“Aşkın Tarifi” dizisinin Şebnem’i İdil Sivritepe, Hürriyet’ten Behlül Aydın’a konuştu. Sivritepe, en şaşırtıcı tarafının yaşı olduğunu açıkladı.
28
‘Aşkın Tarifi’ dizisiyle tanışmanız nasıl oldu? Teklif size nasıl geldi?
Dizinin ilk kast yapım sürecinde yönetmenimiz Deniz Koloş ve kast direktörümüz Mine Güler ile iletişim halindeydik. Bu role uygun olduğumu düşünmüşlerdi. Ben o sırada diğer dijital dizi projem “İlginç Bazı Olaylar”ın setindeydim. Bayağı yoğun dönemimden yeni çıkmıştım ki bir anda rol için tekrar iletişim kurduk. Kendimi o gün kostüm provasında, bir gün sonra ise sette buldum.
38
Teklifi kabul etmenizdeki en büyük etken ne oldu?
İlk etken karakteri sevmem oldu. Okuduğumda heyecanlandığım bir karakter oldu Şebnem. Klasik dizilerdeki kadın arketipinden uzak biri. Üzerine iyi düşünülmesi beni aldı açıkçası. Ayrıca Deniz Koloş ile çalışma fikri beni cezbeden diğer şeylerden biriydi. Bir de ben uzun süre önce, kadınların ürettiği bir projede sevdiğim bir rol istiyorum diye niyet etmiştim. Aşkın tarifi bu anlamda benim profilime çok uygun geldi.
48
Dizideki “Şebnem” karakteriyle gerçek hayattaki İdil’in benzer veya farklı yönleri neler?
Çok ayrı değiliz bir yerde. Şebnem sarkastik espri yapan biri. Ki ben çok severim. Benim çok daha dışa dönük bir versiyonum. Duygularını filtrelemeden paylaşıyor. Ben de oldukça düz ifade ederim kendimi. Filtresizliğini seviyorum. Ayrıca laf sokma tarzı tamamen benzer. İç ritmimiz farklı ama kendisini oldukça mantıklı ve sağlam buluyorum. Aşk konusunda ise ben Şebnem’e göre daha özgürüm. O duygularını bastıran ve bilmediği yeri konuşarak kapatan biri.
58
Bilinmeyen yönleriniz var mı?
Bilinmeyen ilk yönüm; 31 yaşındayım. Bu en şaşırtıcı tarafım bence çünkü kimse inanamıyor. Yaşımı asla göstermediğim için bir yerde mutluyum tabii. Diğer bilinmeyen özelliğim, göründüğüm kadar tatlı olmamam bence. Dış görünüşüm insanlarda çok daha sakin ve yumuşak bir intiba yaratıyor, fakat tam tersine inatçının ve bazen birazcık delinin önde gideniyim.
68
Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Aklınızda başka meslekler var mıydı?
Konservatuvarın müzik bölümünde okurken oyunculuğa dair bir merak ile başladım. Normal şartlarda Devlet Opera ve Balesi’nde çalışıyordum fakat oyunculuk tutkusu daha ağır bastı. Ve içimi takip ettim. İyi ki de öyle yapmışım. Eğitim almak, tiyatro yapmak, bir karakter çıkarmak kadar beni dönüştüren bir süreç yaşamadım. Bana sadece meslek olarak değil, kendi kişisel hayatımda da iyi geldi.
78
Rol aldığınız ilk projeden sonra hayatınızda ne gibi değişimler oldu? Popülerliğiniz artınca “Artık toplu taşımaya binemem” dediniz mi?
Demedim aslında. İnsanlar ile iletişim kurmak çok güzel. Birinin sizi tebrik etmesi, sizi görünce mutlu olması… Ne güzel duygular yaşıyoruz aslında. Ben metro, vapur kullanıyorum. Pandemi döneminde uzun süre kullanamadım sadece.
88
Mesleğinizle ilgili “keşke oyuncu olmasaydım” dediğin zamanlar hiç oldu mu?
“Keşke oyuncu olmasaydım” değil de “oyuncu olabildim mi?” diye çok sorduğum zamanlar oldu. Bu meslek kendini, yeteneğini, yeterliliğini çok sorgulatıyor insana. Dolayısı ile kendimi sevmek, beğenmek zaman aldı. Şu an öyle hissediyorum. Ayaklarım daha yere basıyor. (Posta)