Pandemi salgın ilan edilen korona virüse laboratuvar ortamında çare aranmaya devam edilirken, vücudu zinde tutmak ve virüslere karşı daha çok direnç sağlayabilmek için alternatif tavsiyeler de gelmeye devam ediyor. Bu tavsiyelerden biri de Dahiliye Uzmanı Doktor Müslüm Sağır’dan geldi.
28
Uzun süredir bitkisel tedavi üzerine araştırmalar ve çalışmalar yürüttüğünü söyleyen Sağır; “Dahiliye uzmanlığı yaptığım yıllarda bazı gözlemlerim oldu, biz birçok kronik hastalıkta hastalarımıza tedavi sunamıyoruz. Bu durum beni yeni arayışlara yönlendirdi. Bunun neticesinde birtakım bitkisel tedavi yöntemlerinin uygulamadaki araştırmasını yapmaya başladım. Araştırmalarım ışığında şunu farkettim; Aslında her türlü hastalığın tedavisini bulmanız mümkün. Özellikle de dahiliye alanında ve doğal bileşenlerin hastalığı tedavi etmelerinden daha çok insanları hastalıktan koruma gibi bir özelliği olduğunu keşfettim.
38
Tabi ki uygun dozlarda verdiğiniz zaman hastalığı da tedavi eder hale gelebildiğini yine araştırmalarım neticesinde edindiğim bilgiler ışığında sizlere iletiyorum. Kesinlikle içerisinde kimyasal bileşen barındırmayan ürünlerle hastaları nasıl tedavi edebilirizi araştırırken, dünyaca bilinen Avrupa’da da kullanılan Karvakrol ön plana çıktı. Karvakrolün ne olduğuna gelirsek; karvakrol, bugün tüm dünyanın bildiği bir bileşen ve karvakrolü birçok bitkiden elde edebilirsiniz. Her şeyde minimum dozlarda karvakrol bulabilirsiniz ama en yüksek oranda kekikte mevcut.
48
Antik çağlardan günümüze kadar kekik, insanlara şifa vermesi için kullanılan bir bitki. Bunun içerisindeki karvakrol oranının saflık kalitesi, diğer bitkilerden kat ve kat daha fazladır. Tüm dünyadaki kekikler göz önüne alındığında ise, Türkiye’deki kekiğin içerisinde en saf oranda karvakrolü temin ettiğimiz görülüyor. Dünyanın en kaliteli kekiği Toroslar’da, Antalya bölgesinde yetişiyor. Kekiğin, en kaliteli ve en saf hali orada mevcut. Tüm dünyaya bunun ihracatını yapan üç ülkeden birisiyiz. Bize ait bir değer ve biz bundan niye mahrum kalalım…’
58
Piyasalarda açıkta satılan kekiğin, karvakrol oranının çok düşük olduğunu belirten Sağır; ”Size gelen kekik işlenmiş kekik, içerisindeki karvakrolü alıp ihraç ediyorlar. Soflarınıza gelen kekiğin içerisinde karvakrole ait bir şey kalmıyor, özelliğini kaybetmiş bir kekik kullanıyorsunuz. Kaldı ki kaybetmemiş olduğunu varsayalım 100 kilo kekikten, 3 kilo kekik yağı çıkar. Onun içerisinden de yaklaşık 400- 500 gram karvakrol alabiliriz ve size verilebilecek tedaviyi alabilmeniz için de günde yaklaşık 50 kilo kadar bir kekik tüketmeniz gerekiyor.”
68
TÜM VİRÜSLERE KARŞI ETKİLİ… Karvakrolün tüm virüslere karşı da etkili olduğuna dikkat çeken Sağır, sözlerine şöyle devam etti: Virüslere karşı etkili ve virüsün yapısını bozarak etki gösteriyor. Hatta son günlerde korkulan korona virüsüne karşı bile kullanılabileceğini düşünüyorum. Çünkü korana virüsü, akciğerdeki AC2 proteinine bağlanarak solunum siteminde problemleri ortaya çıkarıyor.
78
Akciğer enfeksiyonlarını ortaya çıkarıyor veya akciğer yetmezliğine götürüyor. Ancak Karvakrolün hidroksil grubunun her türlü moleküle bağlanma yeteneği mevcut. Yani virüs AC2’ye bağlanacağı yerde gelip karvakrole bağlanabilir. Bağlandığında da o virüs etkinliğini kaybedecektir. Tabi bu sadece korona virüsü ailesi için değil, bütün virüslere karşı bunu yapabilme yeteneği mevcut.