Mısır Piramitleri, Mısır’da yer alan nasıl yapıldıkları hâlâ çözülemeyen yapılar. Ülkede 100’den fazla piramit var. Bunların çoğu Eski Krallık Dönemi’nden Orta Krallık Dönemi’ne kadar firavunların mezarı için inşa edilmiş. Bilinen en eski piramit 3. Hanedan döneminde inşa edilen ‘Basamaklı Piramit’. Bu piramit ve etrafını çevreleyen bloklar; mimar ‘İmhotep’ tarafından tasarlanmış.
227
Ayrıca bu yapılar dünyanın en eski şekilli taşlardan inşa edilmiş yapıları. Bazı kaynaklarda yapımda çalışan işçilerin piramitlerin sırrını bildikleri için yapım bittikten sonra öldürülmüşler iddiası da yer alıyor. Özellikle Gize Piramitleri’nin en büyüğü olan ‘Keops Piramidi’ şu ana kadar zarar görmeden ayakta duran, ‘Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak görülmekte…
327
Peki pramitler nasıl inşa edildi? Yıllardır bu konu üzerinde bilim insanları çalışıyor. İncelemeler sonucunda pek çok kalıntı ve bulguya ulaşılsa da hâlâ bir kesinlik söz konusu değil. İşte en son yapılan çalışmalarda ortaya çıkan o sonuçlar…
427
Makara düzeneği
Mısır’da antik taş ocağı ‘Hatnub’daki arkeolojik incelemeler sırasında piramitlerin nasıl inşa edildiğini aydınlatabilecek bir rampa sisteminin kalıntıları bulunmuştu. Büyük Giza Piramidi’nin yapıldığı döneme ait olduğu düşünülen sistemin, dev mermer blokları dik bir rampadan taşımak için kullanılmış olabileceği belirtiliyor.
527
İngiliz ve Fransız arkeologların bu keşfi, piramitlerin düşünülenden çok daha hızlı yapılmış olabileceğine işaret ediyor. Sistem çok sayıda çukuru bulunan ve iki yanında merdivenler olan merkezi bir rampadan oluşuyor.
627
Arkeologlara göre bu sistemin varlığı, taş bloklarının sürüklenerek değil, bir makara düzeneğiyle yukarıdan çekilerek taşınmış olabileceğini gösteriyor. Projenin yöneticilerinden Liverpool Üniversitesi Mısıroloji öğretim üyesi Dr. Roland Enmarch, Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, “Keşfettiğimiz sistem, aynı anda çok sayıda kişinin kuvvet uygulamasına izin veriyor. Bu da blokları daha hızlı taşıyabilmeniz anlamına geliyor” diye açıklıyor.
727
Büyük Giza Piramidi’nde keşfedilen ‘uçak büyüklüğündeki boşluk’
Mısır’da bulunan Büyük Giza Piramitleri’nin en büyüğü ve en eski olanı Büyük Piramit olarak bilinen Keops Piramidi’nin ortasında ise yolcu uçağı büyüklüğünde bir boşluk keşfedilmişti. Fransa ve Japonya’dan bilim insanlarının açıkladığı ve ‘Nature’ dergisinde de yayımlanan araştırmaya göre, bulunan boşluk Piramitler’in gizemini artırırken bazı Mısır bilimciler ise boşluğun Piramitler’in nasıl yapıldığını ortaya koyabileceğini iddia ediyor.
827
İki yıl boyunca yapılan araştırma sonucunda bulunan boşluğa henüz ulaşılamadığı için içinde bir şey olup olmadığı bilinmiyor. Buluşun yapılmasını sağlayan ve ‘elektron benzeri bir temel parçacık ve atom altı parçacık’ olarak bilinen müonlara dayanan teknoloji kaya parçalarının içindeki yoğunluğun keşfedilmesini sağlıyor.
927
Röntgen benzeri bir işlem gibi tanımlanabilen müon teknolojisinin ardından bir minyatür robot veya drone gönderilerek boşluğa dair daha çok bilgi edinilmesi amaçlanıyor.
