Başbakan Binali Yıldırım, kendisinin de mezun olduğu Piri Reis Ortaokulu’nda karne dağıtım törenine katıldı.
Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu’na gelişinde vatandaşların yoğun sevgi gösterisiyle karşılaştı. Bunun üzerine okulun bulunduğu sokaktaki vatandaşları selamlayan Yıldırım, vatandaşlarla tokalaştı ve fotoğraf çektirdi.
Okulun bahçesinde öğrenciler Yıldırım’ı çiçekler ve alkışlarla karşıladı. Öğrencilerin yoğun sevgi gösterisinde bulunduğu Yıldırım, çocuklarla yakından ilgilendi.
Başbakan Yıldırım’a, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci eşlik etti.
Yıldırım, 6-G sınıfına geçerek, Milli Eğitim Bakanı Yılmaz ile yan yana sıraya oturdu. Yıldırım, kendisinin de ortaokulu 1-G sınıfında okuduğunu söyledi.
Başbakan Yıldırım, karne dağıtımına geçmeden önce öğrencilere şöyle seslendi:
“Hazır mıyız? Büyük gün geldi, artık güzel bir tatili hak ettiniz. Yıl boyunca çalıştınız, derslerinizi yaptınız, yatırımınızı yaptınız, şimdi de hasılatı topluyoruz. Tatil zamanı… Çalışmalarınızın emeğini bugün görüyorsunuz. Sevineceksiniz, aileleriniz sevinecek, memleket sevinecek çünkü siz Türkiye’nin geleceğisiniz.”
“Şimdi lafı uzatmaya lüzum yok, uzatıp zurna yapmayalım, hemen işe başlayalım” diyen Yıldırım, öğrencilerin karnelerini dağıtmaya başladı.
Öğrencilere, ne beklediklerini, hangi mesleği seçeceklerini ve memleketlerini soran Yıldırım, uçak mühendisi olmayı istediğini söyleyen bir öğrenciye, “Çok havalı bir iş seçmişsin” dedi.
Bir kız öğrencinin avukat olmak istediğini söylemesi üzerine ise Yıldırım, “Milli Eğitim Bakanı da avukat, hem mühendis hem avukat. O hızını alamadı, önce mühendis oldu sonra ‘avukat olayım’ dedi, ikisini de halletmiş oldu” karşılığını verdi.
“Ülkemizin geleceği çok parlak”
Başbakan Yıldırım, okul çıkışında kendisini bekleyen basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Basın mensuplarına, “Okuluma geldim. Sınıfıma gittim. Sırama oturdum. 48 yıl önce yaşadığım o güzel günleri hatırladım. Anlatması zor bir duygu. Hakikaten çok güzel bir duygu.” diyen Yıldırım, “Nasıl bir öğrenciydiniz?” sorusuna karşılık “Orayı karıştırma. Yani fena değil diyebilirsin.” şeklinde espri yaptı.
“Öğrencilere ne tür tavsiyelerde bulundunuz?” şeklindeki soru üzerine ise Yıldırım, şöyle dedi:
“Geleceğin, Türkiye’nin geleceğinin gençlere ait olduğunu, onlara ait olduğunu, onu bilmeleri gerektiğini söyledim. Ben onlar için bir örnek olabileceğimi ifade ettim. Ben de burada sizin olduğunuz sıralardaydım, azmedince, çalışınca, Allah nasip edince bütün istediklerimiz olabiliyor. Yeter ki azmedelim, kararlılıkla çalışalım, çabalayalım. Ülkemizde o kadar güzel şeyler var ki, o kadar paylaşacak şeyler var ki birbirimizi üzmeye, ayrışmaya hiç ihtiyaç yok. Paylaşacak çok şeyimiz var. Ülkemizin geleceği çok parlak. Onun için terör örgütünün telkinlerine gençlerimiz asla ve asla itibar etmesinler.”
“Öğrencileri mutlu ve gelecekten umutlu gördüm”
“Onların geleceğini en iyi şekilde hazırlamak da bizim görevimiz, boynumuzun borcu.” diyen Yıldırım, “Hükümet olarak, Milli Eğitim Bakanlığımız olarak gençlerimizin en güzel şekilde yetiştirilmesi için her türlü imkan, her türlü fedakarlık yapılacak. Çünkü bunun telafisi yok. Bu yaşlarda öğrencilerimiz öz güvenini kazanırsa, modern çağın gerektirdiği bilgiyle, beceriyle donatılırsa, büyük Atatürk’ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine gençlerimizle emin adımlarla gitme fırsatını yakalamış oluruz. Öğrenciler tatile gidiyor. Bugün karnelerini aldılar. Çok da çalışkanlar. Çoğu takdir, teşekkür… Hatta okul birincisi, TEOG birincisi, okul TEOG birincisi olanlar var. Öğrencileri mutlu ve gelecekten umutlu gördüm.” şeklinde konuştu.