D-100 karayolu Haliç istikameti Halıcıoğlu mevkiinde su satan Fırat Bakiş boş zamanlarda su satışı yaptığını belirterek, ‘Benim mesleğim var aslında ama boş zamanlarımda geliyorum. Boş duracağıma harçlığımı çıkarıyorum. 100 liranın altında çıkmamaya çalışıyorum. Yazın daha iyi 200-250 lira arasında değişiyor. Zabıta, polis ayrı dert. Ufak ufak adımlar atarak alışverişi 1-2 saniyede bitirmeye çalışıyoruz. Ben sadece su satıyorum’ dedi.
‘KİMSEYE TAVSİYE ETMEM’
D-100 Karayolu Okmeydanı alt geçidinde kağıt helva satan Yeşim Al ise şunları söylüyor; ‘Çalışıyorum. Çocuklarım için mücadele ediyorum. Trafik kapandığı zaman gelip burada satış yapıyorum. Satışlarım bu ara pek iyi değil. Satamadan eve gidiyorum. Günde 45-50 lira kazanıyorum’
154 LİRA CEZA KESİLİYOR…
Aynı güzergahta su satan bir başka seyyar satıcı ise ‘Trafik durumuna göre değişiyor. Trafik olursa 80-100 arası oluyor. Kabahatler kanununa göre bize 154 lira ceza kesiyorlar. 2-3 bin lira cezam var. Ceza yazıyorlar da bizim ödeyecek durumumuz yok. Burada doğru düzgün bir şekilde, hırsızlık yapmadan para kazanmaya çalışıyorum. Sabahtan akşama kadar egzoz kokusu çekiyorum, ayakta kalıyorum. Hırsızlık yapmıyoruz. Kimseye tavsiye etmem bu işi. Sigorta yok, güvence yok. Burada bir araba çarpsa kimse sorumluluk almaz. Olan bize olur’ diyor.
’15 YAŞIMDAN BERİ BU İŞTEYİM’
Uzun süredir trafikte seyyar satıcılık yaptığını belirten Ömer Arslan da, ‘Telefon şarj cihazı satıyorum. Eşim, çocuklarım var. Düzgün bir mesleğim yok. Akşam yoğun trafiğin olduğu saatlerde satış yapıyorum. Günlük 50-60 lira kazanıyorum. Onda da vatandaşın birinin şarjı bitecek de mecbur ihtiyacı için alacak. ‘Araba vuracak’ diye korkuyoruz ama alıştık artık. 15 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. Trafikte seyyar satıcılık mesleğim oldu’ ifadelerini kullanıyor.