1027
“Uzaylılar inşa etti?” iddiaları
Piramitler hakkında ortaya atılan en ilginç teori ise uzaylılar tarafından yapıldığı… Hatta SpaceX ve Tesla şirketinin sahibi olan, dünyanın en zengin insanlarından Elon Musk, paylaştığı bir tweette “Piramitleri uzaylıların inşa ettiği aşikar” ifadelerini kullanmıştı. Tweeti alıntılayan Mısır Uluslararası İşbirliği Bakanı Rania al-Mashat piramitleri görenlerin, bunların işçiler tarafından inşa edildiğine ikna olacağını söylemişti.
1127
Al-Mashat, Elon Musk’a “İşlerinizi büyük bir beğeniyle takip ediyorum. Sizi ve Space X’i piramitlerin nasıl inşa edildiğini anlatan metinleri incelemek ve piramitleri inşa edenlerin mezarlarını görmek için davet ediyorum. Bay Musk, sizi bekliyoruz” paylaşımında bulunmuştu.
1227
Sırrını hâlâ koruyan pramitlerle ilgili yapılan son araştırmalara göre ise o zamanlar piramitlerin yakınındaki bir taş ocağından taşları kızağa yükleyen işçilerin 2.5 ton ağırlığındaki kaya parçalarını çekerek piramitlerin olduğu bölgeye taşıdığı…
1327
Dünyada Piramitler gibi çeşitli iddialarla gizemi hâlâ çözülemeyen ilginç yerler var. İşte gizemin hâkim olduğu bölgeler ve tüylerinizi ürpertecek hikâyelerden bazıları…
1427
Poveglia Adası / İtalya
Eskiden vebalılar için karantina istasyonu ve akıl hastanesi olarak kullanılan Poveglia Adası, bugün terk edilmiş binalar ve yabani otlarla kaplı. Efsaneye göre karantina döneminde burada birçok insan yanmış. Şu anda Poveglia topraklarının insan külleriyle dolu olduğuna inanılıyor. Bunun dışında, adada akıl hastanesi olduğu dönemde çılgın bir doktor, hastalarını kobay olarak kullanıp açık beyin ameliyatıyla deliliklerini çözmeye çalışmış.
1527
Fakat kendi sonu da anlatılanlara göre adadaki çan kulesinin tepesinden atlaması olmuş. Efsaneye göre atlayıp ölmeyen doktorun boğazını, yerden çıkan hayaletler sıkarak öldürmüş. Bugün bile balıkçılar ada çevresinde balık tutmaya cesaret edemiyormuş, çünkü çoğu zaman ağlarına insan kemikleri takılıyormuş. Adada bugüne kadar toplamda 160 bin civarında kişinin öldüğü düşünülüyor.
1627
Pek çok kez belgesel kanallarının hayalet avcısı tarzı programlarına konuk olan adanın son sakinleri, adadan ayrılmalarının sebebini onlara sürekli “Gidin ve asla geri gelmeyin” diyen sesler olduğunu belirtiyorlar.
1727
Sedlec Ossuary / Çek Cumhuriyeti:
Bu kilisenin döşeme ve dekorasyonunda 40 bin kadar insan iskeleti kullanılmış. Dolayısıyla mimarisiyle ilgi uyandırıyor. Peki nasıl oluştu? Şapelin bahçesine gömülmek itibar görünce, burası giderek büyüyen bir mezarlık halini almış ve daha sonra küçültülmesi zorunlu hale geldiğinde, çıkarılan kemikler şapel içinde dekorasyon malzemesi olarak kullanılmış. Sağda solda kemiklerden piramitler oluşturulurken, ortada duran avizenin özelliği ise insan vücudunda bulunan bütün kemikleri barındırması…
1827
Benekli Göl / Kanada:
Başta sülfat olmak üzere mineral bakımından zengin olan bu gölde, gümüş ve titanyum bulunuyor. Benek şeklindeki alanlar yazın göl buharlaştığında ortaya çıkıyor. Yerli halk gölü kutsallaştırmış durumda. Birinci Dünya Savaşı sırasında bu göldeki tuzlar patlayıcı yapımında kullanılmış.
1927
El Çölü (Mano del desierto) / Şili:
Şilili heykeltraş Mario Irarrázabal’ın Atacama Çölü’nün ortasında yaptığı bu heykel görenleri hayrete düşürüyor. Sanatçının ‘Hand of the Desert’ adını verdiği çalışma, Antofagasta şehrine 75 km uzakta. 11 metre yükselliğe sahip el, sanki yardım istyormuşcasına duruyor.
