Antalya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasına müştekiler ile elektronik kelepçe takılarak tutuksuz yargılanan müteahhit Ahmet S. ile diğer 21 sanıktan 17’si katıldı.
Mahkeme Başkanı Nihat Altuğ, müşteki sayısı fazla olduğu için her duruşmada 40-50 kişinin ifadesinin alınabildiğini söyledi. İfadeye çağrılmayan 150 müşteki daha olduğunu anlatan Altuğ, önümüzdeki duruşmalarda da ifade alınmasına devam edileceğini aktardı. Sanıklar hakkında örgütsel faaliyet kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açıldığını belirten Altuğ kimlik tespitinden sonra 32 müştekinin ifadesini aldı.
‘ŞEHİT EŞİMİN KAN PARASIYDI’
Şehit eşi olduğunu söyleyen müşteki Mihdiye Ekici, 13 yıl önce polis memuru eşi Muzaffer Ekici’nin Kemer’de görevi sırasında geçirdiği trafik kazasının ardından kendilerine 25 Bin TL kan parası verildiğini anlattı. Parayı bir ev almak için sakladığını belirten Ekici, “2013 yılında bir arsa gösterdiler. Bu arsanın önünde tabelası vardı. Kısa sürede inşaatı bitireceklerini söylediler. Ben şehit eşi olduğumu söyleyince 50 bin TL’lik dairede 5 bin TL indirim yapacaklarını söylediler. 45 bin TL’ye anlaştık. Bankadaki 25 bin TL’yi inşaat firmasının hesabına yatırdım. Kalanını da evi teslim alınca verecektik” dedi. Kendilerine satılan hayali dairenin üç kişiye daha satıldığını öğrenince üzüntüsü daha da katlanan Mihdiye Ekici şikayetçi olduğunu söyledi.
‘BAŞIMA GELMEYEN KALMADI’
27 yıl hemşirelik yaptıktan sonra ev sahibi olma hayaliyle başvurduğu firma tarafından dolandırıldığını söyleyen Gülşen Doğan, “Bana Zeytinköy semtinde kabası bitmiş bir binayı gösterdiler. Dairenin inşaatını iki ayda bitirip tapuyu vereceklerini, bitmezse her ay kira ödeyeceklerini söyleyip ikna ettiler. Bu sözlere aldanıp 85 bin TL’ye daireyi almaya karar verdim. 2012 model bir otomobilimi 35 bin TL’ye saydık. 20 bin TL de kredi çekip nakit verdim. Kalan 30 bin TL’yi inşaat tamamlanınca verecektim. İnşaat öylece ortada kaldı. Ben elektriksiz, susuz, kapısız, penceresiz olan eve taşındım. Çünkü kredi çektiğim için taksit ödüyordum. Benim üniversitede okuyan iki kızım var. Uyuşturucu madde bağımlıları şantiye halindeki bu binaya da dadanmışlardı” diye konuştu.
Başına gelmeyen olay kalmadığını söyleyen Doğan, “İskanı olmadığı için ikametgahımı da burada gösteremiyordum. Yıllar önce geçirdiğim bir trafik kazasından dolayı hakkımda tazminat davası açılmış. Buna dair karar da elime geçmedi. 58 bin TL tazminata mahkum edilmişim, tebligat elime ulaşmadığı için haberim olmadı. Bu yüzden itiraz da edemedim ve karar kesinleşti. Taksitlendireyim dedim ancak 3 bin TL’lik taksitleri de ödeyemiyorum” dedi.
‘ÇIKMASI İÇİN DUA ETTİM’
Duruşmada fenalaşan Gülşen Doğan, “Ahmet S. tutuklandığında tahliye edilmesi için dualar etmiştim. Belki cezaevinden çıkınca bizim binalarımızı tamamlar diye düşünmüştüm. Ama tahliye olduktan sonra da bir gelişme yaşanmadı” dedi.
ÇOCUKLARININ GELECEĞİ
5 çocuk annesi Ayşe Aslan kendisinin üç ayda bir 1200 TL maaş aldığını belirterek iki çocuğunun madde bağımlısı olduğunu, başlarını sokacak bir ev sahibi olma hayaliyle firmaya başvurduklarını anlattı. Aslan, “Bizden 30 bin TL para alıp iki odalı bir salonu ve mutfağı olan bir ev vaat ettiler. Boş bir arsayı gösterip binayı buraya yapacaklarını söylediler. Sonra dairenin başkasına da satıldığını öğrendik. Bu kez aynı paraya 1 oda 1 salon vaat ettiler. Bunu da yerine getirmediler” diye konuştu.
