korkutuyor. Korkuyorsunuz diye statükocu düzeninize eyvallah mı diyelim? Demokrasi, özgürlük, barış kardeşlik, nedir size de öğreteceğiz. Ya değişeceksiniz ya AKP gibi gideceksiniz. Herkes şundan emin olsun; HDP tüccar partisi değildir, ucuz pazarlık yapacak parti değildir, kapalı kapılar ardında kirli oyunlar içine girecek parti değildir. Böz öyle bir gelenekten gelmedik.”
Muhalefete “parlamentoyu kilitleyelim” çağrısı
İç Güvenlik Paketi’ni de eleştiren Demirtaş, tasarının polise istediği kişiyi gözaltına alma, arama, silahla vurma yetkisi verdiğini savundu.
Tasarının yasalaşması halinde ülkedeki herkesin can güvenliğini tehlikede olacağını öne süren Demirtaş, “Yüzünü kapattı diye, soğukta yapılan bir mitingde kaşkol taktı diye polis çocuklarımızı öldürebilecek. Bu yasa bu yetkiyi veriyor. Neden çıkarıyorlar? İsyan büyümüştür, farkındalar. Hele üstüne, başkanlık sistemi adı altında resmi diktatörlüğü ilan ederlerse sokakları tutamayacaklarını biliyorlar. Bu yasayı şimdiden çıkarıp önlem almak istiyorlar” diye konuştu.
Demirtaş, tasarının yasalaşmaması için ellerinden geleni yapacaklarını, “Diğer muhalefet partilerine de sesleniyorum; el ele verelim, parlamentoyu kilitleyelim, bu yasa çıkmasın. Gerekirse aylarca parlamento kürsüsünden konuşalım, tek bir madde bile geçiremesinler” dedi.
Muradiye Belediye Başkanı Safure Güneş’in kafasına, basın açıklamasında polis tarafından defalarca copla vurulduğunu ve beyin kanaması geçirdiğini anlatan Demirtaş, “Tabii bu, Tayyip Erdoğan’ın başörtülü bacısı değil. Polisiniz, başörtülü bir kadını coplarla öldürmek istedi, çıtınız çıkmadı. Gezi direnişinde yalanlarla ‘başörtülü bacıma saldırdılar’ deyip kıyameti koparanlar nerede? Tek bir açıklama yok” diye konuştu.
Demirtaş, Bingöl’de emniyet müdürüne suikast olayında infaz edilen dört kişinin saldırının faillerinin olmadığının anlaşıldığını, Cizre’de Nihat Kazanhan’ı polisin öldürdüğünün ortaya çıktığını, Şemdinli’de bir gencin öldürüldüğünü, İstanbul’da bir otobüse molotofkokteyli atarak Serap Eser’i yakanların MİT’çi olduğunun dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından itiraf edildiğini, Erzincan’da zorunlu din dersine karşı yürüyen ve iki masum slogan atan gencin bir haftadır tutuklu olduğunu dile getirerek, “Bunlar olurken İç Güvenlik Yasası çıktı mı? Yok. Bir de çıktığında düşünün” dedi.
Selahattin Demirtaş, grup toplantısının ardından bir gazetecinin “Hükümetin muhalefeti yıpratmak için algı operasyonu başlattığı söyleniyor. Siz parti üzerinde böyle bir algı operasyonu hissediyor musunuz?” sorusuna, “Hükümet uzun süredir algı yönetimiyle partimize, muhalefete haksız saldırılar gerçekleştiriyor. Kendi suçunu örtmek için sürekli karalama kampanyası yürütüyor. Elindeki medya, bürokrasi, istihbarat gücünü kullanıyor. Hükümetin meşrebi buna uygundur. Doğrudur yani” cevabını verdi.