Muğla’nın Yatağan ilçesinde “Gladyatörler kenti” olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti’ndeki Bizans döneminden kalma 100’ün üzerinde mezar, yürütülen kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarıldı.
Kazı Başkanı ve Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 bin 500 yıl öncesine ait yerleşimle ilgili bulgular tespit ettikleri antik kentte, tarihin birçok döneminden kalıntılara ulaşıldığını söyledi.
Antik kentin Helenistik, Roma, Bizans, Anadolu beylikleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de önemini sürdüren, dünyanın en büyük mermer kenti olduğuna dikkati çeken Söğüt, her yıl yürütülen kazı çalışmalarında önemli verilere ulaştıklarını bildirdi.
“100’den fazla mezarın kazısını yaptık”
Karialılar ve Lelegler’e ev sahipliği yapan antik kentin binlerce yıl önemini sürdürdüğünü vurgulayan Söğüt, kazı çalışmalarındaki önemli bir alanı da Bizans mezarlarının oluşturduğunu dile getirdi.
“Tunç çağından Bizans sonuna kadarki sürece ait 100’den fazla mezarın kazısını yaptık. Biz mezar alanlarında arkeolojik kazıların yanı sıra antropolojik çalışmalar da gerçekleştiriyoruz.” diyen Sögüt, Batı Cadde’nin başlangıcında kilisenin terk edilmesinden sonra alanın nekropol (toplu mezar alanı) alanı olarak kullanıldığını belirlediklerini, Kuzey Cadde’de Bizans mezar alanları bulunduğunu dile getirdi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet İhsan Aytek ise 2018’den itibaren Stratonikeia Antik Kenti’ndeki kazılarda gün yüzüne çıkarılan iskeletlerde çalışma yürüttüğünü anlattı.
Kentte Tunç döneminden Bizans dönemine kadar birçok evreye ait insan iskeletleri çıkarıldığını, bunlar üzerinde antropolojik çalışmalar gerçekleştirdiklerini aktaran Aytek, şunları kaydetti:
“Bu yıl Kuzey Şehir Caddesi’nde yürütülen kazı çalışmalarında enteresan bir örnekle karşılaştık. Bizans dönemine ait mezarda bir iskelet çıktı. Bunun ilginç olmasının sebebi, kafatasının büyük bir kesici aletle parçalandığını düşündüğümüz yara izinin bulunması. İskelet üzerinde geniş çaplı çalışma gerçekleştirdik. Erkek bir birey. Kemiklerin de büyük çoğunluğu iyi korunduğu için 20-25 yaşları arasında, 1 metre 67 santim boyunda olduğunu belirledik. Kafatasındaki kesik izi kılıç, balta ya da satır gibi ağır bir aletle gerçekleşmiş. Laboratuvarda biraz daha detaylı inceleyerek ölüme nasıl sebebiyet verildiğini belirleyeceğiz.”
Aytek, iskeletler üzerinde yürüttükleri çalışmalarda, mesleğinden, beslenmesine ve nasıl öldüğüne kadar olan evreleri belirleyebildiklerini, bazı hastalıkları yaşayıp yaşamadığını açığa çıkarabildiklerini ifade etti.