Özdal, yazısında şu ifadedeleri kullandı:
Dolar kuru pazartesi akşamı 19 lirayı zorlarken bugün 11 lira seviyelerinde.
Yani yüzde 40 civarında bir düşüş söz konusu.
Peki eldivenden, merdivene roket gibi yükselen fiyatlar yüzde 40 oranında düştü mü?
Bırakın yüzde 40’ı, yüzde 5’i, yüzde 10 bile inmedi fiyatlar.
Hatta roket gibi fırlayan fiyatlar, paraşüt gibi bile inmiyor.
Ev, araba, temizlik maddesi, sebze, meyve ve ekmeğin etiketi değişmedi.
Önceki gün Tarım Kredi Kooperatif Marketi’nden indirim haberi geldi hepsi o.
Dün bu sorunun peşine düştüm.
İşte bana söylenenler…
Birçok market sahibi indirime yanaşmıyor.
Çünkü “Biz doların 25, 30 lira olacağını düşünerek yüklüce mal stokladık. Yüksek fiyattan aldığımız malları, düşük fiyata satarsak zararımız büyük olur. Hele elimizdeki stok erisin, bakarız” havasındalar.
Birçok oto galerici indirimi aklının ucundan bile geçirmiyor.
Çünkü, “Yüksek kur günlerinde 300 bin liraya aldığımız aracı zararına satacak değiliz ya. Zaten sermayemiz eridiği için sattığımız aracın yerine araç koyamıyoruz” düşüncesindeler.
Birçok müteahhit, indirim yapmaya kesinlikle karşı.
Çünkü, “İhracata talep arttığı için inşaat malzemelerinin tamamının fiyatı çok yükseldi. Bir kapının fiyatı 5 bin lira oldu! Üzerine bir de döviz kurunun yükselişi geldi. Evet dolar yüzde 40 düştü ama arsa payıyla birlikte 1 milyona mal ettiğimiz daireyi 800, 900 bin liraya satarsak, batarız” diyorlar.
Birçok fırıncının , ekmek zammını geri çekmek gibi bir niyeti yok.
Çünkü “Unun çuvalı 180 liradan 300 lira oldu. Un fiyatları geri çekilse bile, enerji zamları maliyetlerimizi artırdı. Ayrıca asgari ücrete gelen zamla birlikte işçilik maliyetimiz de yüzde 50 arttı. Son zam bile bizi kurtarmıyor” sözleriyle kendilerini savunuyorlar.
O halde piyasanın dengeye gelmesini beklemek gerekecek.
Piyasanın dengelenmesi için de dövizin istikrara kavuşması şart oğlu şart.
Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın yazısının tamamı için tıklayın?