Olay Gazetesi Bursa

‘Evrensel konulu şiirler yazıyorum’

“Dünya Çocuklarına Mektuplar“ alt başlığıyla “Nil'in Gözyaşları“ adlı şiir kitabını okurların beğenisine sunan şair Ünata Öztürk, “Evrensel konulu şiirler yazıyorum” diyor.

DİLEK ATLI

Bursa’da yaşayan kimya öğretmeni ve şair Ünata Öztürk’ün, “Nil’in Gözyaşları – Dünya Çocuklarına Mektuplar” adını verdiği şiir kitabı, raflarda yerini aldı. Kuzgun Kitap’tan çıkan kitabı hakkında “Belgesel tadında bir kitap oldu. Dünyada yaşanmış olayların şiir ile anlatımı aslında” diyen Öztürk, sorularımızı yanıtladı.

Babanız şair Rıza Polat Akkoyunlu, Türk şiirinin önemli değerlerinden biri. Sizin şiir ile olan ilişkiniz babanızla mı başladı?

Ailede babam ve benden başka şiirle ilgilenen olmadı. Babamdan etkilenme ihtimalim elbette var. Ama önce asıl soyadımız Öztürk, bunu belirtmeliyim. Akkoyunlu, tam bu anlamda olmasa da, babamın bir mahlazı diyebiliriz. Öztürk yerine Akkoyunlu olarak yayılmış soyadı. Yani, doğru olan Rıza Polat Öztürk. Babamın soyu Akkoyunlulardan geldiği için bu mahlaz kullanılmış. Babam belki de ailesine ve soyuna olan saygısı yüzünden Akkoyunlu’yu kullanmayı tercih etmiş. 

NEDEN YAZDIĞINI BİLMELİ

Şiirinizin ilk günden, “Nil’in Gözyaşları“ kitabına kadar gelişimini nasıl değerlendirirsiniz?

Şiir aşık olmakla başlar. Bireyseldir. Ama sonra şiir insana bir misyon yükler. Ben neden yazıyorum sorusunu soruyorsa şair kendisine, o zaman doğru yolu bulur. Yani, neden yazdığını bilmeli şair. Yıllar sonra da bu soruyu sorarsınız ve şiir yazmaya yeteneğiniz de varsa, dünyanın yükünü omuzlarınıza almak zorundasınız. Çünkü siz bir savaşçı olursunuz ülkeniz ve dünyanız için. İnsanlara bir şeyler verebilmek için aşkı, kişiselliği bir yana bırakıp dünyanın sorunlarını dile getirirsiniz. Bireysellikten evrenselliğe geçersiniz…

Buradan yola çıkarak, şiirin gücünü nasıl tanımlıyorsunuz?

Şiir, ülkelere yön verir. Toplumu yönlendirebilir, nehirlerin akışını değiştirebilir. Her yıl 70 bin ila 80 bin arası şiir kitabı, Kültür Bakanlığı’ndan bandrol alıyor. Çok büyük bir rakam. Diğer taraftan, geçmiş şairlerimizden çok daha güçlü şairler var şu an. Az bir zümrenin şiir üzerine çalışmaları vardı geçmişte. Saysanız, çok az sayıda şair sayabiliriz eskilerden. Ama şimdi yüzlerce insan var ve iddia ediyorum çok daha güçlüleri bulunuyor. Ama kitap kirliliğinde boğuluyorlar. 

BABASI DA ŞAİR

Babanız şair Rıza Polat Akkoyunlu Türk şiirindeki yerini siz nasıl ifade edersiniz?

Sadece bir oğul olarak değil, diğer şairlerden dinlediklerimi ifade edebilirim… Cumhuriyet tarihinin yetiştirdiği önemli şairlerden biridir. Çünkü değişik bir dili var. Çok melodik ve çok lezzetlidir. Onun şiirlerini okuduğunuzda bir şeyler yaşatır size. Gözünüzü kapattığınızda bir tablo oluşur ve keyif alırsınız. Çok şiir var; okursunuz, biter ve aklınızda bir şey kalmaz. Rıza Polat Akkoyunlu’nun en çok bilinen şiiri Nokta Noktam’dır. ‘Seninle biz bir kabukta iki bademiçi gibiyiz’ mısrası örneğin. Bunu unutmak mümkün mü? Ben de ilk yazdığım aşk şiirlerinde ondan çok etkilendim elbette. Babam bugün yaşasaydı, aşk şiirleri içinde olmak üzere evrenselliğe doğru yönelirdi. Çünkü o günkü dünya meseleleriyle bugünküler aynı değil. Kitabımın önsözünde belirttiğim gibi, dünyada bu kadar savaş ve açlık yaşanırken Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, dünyada sulh’ sözünün önemi daha da dikkat çekiyor.

 

Nil’in Gözyaşları kitabınıza gelirsek… Neler dersiniz?

 

En etkilendiğim şairlere yazdığım şiirler var kitapta. Pablo Neruda bunlardan biri. Nâzım Hikmet ve Rıza Polat Akkoyunlu var tabii ki. Kitabın özünde savaşlara karşı bir duruş var. Nil Nehri’nin geçtiği topraklar üzerindeki açlık ve sefalet… Dünya çocukları üzerine yaptığım bir çalışma. Yaklaşık 7 yıl önce başladım bu şiirleri yazmaya. Belgesel tadında bir kitap oldu.