Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Öğretmenler Günü programında yaptığı konuşmada, “Gerek PKK, DHKP-C gibi etnik ve mezhebi farklılıkları kaşıyan örgütlerin gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı, eğitim ve öğretim alanındaki hatalardır.” ifadelerini kullandı.
“Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Teröristle mücadele güvenlik birimlerinin, terörle mücadele ise tüm toplumun görevidir. Bir tek evladımızın dahi bu tür insanlık düşmanı yapıların eline düşmesine gönlümüz razı gelmez. Hangi terör örgütü tarafından devşirilirse
devşirilsin hiçbir evladımızın kaybolmasına, vatanına, milletine, devletine, anne babasına ihanet etmesine gönlümüz razı değil. Bu şer odaklarına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz.”
“Görevden alınanlar vesaire, bunları da tabii ki alacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görevden alınanlar vesaire, bunları da tabii ki alacağız. Mümkün olduğunca da istiyoruz ki at izi it izine karışmasın ama bu tür şeyler de olur mu, tabii o kadar da olur. Çünkü A’dan Z’ye kendilerini acayip saklıyorlar. ‘Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem, dili yok yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım.’ diyor şair. Şu anda bildiklerimi tabii söyleyemeyecek durumdayım ama günü geldiğinde inşallah onlar da belki kaleme dökülecektir. Çünkü her doğruyu her yerde, her zaman söylemek doğru değil. Onun için sabır gerekiyor.” dedi.
“Teröre sempatiyle bakan hatta farklı örgütlerin dağ ve şehir kadrosuna militan kazandıran Milli Eğitim Bakanlığı mensupları yok mu? Elbette var.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var. Fakat bunlar, kimliğinde ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir, olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddeleridir.”
“Muallimlerine, müderrislerine gerekli hürmeti sunmayan ülkenin geleceği karanlıktır’
Erdoğan, “Muallimlerine, müderrislerine gerekli hürmeti sunmayan, onların fedakarlıkları karşısında ahde vefa göstermeyen bir ülkenin geleceği karanlıktır. Öğretmenlerini yokluğa, yoksulluğa, çaresizliğe sevk eden bir milletin benlik bilinci de medeniyet tasavvuru da gelişmez, gelişemez. Böyle ülkelerin yerinde sayması mukadderdir.” dedi.
Öğretmenlik mesleğinin sadece eğitim, öğretim sürecinde edinilen bilgileri sınıfta öğrencilere aktarmak olmadığını belirten Erdoğan, “Öğretmenlik, bilgi yanında tecrübe ve irfanla çocuklarımızı, gençlerimizi geleceğe hazırlama mesleğidir. Bu yönüyle öğretmenler, eğitim sistemimizin temel yapı taşları, istikbalimizin de mimarlarıdır.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“İçinde bulunduğumuz topraklar kültürel ve tarihi olarak zengin olmaları yanında aynı zamanda birer devletler kabristanıdır bu topraklar. Bu topraklarda bırakın devlet olarak gelişmeyi, mevcudiyetinizi korumak için bile büyük bedeller ödemeyi göze almanız gerekir. Nitekim Anadolu’nun kapılarını kendimize ebediyen açtığımız 1071’den beri çetin mücadeleler yürüttük halen de yürütüyoruz. Bu mücadelede sadece cenk meydanlarında olaylar olmadı, bu mücadele sadece cenk meydanlarında verilmedi. Yalnızca siyaset sahnesinde, diplomaside, ticarette, sanayide yaşanmadı. Esas mücadele ilim hayatında, bilimde, eğitimde gerçekleşti.”