2027
Yazar Mario Irarrázabal da bu heybetli anıtın yalnızlığı, adaletsizliği ve çaresizliği sembolize ettiğini söylüyor. Ancak ne yazık ki, bazı turistler vandalizme karşı koyamıyor; bu nedenle el periyodik olarak grafitti’den temizleniyor.
2127
Aokigahara Ormanı / Japonya:
Aokigahara Ormanı, Japonya’nın meşhur Fuji Dağı’nın hemen yanı başında bulunan ve uzaktan bakıldığında yeşilin her tonuyla dikkat çeken bir doğal güzellik. Yerli ve yabancı turistler bu ormana Fuji Dağı’nı çeşitli açılardan görmek, dağın fotoğraflarını çekmek ve hazırlanan parkurlarda doğayla iç içe yürüyüş yapmak için geliyor. Ama burası intihar ormanı olarak da biliniyor.
2227
Ormanın derinliklerine doğru gidildiğinde önce ağaçlarda topluma ya da geride kalanlara sitem amaçlı, mesaj veren çivilenmiş objeler ve bırakılmış veda notları görülüyor. Sonra ise çoğunluğu kendini ağaçlara asarak bazıları ise ağaç diplerinde aşırı dozda ilaç alarak kendini öldürmüş insanların bedenleri… Aokigahara’nın girişine gelindiğinde rastlanan, son kez bu ormana gelmek için kullanılmış ve terk edilmiş arabalar zaten nasıl bir ortam olduğu hakkında ilk fikri veriyor.
2327
Ormana girdiğinizde “Ateş yakmayın, çöp atmayın” gibi klasik uyarılar yerine “Lütfen intihar etmeyin, hayat size verilmiş bir hediye, ailenizi ve arkadaşlarınızı düşünün” gibi ifadeler yazılı. Yıldan yıla artması ve özendirici bulunması nedeniyle Japonya bu ormandaki intiharların sayısını resmi olarak açıklamıyor fakat sayının her yıl 50-100 arası olduğu tahmin ediliyor.
2427
Hoia Ormanı (Pădurea Hoia) / Romanya:
1968 yılında orduda çalışan bir teknisyenin bu ormanın üzerinde dolaşan bir UFO fotoğrafı çekmesinin ardından Hoia-Baciu, dünya genelinde paranormal bir şöhrete sahip oldu. Bu bölge aynı zamanda ‘Transilvanya’nın Şeytan Üçgeni’ olarak da anılıyor. Çünkü kimileri, bu ormana gezmeye giden insanların ortadan kaybolduğuna inanıyor. Bu ormanın içinden geçen bazı insanlar ise o süreçte şiddetli kaşıntı, mide bulantısı ve nöbet geçirdiğini iddia ediyor.
2527
Hayalet Şehir Ordos Kangbashi / Çin:
Dünyanın en kalabalık ülkesi olmasıyla bilinen Çin, nüfusun ihtiyacı olandan çok daha fazla konuta sahip olduğu gerçeğiyle de yüz yüze gelmiş durumda. Nüfus artış hızı gözetilmeden yapılan sayısız konut ve bu konutları satın almaya gücü olmayan insanlar nedeniyle inşa edilen sayısız yerleşim yeri şu an hayalet şehir olarak nitelendiriliyor. Bu durumun ortaya çıkış sebebi olarak Çin’deki emlak balonu gösteriliyor.
2627
Hayalet Şehir Centralia / ABD:
1962’de, bu kasabayı ‘hayalet şehir’e çeviren acayip bir kaza oldu. İtfaiyeciler terk edilmiş bir kömür madeninde çöp yakarken yanlışlıkla alevler kömür damarlarına yayıldı ve bugün hala devam eden bir yeraltı yangını başlattı. Bu acayip olay sayesinde bölgeden turistler, fotoğrafçılar ve gazeteciler eksik olmuyor.
2727
Haçlar Tepesi (Kryžių kalnas) / Litvanya:
Haçlar Tepesi eski bir mezarlık gibi… Sıklıkla Katolikler geliyor buraya. Ziyaretleri sırasında bir haç bırakırlarsa dileklerinin yerine geleceğine inanıyorlar. Bir efsaneye göre, tepeye haç bırakan ilk kişi, kızı ölümcül hasta olan bir köylüymüş. Kızı kurtulunca herkes buranın kerametine inanmış ve her gelen haç bırakmaya başlamış. Hürriyet