‘TUVALET TEMİZLEYEREK KAZANDIM’
Fransa’da yaşayan 66 yaşındaki Kezban Havutçu ise kendisine Dutlubahçe Mahallesi’nde boş bir arsa gösterilerek 105 bin TL karşılığında 8 ayda teslim sözü ile dubleks daire vaat edildiğini söyledi. Peşinat olarak 50 bin TL verdiğini bu parayı tuvalet temizleyerek kazandığını anlatan Havutçu, “Ben 50 bin TL’yi firma çalışanlarından Orhan E.’nin hesabına yatırdım. Vaat edilen sürede inşaat başlamayınca Türkiye’ye geldim. Bitişikteki arsanın 90 santim bizim arsaya kaydığını sınır ihtilafı nedeniyle inşaatın geciktiğini belirtip ‘mahkemelik olmayan müteahhit mi var?’ dediler. Aradan kısa bir süre sonra dolandırıldığımı anladım. Ben o parayı sürüne sürüne tuvalet temizleyerek kazandım. Türkiye’de adalet bulamazsam Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağım” şeklinde ifade verdi.
Akdeniz Üniversitesi’nde hemşirelik yapan Seda Aygüler, 2013 yılında boş bir arsa gösterilerek 55 bin TL karşılığında bir dairenin kendisine satıldığını, tüketici kredisi çekip firmanın hesabına havale ettiğini, olay nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu belirterek şikayetçi olduğunu söyledi.
‘KELEPÇE PSİKOLOJİMİ BOZDU’
Duruşmaya elektronik kelepçeyle katılan müteahhit Ahmet S., zararları gidermek için kendisinin 2 yıl kadar bir süreye ihtiyacının olduğunu söyledi. Bu süreçte 144 dairelik bir projeyle ve başka projelerle ilgili çalışmaları tamamlamayı planladıklarını anlatan Ahmet S., projeyle ilgili İstanbul’daki iki şirketle görüşmeler yaptıklarını anlattı. Şehir dışına çıkma yasağı ile elektronik kelepçenin kendisini kısıtladığını söyleyen Ahmet S., “Elektronik kelepçeden rahatsızım. Üzerimde bulunması beni strese sokuyor. Adli kontrol kararının kaldırılmasını istiyorum” dedi.
Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Nihat Altuğ, “Bizi gelecekteki projeleriniz ilgilendirmiyor. Biz geleceğe değil geçmişe bakıyoruz” dedi ve Ahmet S.’nin elektronik kelepçenin çıkarılması talebini reddetti.
Bugüne kadar 350 müştekinin ifadesini alan mahkeme kalan 150 müştekinin de ifadelerinin alınabilmesi için duruşmayı Nisan ayına erteledi. Duruşmanın ardından sanık avukatları ve müştekiler arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Mahkeme 9-13 ve 15 Nisan’da yapılacak duruşmalarda kalan 150 kişinin ifadesinin alınıp savcının mütalaasını vermesiyle davayı karara bağlayacak.
OPERASYON NASIL BAŞLADI?
Antalya’da proje üzerinden maket ev satarak piyasayı dolandırdığı iddiasıyla 2013 yılı Mayıs ayında düzenlenen operasyonda Ferrari marka lüks otomobillerle poz veren firmanın Yönetim Kurulu Başkanı ve Çalışkan Emlak’ın sahibi Ahmet S. ile birlikte toplam 21 kişi gözaltına alınmıştı. 500’ün üzerinde kişinin dolandırıldığı iddiasıyla müteahhit Ahmet S. ve şirket çalışanı 21 kişi hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kurulan örgüte üye olma ve dolandırıcılık yapmak’ suçlarından dava açılmıştı. İlk duruşmada tutuklanan müteahhit Ahmet S. ve çalışanlar 14 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Müteahhit Ahmet S.’ye elektronik kelepçe ve şehir dışına çıkış yasağı getirilmişti.