ENVER AKASOY
Büyükşehirlerde her geçen gün artan nüfusa bir de araç yoğunluğunun eklenmesi kentte yaşamı zorlaştırdığı bir gerçek. Çoğalan sayıyla birlikte insanlarımız yollarda günün her saati çeşitli olaylar ve hikayelerle karşılaşabiliyor.
ÇOCUKLA BAŞLADI
Kalabalıklaşan şehirlerdeki yoğunluğu fırsat bilenler, değişik yöntemlere başvurarak alın teri olmaksızın para kazanmanın yollarını arıyor. Suç olmasına rağmen bazı anne ve babaların aile bütçesine katkı için okul çağındaki çocuklarını ellerine mendil tutuşturup kavşaklara bırakmasına sıkça tanık olundu. Kimi çocuklar da, ailelerinin rızası dışında cep harçlığı için hayatlarını hiçe sayarak bahşiş uğruna düğün ve sünnet konvoylarının önüne kendilerini atıyor.
SAYILARI ARTTI
Ancak, son zamanların en yaygın kolay yoldan para kazanma yönteminin başında ise ‘Zor durumdayız, yolda kaldık’ yalanı geliyor. Trafiğin yoğun olduğu yollarda sürücülerin yanına yaklaşan kadınlar, ‘Ne olursunuz yardım edin. Annem kolon kanseri. Hastaneye geldik, yakınımıza da ulaşamıyoruz. Yolda kaldık, tek kuruşumuz bile yok’ diyerek para istiyor.
GÖZ YUMMAYIN
Halkın duygularıyla oynayan bu kişilerin sayıları son zamanlarda iyice arttı. Bursalılar, durumdan rahatsızlıklarını sosyal medya aracılığıyla paylaşımlar yaparak duyururken, birbirlerini de ‘Sakın bu kişilere inanmayın’ diye uyarıyor. Vatandaşlar, polis ve belediye ekiplerini de bu kişilerle mücadele için göreve çağırıyor.
BU DA FARKLI BİR YÖNTEM
Bu tabloyu kentin bir çok noktasında görmek mümkün. Ellerinde ‘Açız’ diye yazan bir karton taşıyan bu kişiler, sürücüye kolay ulaşabilmek için genellikle sol şeritteki bankete oturuyor. Aracın durması için de ayaklarını yola uzatıyorlar.