Holly Butcher isimli genç kız, 26 yaşında kansere yakalandığını öğrendikten 1 yıl sonra hayata gözlerini yumdu. Aramızdan ayrılmadan önce herkesin ders çıkarabileceği bir mektup kaleme aldı. Kimisini ağlatan, kimisinin hayata bakış açısını değiştiren güçlü bir mektup;
“İlk olarak şunu söylemeliyim, ağrılarınızın olmadığı her gün için şükretmelisiniz hatta grip, boğaz ağrısı ya da burkulan bir ayak bileği ile geçirdiğiniz günler için bile, ne kadar kötü geçse de o an içinde, hayati bir tehdit arz etmediğini bildiğiniz için şükretmelisiniz. Unutmayın, bu ufak tefek şeyler yüzünden “ölmeyeceksiniz.”
Daha az şikayet edin ve daha çok yardımda bulunun.
Başkaları için bir şeyler yaptığınızda bunun sizi kendiniz için yaptığınız şeylerden daha fazla mutlu ettiği çok doğru. Hasta olduğumdan beri, tanıdığım veya tanımadığım birçok insandan sevgi dolu ve düşünceli sözleri duydum. Bunlar karşılığını ödeyemeyeceğim şekilde etkiledi beni. Asla unutmayacağım ve bana böyle bir zamanımda destek olan tüm insanlara tüm kalbimle minnettarım.
Ölümün eşiğindeyken harcayabileceğin bir miktar paraya sahip olmak ve bununla bir şey yapamamak garip bir duygu. İnsan öleceğini bilince, sevdikleriyle vakit geçirmek yerine dışarıya çıkıp ihtiyacı olmayan şeylere para harcamanın aslında ne kadar absürd olduğunun farkına varıyor. Tam olarak bu an, çok para harcayarak devamlı yeni kıyafetler, makyaj malzemeleri gibi şeyler almanın aslında ne kadar saçma olduğunu fark etmenizi sağlıyor. Aynı kıyafatten yüzlerce bulabilirim. Ancak ailemin tek bir ferdinin bile bir benzerini asla bulamam. Bunların farkına ancak ölüm döşeğindeyken varabilmek çok acı…
Ölmeyecek olsaydım gelecekte aileme ve arkadaşlarıma hediye olarak elbise, güzellik ürünü veya mücevher yerine başka şeyler satın alırdım. Unutmayın ki aynı şeyi iki kere giyip giymediğinizi kimse umursamıyor. Onlara kendilerini özel hissedecekleri bir şey vermelisiniz. Örneğin yemeğe çıkarın, daha da iyisi, kendi ellerinizle yemek pişirin. Kahve yapın. Çiçek alın, sırtına hafifçe süpriz bir masa yapın… Demek istediğim candan olun! Önemli olanın onları ne kadar sevdiğinizi göstermek olduğunu unutmayın.
Çevrenizdeki insanların zamanına değer verin. Söz verdiğiniz saatte orada olamama huyunuzdan vazgeçin; kimseyi bekletmeyin. Söz verdiğiniz zamanda, söz verdiğiniz yerde olun. İnsanlar sizinle vakit geçirdiği için minnettar olun.
Bu yıl aile olarak, yılbaşında birbirimize hediye almama kararı aldık, bu güzel bir şeydi çünkü alışveriş yapmanın baskısını üzerinde hissetmeden, bu çabayı birbirimize iyi dileklerde bulunduğumuz kartlar yazmak için harcadık. Dahası, ailemi, bana hediye almaya çalışırken hayal ettiğimde, ben öldüğümde o hediyelerle baş başa kalacaklardı bir süre sonra. Garip, ve hatta ezik görünebilir ama bu kartlar bana aceleye getirilmiş hediyelerden daha anlamlı geliyordu. Yılbaşı için pahalı hediyeler gerekmediğini anladım.
Paranızı yeni tecrübeler edinmek için harcayın ya da en azından edinebileceğiniz tecrübeleri tüm paranızı maddi eşyalara harcarken gözden kaçırmayın.
Arasıra da olsa plaja gitmeye çalışın. Ayaklarınızı kuma sokun. Yüzünüzü tuzlu suyla yıkayın.
Doğayla iç içe olun.
Telefonunuzla fotoğraf çekmek yerine o anın güzelliğini yaşayın. Saçınızı ve makyajını yapmak için saatlerinizi harcıyorsunuz, peki buna değiyor mu? Kadınların bunu kendilerine neden yaptığını asla anlayamayacağım.
Bazen erken kalkın ve kuşların sesini dinleyin. Müzik dinleyin. Müzik terapidir. Eski olanlar ise en iyileridir. Köpeğinize ya da bir hayvana sarılın. Onların enerjilerini hissedin.
Yaşamak için çalışın. Çalışma için yaşamayın.
Sizi ne iyi hissettiriyorsa onu yapın.
Pasta yiyin, tatlı yiyin ve suçlu hissetmeyin, bu hayata yalnızca bir kez geliyorsunuz ve kalıcı değilsiniz…
Hayır demeyi öğrenin.
İnsanlar sizi yargılayacak diye yapmak istediğiniz şeylerden vazgeçmeyin.
Her fırsatta sevdiklerinize onları ne kadar sevdiğinizi söyleyin.
Bir şey sizi mutsuz ediyorsa bunu değiştirecek gücünüz olduğunu bilin. İster iş hayatınızda ister aşk hayatınızda değişmekten korkmayın.
Size tavsiyelerim bunlar dinleyip dinlememek size kalmış. Bu arada son olarak eğer yapabiliyorsanız, kan bağışlamaya başlayın. Sık sık kan verin. Hem daha iyi hissedeceksiniz, hem de hayat kurtarmış olacaksınız. Yaptığınız her kan bağışı 3 kişinin hayatını kurtarabiliyor.
Aldığım kan bağışları sayesinde ailem ve arkadaşlarımla birlikte fazladan bir yıl daha geçirdim. Buna çok büyük minnet duyuyorum. Hayatımın en güzel zamanlarıydı.
Tekrar görüşene dek…”
Holly