Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yer alan Gölyazı Köyü ilginç doğal yapısı ile Karadağ’ın meşhur Sveti Steffan Köyü’nü andırıyor.
215
Efsanelere konu olan Apollonia’nın merkezi olarak bilinen Ulubat Gölü kenarındaki bu küçük yarımada 250 yıllık Rum Evleri, 700 yılı aşkın Ağlayan Çınarı, eşsiz coğrafi yapısı ve kuş cenneti olma özelliği ile Gölyazı, haftasonu yeni yer keşfetmek isteyenler için biçilmiş kaftan.
315
İstanbul’dan, Bursa’dan fotoğrafçılık kulüpleri Gölyazı’ya günün doğuşunu fotoğraflamaya geliyor. Ayna etkisi yapan durgun suyu, etrafını kuşatan dağlar ve sabahın erken saatlerinde vira veren balıkçılar çok güzel fotoğraf karelerinin çıkmasına sebep oluyor. Hatta bazı kulüpler, balıkçıları bir gün önceden arayıp, onları modellik yapması için tutuyor.
415
Gölyazı Köyü Bursalıların haftasonu kahvaltısı için tercih ettiği yerlerden. Özellikle pazar günleri, göl manzarasına karşı bir serpme kahvaltı + gözleme ikilisi için bolca insan geliyor. Gölün kenarında, aile işletmesi, küçük, salaş cafe ve kahvaltıcılar, ve taze gözleme yapan teyzelerin mekanları var.
515
Uluabat Gölü’nde 11 ada varmış. Bunlardan yakın olan birkaçına balıkçıların tekneleri ile gidebiliyorsunuz.
615
Uluabat Gölü’nde yerli halk geçimini balıkçılık ile sağlıyor. Gölde de yayın ve turna balığı yetişiyor.
715
Arada nadiren de olsa Kerevit’te çıkıyormuş. Artık nesli tükendiği için pek fazla satışı yapılmıyor.
815
Gölde bolca bulunan Yayın ve Turna balıkları size farklı sunumlarda servis ediliyor. Damak tadınıza göre balıklar yağda kızartılmış halde veya domates biber soslu güveç ile beğeninize sunuluyor.
915
Ağlayan Çınar için adanın en eski hazinesi desek yanlış olmaz herhalde. Yarımadayı karaya bağlayan köprünün hemen başında bulunan Ağlayan Çınar, 744 yaşında olup, turistlerin en çok ilgisini çeken doğal harikaların başında geliyor.
1015
Adını gövdesinden akan suyundan alan çınarın efsanesi, eski adıyla Apolyont şimdiki adıyla Gölyazı’da yüzyıllar önce Rumlar ve Türkler birlikte yaşadığı yıllara dayanıyor.
Çınarın arkalarından gözyaşı döktüğü aşıklar, yakışıklı Türk genci Mehmet ve güzeller güzeli Rum kızı Eleni bu barış dolu ortamda, çocukluklarından itibaren hiç ayrılmadan büyüdüler. Ancak bu iki millet arasında başlayan düşmanlık aralarına girdi. Rum köyleri boşaltıldı ve burada bulunan Rumlar ile Selanik’te bulunan Türklerin yer değiştirmesine karar verildi.
1115
Mehmet, Göç için yola çıkan Rumlar arasında sevgilisi Eleni’nin de olduğunu öğrenince kendini yollara vurdu ve onu aramaya başladı. Eleni’nin ağabeyi Yorgi, Mehmet’in yolunu kesip artık kardeşliğin bittiğini, sonsuza kadar sürecek bir düşmanlığın başladığını söyleyerek, Eleni’ye ulaşmasına engel olmak istedi. Mehmet sözünden dönmeyi, aşkından vazgeçmeyi kabul etmedi. Bir anlık öfkesine yenilen Yorgi, Mehmet’i öldürerek kanlar içinde olduğu yerde bıraktı.
1215
Mehmet son gücünü, Eleni’siyle gizli gizli buluştuğu çınara varmak için kullandı ve çınarın oyuğuna sevgilisi için bir not yazdı. Kanıyla yazdığı notta “Canım sevdiğim, sonsuza dek seni burada bekleyeceğim” diyordu. Eleni olanlardan habersiz konvoyda ailesiyle birlikte ilerlerken, sırdaşı Penelopi’den olanları öğrendi. Konvoydan ayrılıp Mehmet’i bulmak için ilk aklına gelen yer olan çınarın yanına gitti.
1315
Mehmet’in ölü bedenine son kez sarıldı, notunu okudu ve gizli buluşma yerleri, aşklarını şahidi olan bu çınarın altında canına kıydı. Çınara ise onların hikâyesini geleceğe taşımak ve sonsuza dek onlar için gözyaşı dökmek kalmıştı.
1415
Aziz Panteleimon Ortodoks Kilisesi ülkemizde eşine az rastlanır biçimde mimari bir yapıya sahiptir. 19. y. y Anadolu Rum Ortodoks’ları tarafından günümüze miras bırakılan bu yapı savaş yıllarına kadar aktif olarak kullanılmıştır. Aziz Panteleimon Kilisesi savaşlara, yağmalamalara, hırsızlara, doğal afetlere karşı fazla dayanamayıp hasar almıştır. Kilise onarılıp kültür evi olarak halkın kullanımına sunulmuştur.
1515
Muhteşem güzelliğe sahip olan Gölyazı Köyü görülmesi gereken doğal yerlerdendir.